İslâm Düşünce Enstitüsü faaliyetlerine başladı

İslâm Düşünce Enstitüsü [İDE] Prof. Dr. Mehmet Görmez’in başkanlığında Ankara’da faaliyetlerine başladı.

İslam dünyasının son 2 asırdaki ahvalinden hareketle bu önemli meseleleri dert ve dava edinerek Ankara merkezli uluslararası nitelikte yeni bir düşünce kuruluşu var: İslâm Düşünce Enstitüsü.

İslâm Düşünce Enstitüsü, hem bir araştırma merkezi hem de lisansüstü seviyede eğitim ve seminer programları düzenleyen bir akademi olarak çalışmalar yapmayı hedefliyor. Enstitü’nün öncelikli gayesi “İslâm Düşüncesinde Metodoloji”, “İslâmî İlimlerde Usûl ve Makâsıd” ile “Ahlâk” ve “Estetik” alanlarında araştırmalar yapmak/yaptırmak, yapılan araştırmaları farklı dillerde İslâm dünyasındaki ilim merkezleriyle paylaşmak.

İslâm Düşünce Enstitüsü resmi sitesinde, çalışmaları ve hedefleri hakkında şu açıklamaları yapıyor:

“Usûl ve metodoloji ile sadece hüküm, delil ve delalet arasındaki ilişkiyi ele alan, nasslardan hüküm istinbatını konu edinen Usûl-i Fıkıh değil bir bütün olarak dini doğru anlama usûlü kastedilmektedir. Bu çerçevede Fıkıh usûlünün kâinata ve evrene bakışımızı yönlendiren metodolojik dönüşümlerle ciddi bir hesaplaşma içerisine girmesi gerekmektedir. Bu bakımdan İslâm Düşünce Enstitüsü, usûl meselesini sadece fıkhî bilginin üretimindeki bir tıkanıklıkla değil, mutlak olarak bilginin üretimiyle ilgili aslî bir krizle ilişkilendirmektedir ve çabalarını bu aslî krizin üstesinden gelme temelinde yoğunlaştıracaktır.

Aynı bakış açısıyla makâsıddan gaye ise sadece Makâsıdu’ş-Şeria değil Makâsıdu’t-tekvîn, Makâsıdu’l-umran, Makâsıdu’t-tenzil, Makâsıdu’l-Kur’ân, Makâsıdu’s-Sünne, Makâsıdu’t-teklif gibi dinin tüm gaye ve maksatlarıdır. Kuşku yok ki usûl ve makâsıdın doğru anlaşılması için İslâm düşüncesinin ve bu düşünceyi kuran İslâm ilimlerinin yeniden ele alınması bir zarurettir. Makâsıdu’t-tekvîn, varoluşun gayesi ve yaradılışın hikmetini bütün yönleriyle ele alan, varlığı anlamlandıran tabiatı ve evreni doğru anlamamızı sağlayan yöntemler bütünüdür. Makâsıdu’l-umran, tarihi, toplumu, sosyal hayatı ve medeniyet tarihini Sünnetullah’a uygun ilkeler çerçevesinde anlamamızı sağlayan yöntemdir. Makâsıdu’t-tenzil, İlahi vahyin gönderiliş gayesi ve Peygamberlik müessesesinin varoluş sebepleridir. Makâsıdu’l-Kur’ân, tek tek ayetlerin ifade ettiği mana değil bir bütün olarak Kur’ân’ın işaret ettiği küllî gayelerdir. Makâsıdu’s-Sünne, Hz. Peygamber’in tikel davranışları değil, risaletin gayelerini ifade eden davranışlar bütünün ifade ettiği evrensel örnekliktir. Makâsıdu’t-teklif, dinin hükümleriyle mükellef olarak amel etmek durumunda olan din-insan ilişkisini ifade eden küllî gayelerdir. Makâsıdu’ş-şeria ise sadece dinin muamelata taalluk eden emirler ve yasaklar manzumesindeki küllî gayelerdir. Diğer gayeler tespit edilmeden Makâsıdu’ş-şeria’nın anlaşılamayacağı izahtan varestedir.

İslâm düşüncesi için hikmet, ilim ve amelin mükemmel bir terkibini ifade eder ve nihai kertede insanî kemali amaçlar. Bu çerçevede İslâm Düşünce Enstitüsü, ilim-amel birlikteliğinin en temel göstergesi olan ahlâk ilmini, teorik ve pratik boyutlarıyla yeniden ele almayı da temel sorumlulukları içerisinde görmektedir.”

Enstitü çalışmalarını şekillendirecek başlıklar ise şöyle:

1- İslâm Düşüncesi
2- İslâmî İlimler
3- Usûl ve Metodoloji
4- Makâsıd
5- Değer ve Ahlâk

 

 

 

dünyabizim.com

Read Previous

Balkan ülkelerinin nüfusu tehlike altında

Read Next

Türkiye, Balkan Kros Şampiyonası’nda Zirvenin Sahibi Oldu

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *