Aralık ayının sonlarında Üsküp Büyükelçiliği Din Hizmetler Müşavirliği görevine başlayan Murat Alkan ileride Makedonya’da yapmayı planladıkları projeleri TİMEBALKAN ile paylaşarak özellikle Doğu Makedonya’ya ayrı bir parantez açtı. Murat Alkan, “Doğu Makedonya’ya gelince Doğu Makedonya bildiğiniz gibi yörük müslümanların yaşadığı yerler. Ve hepimizin bildiği gibi oralarda bir mağduriyet var. Bazı köylerde cami yok, bazı köylerde cami var lojman yok. Bazı köylerde cami var, lojman var ama Kur’an kursu yok. “ ifadelerini kullandı. Röportajda FETÖ’ye de değinen Murat Alkan, “Bu örgüt sadece Türkiye’ye zarar verecek yada veren bir örgüt değildir, temel itibariyle İslam’a zarar vermiştir, vermektedir. Dolayısıyla İslam hepimizin en değerli kutsalıdır. Bu kutsala yapılan her türlü tecavüz, her türlü saldırı hepimiz için tehlikedir. Bu tehlikeyi iyi görmemiz lazım. Bu tehlikeye hep beraber tedbirler aramamız lazım. “ şeklinde konuştu.
Haber: Aydın DAVUD, Fotoğraf: Sezer SALİHİ / TİMEBALKAN ÖZEL
Makedonya’ya Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçiliği’nde Yeni Din Hizmetleri Müşaviri olarak atandınız. Bir kaç haftadır buradasınız, Makedonya’daki ilk izlenimleriniz nelerdir?
Öncelikle Makedonya ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasında geçmişten bugüne çok eskilere dayanan ki 550 yıllık tarihi ve kültürel bağlar var. Bunların belki en önemlisi dini bağlar var. Burada yaşayan hem soydaşlarımız hem dindaşlarımız var. Ve onların Türkiye Cumhuriyeti’nde akrabaları var. Zaten ciddi bir köprü ve iletişim mevcut. Bu köprü üzerinde tabiri caizse çok rahat geçen insanlarız. Dolayısıyla Üsküp’ü ben çok iyi buldum. Hem dini anlamda hem de kültürel anlamda Üsküp çok ciddi zenginlikleri bünyesinde barındıran bir şehir. BANA GÖRE BALKANLARIN DA KALBİ. Türkiye ile de iletişimi son derece iyi. Biz de bu iletişimi daha da güçlendirme konusunda gayret edeceğiz inşaAllah.
Geçen hafta Cuma günü Üsküp Murat Paşa Cami’nde bir vaaz verip hutbeyi okudunuz. Camii cemaati ile bir iletişiminiz oldu ve buradaki cemaati, atmosferi nasıl buldunuz?
Öncelikle şunu söyliyim evet, geçen hafta Murat paşa camisinde özellikle güzel bir konu seçtik. Kardeşlik ve kardeşlik hukukunu işledik. Önemle din kardeşliğinin, bütün dünya üzerindeki kardeşliklerden çok daha etkin ve önemli olduğu vurgusunu yaptık. Ayetler ve hadisler çerçevesinde konuyu aktarmaya gayret ettik. Türkçe vaaz verdik ve Türkçe verdiğimiz vaazın eminim bütün oradaki cemaatimiz anladı. Burada Türkçe konuşulan bir dil, anlaşılan bir dil. Bu bizi çok sevindirdi. Hutbede de aynı konuya temas ettik. Yüreklerimizi, kalplerimizi birbirimize açmamız gerektiğini ifade ettik. Namaz sonunda da cami cemaati hemen hemen bir çoğu ayrılmaksızın namazdan sonra bizimle musafaha ettiler, tebrik ettiler, bize hoşgeldiniz dediler. Bizde onlara gerçekten güzel bir atmosfer, güzel cemaat profili çizdiklerinden ve özellikle samimiyetlerinden dolayı teşekkürlerimizi, dualarımızı ilettik. Murat paşa camisinde zaman zaman vakit namazlarına da gidiyoruz. Vakit namazları olsun, Cuma namazı olsun çok ciddi yoğun bir kalabalık cemaati var. İnşaAllah böyle devam eder. Camiya devam konusunda, namaz konusunda, ibadet konusunda burdaki cemaatin çok iyi durumda olduğunu gözlemledim. Beraber çalışmalarımız sonucunda daha iyiye doğru bir ivme kazanarak inşaALLAH bu cami ve cemaat konusunu geliştirmeye gayret ederiz.
Geçtiğimiz günlerde Makedonya İslam Birliği Başkanı ile bir görüşme gerçekleştirdiniz. Görüşmede neler konuşuldu?
