Muhacirlik Zor Bre Kardaş!

Sizler; Kardelen Çiçeklerinin açtığını hiç gördünüz mü?… Umutla baharın gelmesini, karların erimesini, Aylarca kapalı olan yolların açılmasını hiç beklediniz mi?

Osmanlı Döneminin en eski Nahiye ve Kaymakamlık merkezlerinden biri olan, Bistra Dağı, Şardağ, Korab, Deşat, Kırçin ve Stogovo Dağları arasında sıkışmış, irili ufaklı 44 köyü barındıran ve bu köylerin 23 tanesinin Müslüman Torbeşlerden oluştuğu bu bölge, Yüzyıllardan beri “Rekalar Bölgesi” olarak bilinir.

“Reka” Türkçe de “Irmak” demektir. Bistra Dağı, aynı zamanda içerisinden “Radika Irmağı”nın aktığı Mavrovo Milli Parkı içinde yer almaktadır.  Bistra Dağı’nın eteklerinde yaşamak zordur! Kış mevsimi 6 ay sürer.  Nefes almak bile güç gelir insana.

Bistra Dağı; Mavi Kelebekleri ve Beyaz Kardelenleri ile ünlüdür. Kardelen Çiçeğine sormuşlar ; “Bütün çiçekler sıradan yerlerde açıp insanlara yakın duruken, Sen neden böyle yüksek dağlarda açarsın?” Kardelen şöyle cevap vermiş; “Gülü seven dikenini, Menekşeyi seven rengini, Beni seven de ölümü göze alır.”

Sert bir rüzgar eser Vadi’ye… Kardelenlerin boynu bükülür.  Mavi Kelebekler dört bir yana savrulur. Tıpkı…Doğup büyüdükleri, Yurt bildikleri toprakları terk etmek zorunda kalan biz  Muhacirler” gibi…

İnsanoğlu yaratıldığı günden bu güne kadar türlü nedenlerden dolayı hep bir yerden başka bir yerlere göç etmiştir. Göç olayları ve nedenleri her ne kadar değişikliğe uğramış olsa bile, sonuçta insanların doğup büyüdükleri , ömürlerinin bir kısmını geçirdikleri,  kısacası Vatan bildikleri topraklarda evlerini, mülklerini, dostlarını, akrabalarını, sevdalarını ve en önemlisi, Ata mezarlarını bırakıp ta hiç bilmedikleri farklı coğrafyalara göç edip yerleşmeleri, öyle sanıldığı gibi kolay bir olgu olmasa gerek!

Özellikle de Balkan Coğrafyasında… Bulundukları ülkelerin kendilerine uyguladıkları “Asimilasyon” politikaları, ekonomik zorluklar ve Osmanlı Devleti’nin Balkan Savaşlarından sonra bölgeden çekilmesiyle oluşan Devletler, Osmanlı’ ya karşı biriktirdikleri kin ve nefreti geride kalan Evlad-ı Fatihan’ın torunlarına her türlü siyasi ve ekonomik baskılar uygulayarak Müslüman Türk ahaliyi göçe zorlayarak Osmanlı’dan bir şekilde intikam almaya çalışmışlardır.

1912 yılından bu yana Anavatan Türkiye’ ye değişik şartlarda (Mübadil- Macir ve Serbest Göçmen) statülerinde göçler gerçekleşmiştir.

Unutmayalım ki…! Hiç kimse sebepsiz yere göç etmez.! Zira; Göç acıdır. Göç çiledir. Göç insanı yaralar. Göç insanı sevdiklerinden koparır.  Göç insanı biçare yapar. Eğer, bir de o göç ettiğiniz ülkenin dilini bilmiyorsanız… Asıl o zaman bir kez daha acılar çekersiniz . Sizler kolay mı sanıyorsunuz ki; “Göçe zorlandığınız ülkede “Türk”, Göç edip geldiğiniz ülkede “Göçmen” olmayı”. Göç’ü yaşamayanlar bu gerçekleri bilemezler.

Tüm mal varlıklarını Yugoslavya Devletine  bırakıp sırf Ay-Yıldızlı Bayrak ve Ezan-ı Muhammedi uğruna Anavatan Türkiye’ ye gelip , Istanbul Sirkeci Tren Gar’ında beş parasız kalan ve Manisa’ya kadar eşyalarını götürecek kamyon parasını bulabilmek için Eyüp semtinde eski bir köylülerinden borç para alarak sevinçten Türk toprağını öpüp Allah’a şükreden bu insanlar , sırf Türkçe bilmedikleri için yıllarca horlandılar. Hep sineye çektiler.

Onların tek bir gayeleri vardı, o da Anavatan Türkiye’de kök salmaktı… Onlar; Türkiye’den hiç bir şey istemediler. Ne ekmek, Ne de aş. Ne kira yardımı aldılar, ne de ev istediler. Buldukları ile yetindiler, Bulamadıklarına ise hep şükrettiler.

Fakat …Hiç bir zaman geriye dönmeyi düşünmediler! Onlar; Sabırla çalışarak,

Allah’a şükrederek, “BİSTRA DAĞI’NIN KARDELENLERİ”gibi… Soğuğa , Kar’ a inat hep fışkırdılar, Vatan bildikleri bu topraklarda…

Saygıdeğer TIME BALKAN okurlarım.

Bu makalem 2013 yılında yazdığım ve Göç Realitesini anlattığım “Bistra’nın Kardelenleri” adlı kitabımdan alıntı olup Turkiye’de pek çok gazetede yayınlandı. Makedonca’ya da çevirisi yapılarak “Rekalar” Bölgesi halkına yayınlanmıştır. Pek çok Üniversitede Konferans ve Sempozyumlarda okuduğum bu makalem Yüksek Lisans Tez çalışması olarak da kullanılmıştır.

Selam ve Dua ile Allah’a emanet olunuz.

 

Read Previous

Akabe “Mektep Seni Çağırıyor” yaz okulu düzenledi

Read Next

Makedonya’nın İsralil ve Arnavutluk maçları kadrosu açıklandı

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *