Eski Yugoslavya’dan ayrılarak 29 Şubat-1 Mart 1992’de yapılan referandumla bağımsızlığına kavuşan Bosna Hersek 25. yaşını kutluyor.
Eski Yugoslavya’dan ayrılarak 29 Şubat-1 Mart 1992’de yapılan referandumla bağımsız bir devlet olan Bosna Hersek 25. yaşını kutluyor.
Çeyrek asır önce yapılan ve ülkedeki Sırpların büyük çoğunluğunun boykot ettiği referanduma halkın yüzde 64,3’ü katılmış, referandumda oy kullananların yüzde 99,44’ünün bağımsızlık için “evet” oyu kullanmasıyla Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etmişti.
Referandumun sonucu Bosna Hersek’i bağımsız bir devlet yapmıştı ancak aynı zamanda yüzbinlerce kişinin hayatını kaybettiği, bir milyondan fazla insanın göç etmek zorunda kaldığı 3,5 yıl süren kanlı savaşın da başlangıcı olmuştu.
Hırvatistan ve Slovenya’nın bağımsızlıklarını ilan etmesinin ardından dağılma sürecine giren Yugoslavya’da, 1991 yılında Hırvatistan’da devam eden silahlı çatışmalar, Bosna Hersek’e de sıçramış, Yugoslav ordusu Ravno köyüne saldırmıştı.
Yine aynı dönemde, Bosna Hersek içindeki Sırp ve Hırvatlar da paralel yapılar oluşturmaya başlamıştı. Sırplar, Saraybosna yakınındaki Pale’de 24 Ekim 1991’de Bosna Sırp Cumhuriyeti’ni, Hırvatlar ise Grude’de 18 Kasım 1991’de Hersek-Bosna Hırvat Birliği’ni ilan etti.
Referandum kararı
1991 yılının sonlarında, hala Yugoslavya bünyesinde olan Bosna Hersek Cumhuriyeti Meclisinde bağımsızlık referandumu kararı alınmadan önce yaşanan tartışmalar sırasında, Sırplar ülkedeki Müslüman halkı yok etme tehditleri savurdu.
Lahey’deki uluslararası mahkemenin, savaş suçu işlediği gerekçesiyle geçen yıl hakkında 40 yıl hapis cezası verdiği dönemin Sırp lideri Radovan Karadzic, söz konusu meclis oturumunda yaptığı konuşmada, şu ifadelerle ülkedeki Müslümanları açıkça tehdit etti:
“Bu yaptığınız iyi değil. Sizin Bosna Hersek’i çıkarmak istediğiniz bu yol, Slovenya ve Hırvatistan’ın da geçtiği cehennem ve acı yoludur. Bosna Hersek’i cehenneme, Müslümanları belki de yok oluşa sürükleyeceksiniz. Burada savaş olursa Müslüman halk kendini savunamaz.”
Sırpların tüm tehdit ve engellemelerine rağmen referandum yapılmış ve çıkan sonuca göre Bosna Hersek, Yugoslavya’dan ayrılıp bağımsızlığını ilan etmişti. BM, 22 Mayıs 1992’de Bosna Hersek’i üyeliğe kabul etti.
Bosna Savaşı ve Dayton Barış Antlaşması
Bağımsızlık referandumunun hemen ardından, Yugoslavya’nın silahlandırdığı Bosnalı Sırplar, ülkede etnik temizlik başlattı. Boşnaklar, kurulan toplama kamplarında katledildi, işkence ve tecavüze maruz kaldı.
Avrupa’nın ortasında, uluslararası toplumun gözü önünde 3,5 yıl süren ve birçok katliamın yanı sıra Srebrenitsa’da soykırım yapıldığı savaş, 14 Aralık 1995’te Dayton Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla sona erdi.
Savaş boyunca yüzbinlerce kişi hayatını kaybetti, bir milyondan fazla insan evini terk etti, on binlerce kadına tecavüz edildi. Savaş öncesinde nüfusunun büyük çoğunluğunu Müslüman Boşnakların oluşturduğu Srebrenitsa, Foça, Vişegrad, Zvornik gibi birçok şehirde yapılan katliamlar sonucunda neredeyse hiç Müslüman kalmadı.
Dayton Barış Antlaşması, ülkede silahları sustursa da karmaşık bir siyasi yapının temellerini attı. Anlaşmaya göre, 3,5 yıl boyunca birbiriyle savaşan Boşnak, Sırp ve Hırvatlar ülkenin “kurucu unsurları” olarak belirlendi.
Ülkedeki “üç başlı” bu siyasi yapı, Bosna Hersek’i dünyanın en karmaşık yönetiminin hüküm sürdüğü ülkelerden biri yaptı. Ülke, Sırp Cumhuriyeti (RS) ve Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) olmak üzere iki entiteye ve özerk bir yapıya sahip Brçko bölgesine ayrıldı.
Anlaşmaya göre, Bosna Hersek Federasyonu kendi içinde ayrıca 10 kantona bölündü. Devlet ve entiteler düzeyinde ayrı başkan, başbakan ve bakanları olan Bosna Hersek’te, her kantonun da ayrı meclisi, hükümeti ve başbakanı bulunuyor.
Öte yandan “Bağımsızlık Günü” Bosna Hersek Federasyonu’nda milli bayram olarak kutlanırken, Sırp nüfusun yoğun yaşadığı Sırp Cumhuriyeti’nde yılın “herhangi bir iş günü” olarak kabul ediliyor.
Geçen yıl Avrupa Birliği’ne (AB) adaylık başvurusu yapan Bosna Hersek, askeri mal varlığının kayıt altına alınması sorununu çözemediği için NATO üyeliği için de hala bekliyor.
“Aliya, savaşı engellemek için çok çalıştı”
Bosna Hersek siyasetinin önemli isimlerinden biri olan eski Yugoslavya döneminde Meclis Başkanı Yardımcılığı da yapmış İrfan Ajanovic, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sırpların o dönemde Bosna Hersek’in bağımsızlığına karşı büyük direnç gösterdiğini söyledi.
Bosna Hersek’in yok olmasını arzulayanların, dönemin Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Milosevic liderliğindeki rejime mensup kişiler olduğunu vurgulayan Ajanovic, ülkedeki tüm polis ve askerlerin de rejimin emrinde olduğunu belirtti.
Ajanovic, Yugoslavya Meclisinde Bosna Hersek’i temsil eden 12 kişiden biri olduğunu anımsatarak Yugoslavya’nın dağılmaya başlamasıyla Bosna Hersek için en iyi çözümü üretmeye çalıştıklarını anlattı.
Kaynak: AA