Balkanların ve Kosova’nın en güzel şehirlerinden Prizren, “müze şehri” ya da “açık hava müzesi” olarak da adlandırılıyor.
Kosova’nın güneybatısında bulunan Prizren şehri, farklı medeniyet ve dinlerin kültürel değerlerini yansıtan ender Balkan şehirleri arasında yer alıyor.
Balkanların ve Kosova’nın en güzel şehirlerinden Prizren, “müze şehri” ya da “açık hava müzesi” olarak da adlandırılıyor.
Zengin kültürel ve tarihi eserleri barındıran Prizren’de, çoğu Osmanlı döneminden kalma camiler, köprüler, hamamlar ve çeşmeler yer alıyor.
Sinan Paşa Camisi
Prizren Kalesi altındaki Şadırvan Meydanı’nda bulunan Sinan Paşa Camisi, 1615 yılında Osmanlı idaresinde önemli bir mevkiye ve seçkin kişiliğe sahip Sinan Paşa tarafından inşa edildi.
Sinan Paşa Camisi’nin şehir merkezindeki konumu, inşa ediliş şekli, kullanılan malzeme ve zengin iç süslemeleriyle şehrin en karakteristik eserleri arasında listenin başını çekiyor.
Ön kısmında çeşme bulunan kare şeklindeki caminin arka kısmında ise Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığınca (TİKA) inşa edilen, özellikle yaz aylarında birçok yabancı ve yerli turistin yoğun ilgi gösterdiği bir alan mevcut.
Emin Paşa Camisi
Prizren’in merkezinde bulunan Osmanlı döneminden kalma önemli camilerden biri de Prizren Sancak Beyi Emin Paşa tarafından 1831 yılında inşa edilen Emin Paşa Camisi.
Cami duvarlarında mavi rengin hakim olduğu motifler ve farklı desenli çizimler göze çarpıyor. Caminin bahçesinde ise Emin Paşa’nın kabrinin yanı sıra eski mezarlar bulunuyor.
Gazi Mehmet Paşa Camisi ve Hamamı
Emin Paşa Camisi’nin yakınlarında, halk arasında “Bayrak Camisi” olarak da bilinen Gazi Mehmed Paşa Camisi yer alıyor. Arnavut Prizren Birliği Müzesi içinde bulunan cami 1573 yılında Gazi Mehmet Paşa tarafından inşa edildi.
Prizren şehir merkezinde, cami ile aynı ismi taşıyan Gazi Mehmet Paşa Hamamı, 1563-1574 yılları arasında farklı taş ve tuğlalar kullanılarak inşa edildi.
Hamam, 2000 yılından beri farklı kültürel, sanatsal ve eğitim faaliyetlerinin düzenlendiği bir galeri olarak hizmet veriyor.
“Şadırvan Çeşmesi’nden su içenler Prizren’i tekrar ziyaret ediyor”
17. yüzyılda, Sinan Paşa Camisi’nin inşasından sonra yapıldığı tahmin edilen Şadırvan Çeşmesi’nin alt kısmı kare, üst kısmı ise sekizgen şeklinde ve dört tarafında musluk bulunuyor.
Şadırvan Meydanı’ndaki konumu, şekli ve süslemeleriyle şehrin adeta sembolü haline gelen Şadırvan Çeşmesi’nden su içen kişinin “tekrar Prizren’e geleceği” ya da “Prizren’de evleneceği” rivayet ediliyor.
Prizren’in iki tarafını birbirine bağlayan Taş Köprü
Şadırvan Çeşmesi’nin ilerisinde, 15. yüzyılın sonlarına doğru ya da 16. yüzyılın başlarında inşa edildiği tahmin dilen Taş Köprü bulunuyor.
Tarih boyunca Prizren’de birçok taş köprünün yapılmasına rağmen, şehrine sembolü haline gelen Taş Köprü, Akdere Nehri’nin ikiye ayırdığı şehrin iki bölümünü birbirine bağlıyor.
1979 yılında meydana gelen seller nedeniyle tamamen yıkılan Taş Köprü, Prizren halkının gayretleriyle eski yapısına sadık kalınarak tekrar inşa edildi ve 1982 yılında açılışı gerçekleştirildi.
Uzunluğu 17 metre olan Taş Köprü sadece yayalar tarafından kullanılıyor.
Bir tarafında Arasta Köprüsü diğer tarafında halk tarafından “Aşk Köprüsü” olarak da adlandırılan Nalet Köprüsü bulunan Taş Köprü’nün karşısında da Türkiye’nin Prizren Başkonsolosluğu yer alıyor.
Camisiz ayakta kalan minare: Arasta
Prizren’deki Arasta Camisi’nin minaresi, Osmanlı’dan miras kalan bir başka ilginç eser olarak karşımıza çıkıyor.
Dönemin Yugoslavya hükümeti, Arasta Camisi’ni ve Arasta Mahallesi’ndeki birçok yapıyı yıkmış, yerlerine çok katlı binalar inşa etmişti. Şehrin bu kısmındaki dokusu, hükümetin “modernleştirme” hamlesiyle bozuldu.
1526-1538 yılları arasında inşa edilen Arasta Camisi 1960 yılına kadar kullanıldı. Yıkılan Arasta Camisi’nden geriye sadece farklı taşlarla yapılan minaresi kaldı. Minaredeki Davud Yıldızı da ilginç bir özellik olarak göze çarpıyor.
Prizren’in tarihi bölgesinin karakteristik eseri: Halveti Tekkesi
Prizren’in tarihi bölgesi olarak bilinen eski Saraçhane Mahallesi’ndeki Halveti Tekkesi, Osmanlı döneminde 17. yüzyılda inşa edildi.
Halveti tarikatına ait olan bu tekkenin külliyesinde birkaç odalı tekke, semahane, şeyhlerin kabirlerinin bulunduğu türbe, kaldırım taşlarıyla döşeli bahçe ve bu bahçede de mermerden çeşme yer alıyor.
İç kısmı, çiçek ve arabesk motifli seramik çinilerle süslenmiş semahanede müzik aletleri gibi tekkeye has unsurlar bulunurken, burada her perşembe günü yatsı namazı sonrası zikir yapılıyor.
AA