Suriyeli sanatçı Lena Chamamyan, “Yeni projelerimi de artık albüm şeklinde değil, single olarak çıkaracağım. Bunları tek bir albüme sıkıştırmak istemiyorum ve son olarak yakın zamanda ‘Ben Suriyeliyim’ adlı şarkım için stüdyoya gireceğim.” dedi.
Ermeni asıllı Suriyeli sanatçı Lena Chamamyan, müziğin her insanın kendi ruhunun bir yansıması olduğunu söyleyerek, “Eserlerimde hiçbir zaman, sahip olduğum kültür dolayısıyla, kulağımdaki seslerle hayalimdeki resimleri bir kenara bırakamıyorum. Bunlar benim için, doğu ile batı müziğinin ayrılmaz bir parçası haline geliyor.” dedi.
Orta Doğu’nun geleneksel şarkılarını batı enstrümanlarıyla harmanlayıp kendine has bir üslupla yorumlayan Chamamyan, müzik kariyerine henüz 5 yaşında verdiği konserle başladı.
Babası Kahramanmaraşlı, annesi ise Mardinli olan sanatçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisi için İstanbul’un özel bir yeri olduğunu ve her defasında İstanbul’a gelmekten mutluluk duyduğunu ifade etti.
Chamamyan, Şam ve Halep’i anımsatan birçok eserin İstanbul’da yer aldığına işaret ederek, “İstanbul’un özel bir rengi, tadı var ve bu tat İstanbul’da yaşayan Türklere, Suriyelilere yansıyor. Ayrıca burada insanlar çokça müzik dinliyor. İyi bir kulakları var. İstanbul’da nereye gidersem gideyim, sokaklarda, kafelerde çalan müzikler oldukça kaliteli.” diye konuştu.
Son konserinin biletlerinin çok çabuk tükenmesi nedeniyle İstanbul’da yakın bir zamanda yeniden konser vermeyi planladığını söyleyen genç sanatçı, şunları söyledi:
“2013’te İstanbul’daki ilk konserimdeki ilgiye de oldukça şaşırmıştım. Sadece Arapça ve Ermenice şarkılar söylememe rağmen ilgi oldukça yoğundu. Sosyal medyaya baktığımda en çok İstanbul’dan şarkılarımın paylaşım yapıldığını görüyorum. Bu paylaşımlar da sadece burada yaşayan Araplar ve Suriyeler tarafından değil, daha çok Türkler tarafından yapılmış.”
“Müzik her insanın kendi ruhunun bir yansımasıdır”
Lena Chamamyan, müzikte her zaman yenilikçi arayışlar içerisinde olduğunun altını çizerek, caz, folk, oryantal, fado, sufi, Afrika ve Latin ezgilerinin birleşimiyle hazırladığı eserlerinin, doğup büyüdüğü Ermeni kültüründen izler taşıdığına vurgu yaptı.
Müziğin her insanın kendi ruhunun bir yansıması olduğunu sözlerine ekleyen genç yorumcu, “Eserlerimde hiçbir zaman, sahip olduğum kültür dolayısıyla, kulağımdaki seslerle hayalimdeki resimleri bir kenara bırakamıyorum. Bunlar benim için, doğu ile batı müziğinin ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Bu durumu en sade şekilde anlatmam gerekirse, kafamda canlananları müziğime yansıtmaya çalışıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Genç sanatçı, klasik doğu müziği üzerine eğitim aldığını ve eserlerini ilk seslendirmeye başladığında, klasik müzik sanatçılarının eleştirilerine maruz kaldığını kaydederek, “Zaman geçtikçe neden eleştiri yaptıklarını daha iyi anlayabildim. Çünkü yeni bir notanın Arap müziğinin içine katılmasının o kutsallığı bozduğunu düşünüyorlardı. Ben de şu an böyle düşünüyorum. Başta ailem karşı çıktı müzikle uğraşmama. Başarılı olduğumu gördüklerinde ise bana her türlü desteği sağladılar.” ifadelerini kullandı.
Chamamyan, Avrupalı ve Rus müzisyenlerden de dersler aldığının altını çizerek, kendi kültürünün müziğini yeni nesillere aktarmak üzere de eğitim verdiğini söyledi.
“Yaptığım her şeyde alışılmışın ötesine geçmeye çalıştım”
“Hal Asmar Ellon” adlı ilk albümünü 2006’da çıkaran sanatçı, şunları aktardı:
“2000’li yıllardan sonra Suriye’de tarihi mekanlarda konserler düzenlenmeye başlandı. O tarihlerde ben de öğrenciydim. Öğrenciliğim dolayısıyla çeşitli gruplarla bu konserlerde sahne aldım. Konserlerin ardından birçok dinleyici bana ‘Albümünüz var mı?’ diye sormaya başladı. Bu istek de benim ilk albümümü çıkarmama vesile oldu. Gerçekten bir şey kalpte doğup içtenlikle yapılırsa dinleyicilerin kalbine ulaşıyor. Ben hayatımda ne sadece doğu ne de sadece batı müziği yapabilirdim. Her zaman, yaptığım her şeyde alışılmışın ötesine geçmeye çalıştım.”
Lena Chamamyan, Fransızca ve İngilizce şarkılar üzerine de çalıştığını aktararak, “Bu eserlerimde de doğu müziğinden yansımalar görünecek. Yeni projelerimi de artık albüm şeklinde değil, single olarak çıkaracağım. Çünkü çok farklı tarzda eserler var. Bunları tek bir albüme sıkıştırmak istemiyorum ve son olarak yakın zamanda ‘Ben Suriyeliyim’ adlı şarkım için stüdyoya gireceğim.” dedi.
“Kimliğimize sahip çıkmamız gerekiyor”
Paris’te yaşamını sürdüren sanatçı, Suriye’de yaşanan iç savaş meselesine de değinerek, “Şu anda göç edenler için de Suriye’de kalanlar için de hayat oldukça zor. Çünkü hiçbir şey eskisi gibi değil, hiçbir şey yerinde kalmadı. Fakat kimliğimize sahip çıkmamız gerektiğini fark ettim. Çünkü kimliğimizin kaybolma ihtimali var ve eğer bu kimlik yok edilirse ortada Suriye diye ülke kalmayacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
Chamamyan, Avrupa’da yaşadığı süre içerisinde doğu kültürünün ne kadar büyük bir zenginlik içerdiğini daha iyi anladığını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Batıda şunu da gördüm, farklı görüşlere sahip olmasına rağmen herkes birbirine saygılı. Kimse görüşleri yüzünden kavga etmiyor. Birlikte yaşamaya devam ediyorlar ama şu anda doğuda durum böyle değil. Bizim önce birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Kendi halkımızın bu seviyeye ulaşması için herkesin elinden geldiğince bir şeyler yapması lazım. Müzik her zaman yapıcıdır. Fakat bu durumu sadece sanat ve müzik beslemez, kurtaramaz ya da destek olamaz.”
AA