‘Sosyal medya ‘ben’ duygusunu uyandırıyor’

Araştırmacı, psikolog Bayram Ayaz, “Sosyal medya öyle bir şey ki ‘ben’ duygusunu uyandırıyor. Kişi ekranda kendisini gördükçe daha iyi tasarlamaya, daha iyi sayfalar oluşturmaya başladı.” dedi.

Yeni Dünya Vakfı‘nda düzenlenen Babıali Enderun Sohbetlerine konuk olan Ayaz, “Üç Nesil ve Üç Teknoloji: Radyo, Televizyon ve İnternet” başlıklı bir konuşma yaptı.

İnternet çağında yetişen, “Z kuşağı” olarak adlandırılan neslin 1990 doğumlu gençlerden giderek 2005 doğumlulara doğru kaydığını belirten Ayaz, yeni nesilde nasihat almak, suçluluk ve pişmanlık duygularının zayıf olduğunu anlattı.

“Nasihate ve öğüt almaya kapalılar.” diyen ayaz, gençlerin yetişkinlerin deneyimlerine değer vermediklerini, yetişkinlerden öğrenmek yerine kendileri deneyimlemek istediklerini kaydetti.

“Sosyal medya ben duygusunu uyandırıyor”

Benlik duygusunun bebeklikten itibaren insanı çeşitli yönlerde motive ettiğini dile getiren Ayaz, ego ile sosyal medya ilişkisine dair şunları söyledi:

“Sosyal medya öyle bir şey ki ‘ben’ duygusunu uyandırıyor. İnsan televizyonda veya bir ekranda seçkin insanları görmeye alışmışken, sosyal medya sonrasında birden ekranda kendi yüzünü görmeye başladı. Resimleri, bedeni ve içerikleri ekrana yansımaya başlayınca bu büyülü bir duygusal dalgalanmaya yol açtı. Bunun başlıca sonucu ‘ben’ duygusunun gelişmesiydi. Çünkü kişi ekranda kendisini gördükçe daha iyi tasarlamaya, daha iyi sayfalar oluşturmaya başladı. Sosyal gruplar içerisinde öne çıkmaya, insanları etkilemek için çok özel kişilerle, restoranda veya güzel bir elbiseyle çekilmiş fotoğraflarını paylaşmaya başladı. Kadraja en iyi resimler girdikçe sosyal medyadaki bütün içerikler, kişi için en çok hoşuna giden, zevk aldığı bir sayfaya dönüştü.”

Kişinin kendini takdim etme kurgusunun erişim sağlayan sosyal medya platformları tarafından zengin efektlerle inanılmaz bir noktaya taşındığını vurgulayan Ayaz, “Sosyal medyada kişisel sayfa bireyin olmak istediği sayfadır. Aslında sosyal medyada tasarladığı o sayfa gerçek hayattan çok farklı.” şeklinde konuştu.

Psikolog Ayaz, insanın içindeki en agresif gücün ego olduğunu belirterek, “Daha önce kişi gerçek benliğiyle ancak bir şey üreterek gerçek karşılığı olan başarılarla mutlu olurken, şimdi sanal bir kurgu üzerinden bunu sağlayabilmekte. Ego, geleneksel mutlulukları dönüştürerek sanal bir çerçeveye hapsetmiş durumda.” ifadesini kullandı.

“Ben duygumuzu disipline ettiğimizde başarılı oluyoruz”

“Ben” duygusu ve egonun disipline edilmesi durumunda kişinin başarılarının artacağını ifade eden Ayaz, “Bencil davrandıkça, hep kendi menfaatimizi, çıkarımızı düşündükçe yardımlaşma ve paylaşma duygusunu kaybediyoruz. Acaba tasavvuf dergahlarda neden ben duygusunu yıkmaya çalışmış? Ben duygusunu çok kaba bir şekilde yıktırmışlar. Çünkü ben duygumuzu disipline ettiğimizde başarılı oluyoruz.” dedi.

Ben duygusu kadar insanı körelten bir şey olmadığını anlatan Ayaz, şunları söyledi:

“Herkes kendi beniyle uğraşmaya başlayacak. Bana danışanlardan yoğun ibadet edenlerin, ulaşamayacağı yüksek moralli bir psikolojiye sahip olduklarına şahit oldum. Anma ve zikir arttığında topluma bakış açıları da değişiyor.”

Akademik çalışmalarının yanı sıra medya alanında da çalışmaları bulunan uzman psikolog Bayram Ayaz, İstanbul Üniversitesi Açık Ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde ders vermeye devam ediyor. Çeşitli gazete, dergi ve internet sayfalarında yazarlık yapan Ayaz, bağımlılık üzerine eğitimler de veriyor.

Ayaz’ın uzun yıllardan beri devam eden ruh sağlığının manevi kökenleri üzerine araştırmalarının yanı sıra, “Mana Aynasında Benlik” ve “Sanal Bağımlılık” isminde iki kitabı bulunuyor.

 

 

AA

Read Previous

Anadolu ile Balkanları birbirine bağlayan tarihi Uzun Köprü

Read Next

Kosova’da üç günlük yas ilan edildi

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *