Sosyalist Yugoslavya’nın kurucusu Josip Broz Tito’nun 38. ölüm yıldönümü vesilesiyle Tito’nun hayat hikayesi, Yugoslavya’nın kuruluş aşaması ve geçirdiği süreçleri içeren değerlendirme yazısını ilginize sunuyoruz.
Hazırlayan: Sezgin Lutviyi
Hırvatistan’ın Kumrovets köyünde 1892 yılında doğan Josip Broz Tito’nun babası Franjo Broz ile annesi Marija Jevrşek’tir. Fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Tito çocukluğu hakkında şunları söylemiştir: “Altı yaşımdan itibaren çalışmak zorundaydım. İçinde bulunduğum zor şartlardan dolayı hiçbir zaman çocukluğumu yaşayamadım. Bir insanın geçebileceği en ağır durumlardan geçtim. Çocukluğumun her gününde değirmende çalışıyordum. Evimizde yeterli mısır unu olmadığı için annem Marija evde bulunan ekmekleri herkese eşit şekilde bölüyordu.”
İlkokulu doğduğu şehirde tamamladı. Okulu hakkında ise şunları söylemiştir: “Çocukluğum gibi okul yıllarım da zorluklarla geçiyordu. Derslerime çalışmak için hiçbir zaman vakit bulamadım. İnekleri çayıra götürüp kaybolmamaları için onlara göz kulak oluyordum.”
İlkokulunu bitirdikten sonra ailesine veda ederek Sisak şehrinde garsonluk yapmaya başladı fakat bu mesleği hiç sevmedi. 1907-1910 yılında eğitim görmeye başladı. Burada zanaat derslerinin yanı sıra Hırvatça ile tarih ve coğrafya dersleri de vardı. Kilitçide çıraklık yaptığı zaman sosyal demokrat olan Gaşparic ismindeki bir işçinin düşüncelerinden etkilendi. Zagreb ve Ljubljana’da iş aramaya gittiğinde bu şehirlerdeki protestolara ve 1 Mayıs gösterilerine katılmıştır. Birinci Dünya Savaşında 22 yaşında olan Tito, Yugoslavya ordusunda savaşa katıldı. Savaş sırasında Yugoslavya halklarının Avusturya – Macaristan İmparatorluğu himayesinden kurtulması gerektiğini söylediği için Petrovaradin kalesindeki hapse atılmıştır.
Tito’nun Yugoslavya hayali
1915 yılının ilkbaharında Tito Rus cephesine gönderilmiştir. Rus cephesinde iken Çerkezlerle yürütülen savaşta yaralanmış daha sonra esir olarak hastaneye götürülmüştür. Esir olduğu dönemde Rusçayı öğrenip, Tolstoy, Turgeev gibi ünlü Rus roman yazarlarının kitaplarını okumuştur. Savaş döneminde bile Yugoslavya’nın bütün milletlerin eşit haklar doğrultusunda yaşayacağı bir devlet kurmayı hedeflemiştir. Rusya’da Bolşeviklere Katılan Tito, Sovyetler’in Kızıl Ordusu’na dahil olmuştur. Hatıralarına değinirsek, “Rusya’da devrimin ve işçi sınıfın zaferini gördüğüm zaman içimdeki devrim sevgisi kat kat arttı” demiştir.
Ağustos 1920 tarihinde Tito ülkesine dönerek Ekim ihtilalinin etkisi ile 1919 yılında SHS Krallığında kurulan Komünist Partisi’nin faaliyetlerine katıldı. Komünist parti girdiği ilk seçimlerde toplam 59 Milletvekili kazanarak Sırp rejimi için tehlike arz eden bir oluşum haline geldiği için “OBZNANA” isimli kanun ile komünist partisinin faaliyetlerine son verilmiştir.
Tito 1928 yılında Komünist Partisi’ne üye olmak suçundan Zagreb’te beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapishanedeki yıllarında komünist partisi lehinde propaganda ve mahkûmlara Marksizm hakkında bilgiler vermiştir. Hapis cezasını tamamladıktan sonra 1934 yılında Viyana’ya, ordan da Rusya’ya giderek Moskova’da Kominterna yetkilileri ile görüşerek ülkeye dönmesi ve YKP yönetimini hazırlaması yönünde emir aldı. Hırvatistan ve Slovenya’da Komünist Partisi kurulduktan sonra 1937 yılında Yugoslavya Komünist Partisi Genel Sekreterliği görevine getirilmiştir.
Partizan Birlikleri ve Yugoslavya’nın kuruluşu
İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte 6 Nisan 1941 tarihinde Almanya kuvvetleri Yugoslavya’nın başkenti Belgrad’ı bombalamaya başladı. Ülkesini müdafaa edecek vaziyette olmayan Krallık Yugoslavya kralı ve hükümet yetkilileri ülkeyi terk edip Büyük Britanya’ya kaçmışlardır. YKP Genel Sekreteri Josip Broz Tito Krallık Yugoslavya’nın kabul ettiği şartsız kapitülasyonu tanımayarak 15 Nisan 1941 tarihinde başta komünistler olarak bütün ülke halklarına düşmana karşı mücadele çağrısında bulunmuştur. 1941 yılı sonuna doğru ülkeyi müdafaa etmek için Partizan Birliklerini kurmuştur. 1943 yılına gelindiğinde savaşlardan olumlu sonuçlar alarak 29 Kasım 1943 tarihinde Bosna’nın Jajce şehrinde AVNOY’un ikinci oturumunda Yeni Yugoslavya’nın federatif sistem üzerine kurulacağı açıklanmıştır. 1941-44 yılları arasında meydana gelen savaşlarda siyasi ve askeri lider konumunda olan Tito bu oturum ile Yeni Yugoslavya’nın temellerini atmıştır. Yeni Yugoslavya 6 cumhuriyet ile 2 özerk bölgeden oluşuyordu.
Federatif Yugoslavya’nın kuruluşundan 1948 yılına kadar komünist ülkelerle ilişkileri iyi bir seviyede devam etmiştir fakat 1948 yılında Stalin ile Tito görüşmesinden sonra Stalin’in Tito’ya karşı takındığı olumsuz tavır Yugoslavya’nın başta SSCB ve diğer komünist ülkelerle arasının açılmasına neden olmuştur. Yugoslavya komüniformdan çıkarılmıştır. Batılı tarihçilere göre Stalin’in 1953 yılındaki ölümü Yugoslavya’nın da kurtuluşu niteliğindedir. 1955 yılında Belgrad’a gelen SSCB Lideri Hruşçov geçmiş dönemde yapılan adaletsizlik sebebiyle Yugoslavya halklarından özür dileyerek Stalin’in Yugoslavya politikasını kınadı. Bu gelişmeyle iki ülke arasındaki ilişkiler normalleşmeye başladı. Tito, NATO ve Varşova Paktı’na üye olmayarak başka bir blok yaratma düşüncesiyle 1956 yılında Naser ve Nehru ile birlikte Brioni Adası’nda dönemin blokları olan NATO ve Varşova Paktı’na üye olmak istemediklerinden dolayı Bağlantısızlar Hareketini kurmaya karar vermişlerdir. Bu kurulan harekete çoğunlukla Güney Amerika, Afrika, Ortadoğu ve Asya ülkeleri üye olmuştur. Bu yapılan hamle ile üçüncü dünya ülkesi sayılan birçok devlet bu pakta üye olarak SSCB etkisinden uzaklaşmıştır. Yugoslavya’yı aşırı komünizmden uzak tutarak sosyalist sistemi benimseyerek devletin ismini de Sosyalist Federatif Cumhuriyet haline getirdi. 1968 yılında Varşova Paktı’nın Çekoslovakya’ya gerçekleştirdiği askeri müdahaleyi kınadı.
1974 yılında hazırlanan yeni anayasaya göre Tito ömür boyu devlet başkanlığına layık görüldü. Josip Broz Tito 4 Mayıs 1980 tarihinde saat 15:05’te Ljubljana’da hayatını kaybetti.
Tito’nun ölüm haberi bütün dünya kamuoyunda duyurulmuştu. Tito’nun ölümü ile birlikte Yugoslavya’nın başkenti Belgrad’a tüm dünya devletlerinin temsilcileri katılmıştır. 127 ülke temsilcisi Tito’nun ölümü üzere Belgrad’a gelmiştir. Bunlar arasında 38 devlet başkanı, 5 prens, 7 ülkeden başbakan yardımcıları, 6 meclis başkanı, 10 başbakan, 11 dışişleri bakanı gibi yüksek rütbeli devlet adamları Tito’ya karşı son görevlerini yapmak için iştirak etmişlerdir.