Makedonya Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı Müsteşarı Enver Hüseyin ile Makedonya’daki Türkçe eğitimin önemini, mevcut sorunları, sorunların çözümü için atılması gereken adımları konuştuğumuz ropörtajı ilgilerinize sunuyoruz.
Seyyid EMİN / TİMEBALKAN ÖZEL
Okuyucularımızın sizi daha yakından tanıması için kendinizi tanıtır mısınız?
Goce Delçev –İştip Üniversitesi, Pedagoji bölümünden mezunum. Yüksek Lisan-Siyasi Bölümler Uluslararası Diploması mezunu. 2012-2014, Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanlığı (MEB) Bakanlığında Pedagoji Kurumu Müdür olarak görev yaptım. 2014-2017, ÇSP Bakanlığı Müsteşar olarak hükümet tarafından atanmış ve Kasım 2018 MEB Bakanlığında Müsteşarlık görevine getirildim. Bulunmuş olduğum görev bana uzak ve yabancı olmadığından dolayı bana verilen bu görevi layikiyle yerine getireceğimden eminim..
TDP’nin Başbakan Zoran Zaev önderliğindeki hükümete katılmasının ardından Eğitim ve Bilim Bakanlığı’na müsteşar olarak atandınız. Bu süreci bizimle paylaşır mısınız?
Malumunuz 2016 yılında devlet memurları yasasında yapılan yasa değişikliklerinden sonra bakanlıklardaki müsteşarlık görevine hükümetin atamasıyla değilde bakanların kararnamesiyle yapılmaktadır.
Bizlerinde yapmış olduğumuz anlaşmalar doğrultusunda Türk Demokratik Partisi (TDP) kadro komisyonu tarafından şahsımıza bu görev uygun görülmüştür. Belirli bir süreç diliminde önce MEB bakanlığında kadro aldık bir zaman sonra Eğitim Bakanı tarafından müsteşarlık görevi kararnamesini aldık, böylece kasım 2018 tarihi itibariyle Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanlığında Müsteşar olarak görevimizi ifaa etmekteyiz.
Makedonya’da Türkçe eğitim yüz yıllardır devam eden bir olgu. Osmanlı’nın bu topraklardan çekilmesiyle birlikte Türkçe eğitime ara verilse de 21 Aralık 1944 yılında Latin alfabesiyle Türkçe eğitim bu topraklarda yeniden başladı ve kesintisiz devam ediyor. Makedonya’daki Türkçe eğitimin önemi hakkında neler söylersiniz?
Sizlerin de dediği ve Makedonya’daki yaşayan Türklerin başta gelen sıkıntılarından biri eğitimdeki var olan sorunlardır. Bu konu üzerinde yillardır bizler ve bizden önce olan her birey ve kurumlar tarafından bu konu üzerine çalışmalar yapılmış ve yapılmaktadır.
Ancak devamlı yapılan çalışmalarda çıkan sorunların tespit edilmesi değil de artık tespit edilmiş ve var olan sorunların çözüme kavuşturulması için ciddi manada adımların atılması gerekmektedir.
Çözümden söz etmişken eğitimdeki sorunları bir kişinin, bir derneğin (STK’nın), ya da bir siyasi partinin sorunu olarak görmek yerine bu bizim ortak sorunumuzdur. Bu her bireyin sorumluluğunda olan ve çözülmesi gereken bir olay olarak görürsek o zaman çözüme ulaşmakta kolaylaşacaktır. Tabi bunu derken biz siyasiler ya da devlet kurumlarındaki olan görev taşıyıcılar sorumluluğumuzu hafifletmek için diye demiyorum. lbet en büyük sorumluluk bu kişilerdedir, ancak bu ortak ve milli bir dava olarak kabul görülmüş olmasındandır.
Çünkü bazı durumlarda soydaşımız kendi anaysal haklarından faydalanmaları için gereken yerlere seslerini duyurmalrı gerekmektedir. Örneğin, bazı yerlerde hala kendi anadilinde eğitim verilmemesi sınıf ve okuların açılması için oradaki soydaşın resmi taleplerin olması gibi. Bazı bölgelerimizde eskiden kadro yetersizliğinden yakındığımız ama günümüzde kadroların var olması ve Türkçe eğitimde, Türk öğretmenlerin yerine eskiden yerleri doldurulmuş diğer dillerde eğitim verilmesi bu gibi sorunları da yerel çaptan resmi kanalların çalıştırılması gerekmektedir. Bu tür örnekleri çeşitlendirebiliriz. Buna benzer diğer konularda bizlerin dayanışma içerisinde olarak hareket edersek çözüme ulaşılacaktır kanatindeyim.
21 Aralık Türkçe Eğitim Makedonya’da 2007 yılında, Makedonya meclisine dönemin TDP milletvekileri tarafından önerge teklifi sunulmuştur ve mecliste kabul görerek 2007 yılından itibaren biliyorsunuz Makedonya Türklerin resmi bayramı olarak kutlanmaktadır. Makedonya genelinde değişik şekilde çoşkuyla anılmaktadır. Bu bizim ortak değerimiz ve bundan sonra da sahip çıkılması gerkmektedir. Biz bizlere düşen her görevi yapmaya hazırız.
Özellikle her 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı’nda Makedonya Türkçe eğitim sorunları dile getirilir ve pek çoğu çözülmeden gelecek yıl da tekrarlanır. Sıkıntıların başında Türk öğretmen kadrosu, Türkçe ders kitapları ve servis sorunu gelmekte. Bu sorunlar Doğu Makedonya’da daha belirgin şekilde karşımıza çıkıyor. Söz konusu sorunların çözümü noktasında yapılması gerekenler nedir?
Bu sorularla ilgili bir önceki cevaplarımda zaten belirtmiştim. Bu sadece Doğu Makedonya’da değil Makedonya genelindeki olan sorunlar vardır ve bizler bunlarla ilgili her gün değişik bölgelerden şikayet ve tepkiler alıyoruz. Dediğim gibi bu konuda ortak ve ciddi manada çözüm için çalışmalar yapmak gerekmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda Makedonya Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı işbirliğinde Üsküp Yunus Emre Enstitüsü ve TİKA ortaklığında Makedonya’daki Türkçe Eğitimin sorunlarını bilimsel bir perspektif sunmak ve eğitimsel, yönetimsel, ekonomik ile sosyokültürel boyutlarıyla Türkçe eğitim alanında karşılaşılan sorunları değerlendirmek gayesiyle “Makedonya’daki Türkçe Eğitimindeki Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı” düzenlendi. Makedonya’daki Türkçe eğitim sorunlarının çözümü noktasında Türkiye Cumhuriyeti kurumlarıyla nasıl bir strateji uygulanması gerekiyor?
Söylemiş olduğunuz çalıştayla ilgili pek fazla bir malumatım malesef yoktur. İşte bizlerinde söylemek istediğimiz budur. Bu sorun benim, senin, ötekinin sorunu değil de sorun hepimizin sorunu olarak görürsek bu konuda işbirliklerimiz olursa çözümler de daha kolay olur. Wvet Türkiye’yi temsilen buradaki kurumların vermiş oldukları destekler bizler için vazgeçilmemesi gerkmektedir. Ancak bizler Makedonya’daki Türkler, soydaşlar bu sorunlarda kenetlenirsek bizim hayrımıza olacaktır. Bunu bir ata sözüyle tamamlamak istiyorum “Bir Elin Nesi Var, İki Elin Sesi Var”.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bizlere, sizlerin özelikle medya olarak göstermiş olduğunuz ilgiden dolay teşekkür etmek istiyorum.