Türk edebiyatına çok sayıda eser kazandıran yazar, çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç, 30 yıl önce aramızdan ayrıldı. Cemil Meriç, 1955 yılında görme yetisini kaybetmesine rağmen olağanüstü çalışma ve üretme temposunu düşürmeyerek Türk edebiyatına eserler vermeye devam etti. Meriç’i rahmet ve minnetle anıyoruz.
Türk edebiyatına çok sayıda eser kazandıran yazar, çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç, aramızdan 30 yıl önce ayrıldı.
Günlüklerinin yer aldığı Jurnal kitabında kendisini, “Kimim ben! Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi” sözleriyle tanımlayan yazar, çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç, 12 Aralık 1916’da Hatay Reyhanlı’da doğdu.
Balkan Savaşı sırasında Yunanistan’dan Türkiye’ye göçmüş bir ailenin çocuğu olan Meriç, o sıralar Fransız idaresindeki Hatay’da, Fransız eğitim sistemi uygulayan Antakya Sultanisi’ni okudu. İlk yazısı 1928’de Hatay’da yayımlanan Yeni Gün gazetesinde çıktı.
Eğitimi ve öğretmenliği
Meriç, 1940 yılında İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümünde, Fransız Dili ve Edebiyatı öğrenimi gördü. İkinci Dünya Savaşı yüzünden Fransa stajına gidemedi. Sonraki yıl İnsan, Yücel, Gün, Ayın Bibliyografyası dergilerinde yazmaya başladı. 1942’de eşi Fevziye hanımla evlendi. 1942 ve 1945 yılları arasında mecburi hizmetini Elazığ lisesinde yaptı. 1945’de oğlu Mahmut Ali, 1946’da kızı Ümit dünyaya geldi.
İstanbul’da 1952 ve 1954 yılları arasında Fransızca öğretmeni olarak çalışan Meriç, daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Yabancı Diller Okutmanlığı görevinde bulundu, sosyoloji bölümünde dersler verdi. İleri düzeyde Fransızca okuyup yazan Meriç, İngilizceyi de anlıyor, Arapçayı ise kendi ifadesiyle “söküyor”du.
Görme yetisini kaybetmesi
Cemil Meriç, gözlerindeki miyop rahatsızlığının artması sonucu 1955 yılında görme yetisini kaybetmesinin ardından, önce Cerrahpaşa sonra Paris’te Kenzven Hastanesi’nde yapılan ameliyatların başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen, olağanüstü çalışma ve üretme temposunu düşürmedi. Talebelerinin de yardımıyla çalışmalarını sürdüren Meriç, 1964 yılında Batı düşüncesinin karşısına Doğu’yu çıkaran, Asya düşüncesinin önemini vurgulayan “Hint Edebiyatı” eserini yayımladı. Eser, “Bir Dünyanın Eşiğinde” başlığıyla iki kez daha basıldı.
Gençlik yıllarında Fransızcadan Honore de Balzac ve Victor Hugo tercümeleri yapan, Yirminci Asır, Yeni İnsan, Türk Edebiyatı, Yeni Devir, Pınar, Doğuş gazete ve edebiyat dergilerinde yazıları ve çevirileri yayımlanan Meriç, Hisar dergisinde “Fildişi Kuleden” başlığı ile sürekli denemeler yazdı.
Cemil Meriç Türkiye ile büyüdü
Yazar ve düşünür Cemil Meriç’in kızı Ümit Meriç tarafından hazırlanan “Babam Cemil Meriç” kitabı genişletilmiş 450 sayfalık yeni baskısıyla sevenleriyle buluşacak. Ümit Meriç, “Babam Türkiye ile beraber büyüdü. Ezbere hatıralar yeni okuru tatmin edemezdi. Ona bir demet çiçek hediye ediyorum” diyor.
Fikirleriyle, eserleriyle düşünce ve gönül dünyamızda çığır açan, ölümünden sonra da bir çok kişinin hayatına dokunan Cemil Meriç’in aramızdan ayrılmasının üzerinden 30 yıl geçti. Bugün çeşitli etkinliklerle ve çalışmalarla anılmaya, fikirleri yaşamaya devam ediyor. Meriç’i daha yakından tanımak ve anlamak için başucu kitaplarından olan, kızı Ümit Meriç’in kaleme aldığı “Babam Cemil Meriç” adlı eser ise vefatının 30’uncu yıldönümü çerçevesinde genişletilmiş baskısıyla okurla buluşmaya hazırlanıyor. Ümit Meriç’in ilk kez 1994’te Kültür Bakanlığı tarafından yayımlanan çalışmasında Cemil Meriç’i yeniden keşfetmek isteyenler için çok sayıda yeni bilgi yer alacak. Ümit Meriç tarafından yaklaşık iki yıldır süren çalışmalar neticesinde hazırlanan 450 sayfalık eser İnsan Yayınları etiketiyle yayımlanacak.
AİLE TARİHİNİ ANLATTIM
Ümit Meriç çalışmasını “Aradan geçen zaman zarfında Cemil Meriç Türkiye ile beraber büyüdü. Türkiye’nin Cemil Meriç’e olan ilgisi de büyüdü. Dolayısıyla ezbere hatıralar buketi olan kitabım Türkiye’nin yeni Cemil Meriç okurunu tatmin edemez diye düşündüm. Bu sebeple kitabı genişletmeye karar verdim” sözleriyle anlatıyor. Meriç, yeni baskıda Cemil Meriç’in ailesinin geldiği Dimetoka’yı, Osmanlı Rumeli coğrafyasını ve 20’nci yüzyıl başındaki bölgenin siyasi ve askeri durumuna yer verdiğini, tüm bu gelişmelerin ailenin tarihini ve kaderini belirleyen olaylar olduğunu söylüyor.
HER ANINA DOKUNACAK
Daha önceki kitapta olmayan detaylara yer vereceğini belirten Ümit Meriç, kitaptaki yenilikleri şu sözlerle anlattı: “Babamın hayatındaki hem tarihi olaylara hem yetişmesindeki olaylara yer açtım. Reyhaniye Rüşdiyesi’nde okurken Bulgurluzade’nin edebiyat kitabını okutuyor hocaları. Samipaşazade Sezai’nin Bir Yaz Gecesi Mehtabında Çamlıca’dan İstanbul’u anlatan bir yazısı var. Cemil Meriç’in İstanbul’a ilk teması bu mesela. Rıza Tevfik ile irtibatlarına yer verdim. Şimdiye dek hiç temas edilmemiş bir konu. “Türkiye’nin Ruhu” belgeseli dolayısıyla yapılmış olan hazırlık çalışmalarında onu yakından tanımış olan 60 insan var. Onların söyledikleri her şeyi belgeselde kullanma imkanımız olmadı. Ama ben onları da kitabın içine dahil ettim. Babamı babam yapan ana karakter annem. İkinci bir isim daha var o da Lamia Hanım. Ona da yer ayırdım.”
BABA-KIZIN BİLİNMEYEN ANILARI
“Okurların kitaplarını tanıdıkları ama kendisini çok iyi tanımadıkları bir Cemil Meriç portresi geliyor” diyen Ümit Meriç, genişletilmiş yeni kitapta baba-kız ilişkilerini de daha detaylı şekilde aktaracağını belitti. Meriç şöyle konuştu: “Zaman zaman baba kız mahremiyetine giriyorum. Babamla çalışmalarımda benim ona ne şekilde yardımcı olduğum, zaman zaman sıkıldığım vakit aramıza ne gibi muhavere geçtiği gibi. Daha önce yazmadığım şimdi okurla paylaşmayı düşündüğüm pasajlar var. Cemil Meriç artık tarihe intikal etti. Ben de yaş olarak ilerledim. Benden ne kalacak yarınlara diye soruyor, kıyılardan imdat isteyen sesim diyor. Kıyılardan imdat istemedi Cemil Meriç ama kıyıdan sonsuzluk okyanusuna karışmış olan babacığıma bir demet çiçek hediye ediyorum.”
İkinci kitap yolda
Ümit Meriç, “Babam Cemil Meriç”i tamamladıktan sonra yeni bir kitaba daha başlayacaklarını belirterek şöyle konuştu: “Cemil Meriç öldükten sonra yeniden doğan fanilerden birisi. Bu sebeple bir “Cemil Meriç ve Türkiye” diye bir kitap daha hazırlanacak. Öğrencim hazırlayacak. Ölümünden sonraki Cemil Meriç’in hayatı da bu kitapta yer alacak.”
Kaynak: Yeni Şafak