24.Dönem Ak Parti İzmir milletvekili ve Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı Rifat Sait “Suriye’den sonra Balkan savaşı mı?” adlı bir makale yayınladı.
Rifat Sait yazdığı makalede önemli konulara vurgu yapıp, şu sözlere yer verdi;
“Acaba Dünyada savaşların hiç olmadığı bir zaman bölümü var mı? Maalesef dünya tarihi hep savaşlara sahne olmuş ve oluyor. Peki, o zaman savaşları nasıl önleyebiliriz? Bir yerde okumuştum. Diyordu ki: “ülkeleri kadınlar yönetse savaş biter” . Aksine ilginçtir belki de bütün savaşların arkasındaki hınzır ülke İngiltere’nin başında bir kraliçe var. Yine ilginçtir ki; dünyada kadın ekolü başladı. ABD’de Hillary Clinton, Fransa’da Marine Le Pen, İngiltere’de Theresa May, Jamaika’da Portia Simpson-Miller, Brezilya’da Dilma Rousseff, Liberya’da Ellen Johnson Sirleaf , Norveç’te Erna Solberg , Almanya’da Angela Merkel, Danimarka’da Helle Thorning-Schmidt , Hırvatistan’da Kolinda Grabar-Kitarovic, Malta’da Marie Louise Coleiro Preca, Polonya’da Ewa Kopacz, Litvanya’da Dalia Grybauskaite,Letonya’da Laimdota Straujuma, gibi kadın başkan, başbakan veya başkan adayları var. Bu kadın lider ekolünü ayrı bir yazıda inşallah inceleyeceğiz. Ancak burada hemen kısaca söyleyebileceğimiz kadınlar olsa da savaşlar devam ediyor.
Birkaç gün önce Kazakistan’ın Astana kentinde Türkiye, Rusya ve İran’ın garantörlüğünde Suriye’de ‘çatışmasızlık bölgeleri’ kurulması için protokol imzalandı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle bu gelişme Suriye’de olayı %50 çözer diye düşünüyoruz. Burada merak edilen iki konu var. 1- Suriye’de özlenen barışın tamamen gerçekleşmesi mümkün müdür? 2- Suriye’de savaş bittiğinde diğer savaş nerede başlar? Bu iki sorunun da arkasında derin ve küresel sebepler olduğu unutulmamalıdır.
Önce birinci soruyu cevaplayalım. Suriye’de ve hatta Irak’ta savaş biter mi? Ne kadar uzun sürerse sürsün bütün savaşlar mutlaka bir şekilde bitiyor. Bu durum Savaşı başlatanların ve içinde olanların hedefleri, güçleri ve stratejileri ile alakalı. Suriye’de ve Irak’ta İran, Rusya, Türkiye, ABD, İsrail ve İngiltere’nin direk çıkarları var. Bunların çatışmaları söz konusu. Belki de taraflar şimdilik tamam deyip ara verebilirler. Suriye’de ‘çatışmasızlık bölgeleri’ kurulması buna bir işarettir. Ara verilmesi bittiği anlamına gelmiyor. Yeni stratejiler, planlar ve tabiki yeni hedefler… İşte tam burada ikinci soruya cevaplamak gerekir. Suriye’de savaş bittiğinde diğer savaş nerede başlar?
Ortadoğu sınırlarını yeniden çizmek adına Batı tarafından kurulan paravan IŞİD; Türk ordusunun başarılı mücadelesiyle Musul ve Rakka’da temizlendi. Tam olarak yok edilmese de bitmesine az kaldı. Bölgedeki diğer bir zararlı terör örgütü PKK uzantısı olan YPG. Bir terör örgütü olmasına rağmen maalesef ABD’nin geçici koruması altındadır. Başta İsrail ve İngiltere’nin bölgede en büyük tehdit olarak gördükleri ve İslam’ın lideri olarak kabul edilen Türkiye’ye karşı ellerinde tutmak istedikleri bir oyuncak olan YPG, zamanı gelince paketlenip çöpe atılacaktır. Ancak YPG bir süre daha kullanılacak gibi. Zira kanaatimize göre bundan sonra bölgede Türkiye’yi YPG ve zaman zaman İŞİD kalıntıları ile vurmaya çalışabilirler. Ya da İran ile karşı karşıya getirebilirler. Kanaatimce İran’ı şimdi değil ileriki bir dönemde harekete geçirecekler. Peki, o zaman sırada ne var?
Aralık 2015’de yazdığım; Star gazetesinde yayınlanan “Rusya’nın Suriye aşkı Balkanları kıskandırmasın” isimli makalemde bu konuya kısmen değinmiştim. Balkanlar her zaman kanayan bir yara ve patlamaya hazır bir bomba olarak bekliyor veya bekletiliyor. Suriye’den sonra Balkanlara doğru bir nöbet değişimi sözkonusu. Balkanlarda oyuncularda bir değişiklik olabilir. Tabiri caizse teknik direktör İran’ı sahadan alıp Avrupa Birliği ve özellikle Almanya tam burada sahaya sürebilir. Haritaya baktığınızda Balkanlar, batıdan Almanya, kuzeyden Rusya ve doğudan Türkiye gibi büyük uluslarca kuşatılmış durumda. Balkanlar da tıpkı Suriye gibi heterojen sorunlu bir bölge. Tabiri caizse Balkanlarda kimin eli kimin cebinde belli değil. Yunanistan’ın Makedonya ile isim sorunu var, Arnavutluk’un Yunanistan ile Çameriya bölgesi sorunu var, Makedonya’da zaten geçen hafta meclis basılmıştı, ülke gerginlik içinde, Kosova’nın Sırbistan ile sorunu var, Mitrovica şehrinde belirsizlik mevcut,Sırbistan ile Hırvatistan arasında gerginlik devam ediyor, Bulgaristan’da ikinci erken seçime rağmen hala hükümet tam olarak kurulamadı, ülkede Türklere karşı milliyetçi baskılar var, Yunanistan’ın Türkiye ile 12 mil, Batı Trakya, Rodos ve İstanköy, teslim edilmeyen FETO kaçak darbecileri gerginliği mevcut, Sırbistan’da Macarların yaşadığı Voyvodino ve Boşnakların yaşadığı Sancak bölgeleri kritik, Bosna Hersek’te Dayton anlaşması ilaç olacağı yerde sorunun temelini oluşturuyor, ülkede Sırp-Hırvat-Boşnak gerginliği hiç bitmedi, Romanya’nın batısında, Transilvanya’da, yaşayan Macarlar ayrı bir sorun olabilir, Hırvatların Slovenya ile sınır sorunları, bölgede son dönemde ABD’nin de desteği ile oluşan Büyük Arnavutluk projesi, diğer yandan büyük Slav birliği veya kardeşliği, Balkanların tümünde hep var olan ciddi bir milliyetçilik virüsü, Balkanlardan geçmesi planlanan olan Rus doğal gaz boru hatları. Abartmıyorum, bir kıvılcım yeter. Son günlerde ABD’nin Balkanlara ve özellikle Bulgaristan’a silah sevkiyatı, Rusya’nın Silah ve uçak vermesi, Kosova’daki ABD’nin Avrupa’daki en büyük ikinci askeri üssünü kurması, Rusların Bulgaristan ve Sırbistan’da kurdukları gizli paramiliter silahlı güçler… Balkanlardan geçerken sigaranızı bile yakarken dikkatli olmanızı öneririm, her an patlayabilir.”