Makedonya İslam Birliği Başkanı Süleyman ef. Recepi, bizi çok sıcak karşıladı. Öncelikle ona ve ekibine teşekkür ediyoruz. Burada müslümanların seçtiği ve devletin de tanıdığı bir birlik. Bizde yapacağımız işleri mutlaka onlarla istişareli, koordineli yürüteceğimizi kendilerine ifade ettik. Onlar da yaptığımız bu ziyaretten duydukları memnuniyeti bize ifade ettiler. Daha önce de ifade ettiğim gibi İslam Birliği ile Diyanet İşleri Başkanlığımız arasında hem kurumsal kültürü geliştirme, hem din eğitim ve öğretimini daha da ileriye doğru götürme hem de din hizmetlerinde karşılıklı tecrübe paylaşımı konusunda geçmişten bu yana devam eden ciddi ve derin güzel samimi ilişkiler var. Biz de bu ilişkileri aynı şeklide sürdüreceğimizi, daha da ileriye doğru götürme gayretinde olacağımızı, kendileriyle sürekli istişare içerisinde, dayanışma içerisinde olacağımızı her türlü din hizmetleri, din eğitimi, kurumsal kültür ve tecrübe paylaşımı, hac v.s konularda destek vereceğimizi ifade ettik. Onlarda bu düşüncelerimizden dolayı bizlere memnuniyetlerini söylediler. Güzel bir görüşme gerçekleşti. İnşaallah ileriye dönük çalışmalarımız aynı samimiyeti, aynı dayanışmayı, aynı güzelliği geliştirerek devam ettireceğimizi ümit ediyorum.
Türkiye’de olduğu gibi, Makedonya ve diğer Balkan ülkelerinde de özellikle genç Müslümanlar radikal gruplar tarafından kandırılıyorlar. Bu konuda Balkanlarda alınması gereken önlemler nelerdir?
Aslında bu İslam Dünyasının genel bir sorunu. Benzer bir sorun malum Balkanlarda da mevcut. Bu konuda en önemli şey Kur’an ve Sünnetin yani dinin doğru anlaşılmasına yönelik çalışmalar olacaktır. Şimdi her arapça bilen Kur’anı anlıyor anlamına gelmez. Eğer öyle olsaydı Arapça bir mütercime Kur’anı verirdiniz tercüme ettirebilirdiniz.Ama kimse bir mütercimin tercüme ettiği Kur’anı okumuyor, İslam aliminin tercüme ettiği Kur’anı okumayı tercih ediyor. Dolayısıyla Kur’anı anlamanın, sünneti anlamanın kendine has metodolojileri var, metodları var, usulleri var. O bir ayeti çekip bağlamından kopararak kendilerine zemin hazırlamak gayreti içerisinde olan o radikal grupların bu yaptıklarının doğru olmadığını, Peygamber efendimizden bu yana İslam dünyasında Kur’anın anlaşılmasıyla ilgili yapılan çalışmaların, çabaların ciddi bir tecrübenin varlığını bizim burda gerek seminerlerle, gerek eğitimlerle, gerekse yetkili birimlerle yapacağımız temaslarla aktarmamız icab eder. İnşaallah doğru din anlayışını, sahih İslam anlayışını bütün bir Üsküp’teki müslüman halkımıza aktarma gayretinde olacağız. Anadolu müslümanlığı diyebileceğimiz, Osmanlı’dan tevarüs edilen ve Kur’an ve sünnetle yoğrulmuş bir Peygamber sevgisi üzerinde şekillenen İslam anlayışını bizim geliştirmemiz gerekiyor. Sevgi temelli bir İslam anlayışını iyice yerleştirmemiz gerekiyor. Böyle kızgınlığı ve tepkiselliği öne çıkaran, düşmanlığı öne çıkaran, savaşı öne çıkaran anlayış İslamın öngördüğü bir anlayış değildir.
Makedonya’da ne gibi projeleri yürütmeyi hedefliyorsunuz. Doğu Makedonya ve özellikle oradaki köyler için ne tür çalışmalar planlıyorsunuz?
Şimdi bizim Makedonya ile ilgili çalışmalarımız zaman içerisinde daha da olgunlaşacak. Şu anda bir tanıma evresindeyiz. İleriye dönük zaman içerisinde inşaallah burada, Türkiye’den de alacağımız desteklerle, Büyükelçiliğimizin de bize vereceği katkılarla burada güzel seminlerler, eğitimler, konferanslar tertip etmeyi düşünüyoruz. Doğu Makedonya’ya gelince Doğu Makedonya bildiğiniz gibi yörük müslümanların yaşadığı yerler. Ve hepimizin bildiği gibi oralarda bir mağduriyet var. Bazı köylerde cami yok, bazı köylerde cami var lojman yok. Bazı köylerde cami var, lojman var ama Kur’an kursu yok. Bu eksiklikleri tespit ettikten sonra yine İslam Birliği ile buradaki yetkililerle görüşerek, konuşarak öncelikle ibadethane ihtiyacını, akabinde o ibadethanede görev yapabilecek din görevlilerin barınması için lojman ihtiyacını, arkasından da o din görevlisi arkadaşlarımızın orada yapacağı hizmetlere zemin olması açısından Kur’an kursu ihtiyaçlarını giderme konusunda gayretlerimiz olacak.
Makedonya’daki medreselerde genel itibariyle Türk öğrencilerin bulunmasına rağmen Arnavutça dilinde eğitim verilmektedir. Türklere Türkçe din eğitimi verilmesi konusunda bir çalışmanız olacak mı?
Bu konu yani Türkçeyi bir eğitim dili haline getirme mevzusu aslında bir devlet politikasıdır. Makedonya Devleti bildiğim kadarıyla Türkçeyi resmi diller arasında sayıyor. Burada Türkçe eğitim veren resmi okullar var. Medreselerde de ihtiyaç olduğu takdirde, Türklerin yoğun olduğu sınıflarda Türkçe eğitimi verilmesi konusunda elbette ilgililerle görüşmemiz, temasımız olabilir ama bu konu daha çok bizim Din Hizmetleri Müşavirliği’nin değil de Eğitim Hizmetleri Müşavirliği’mizin konusuna girmekte. Ama biz Eğitim Hizmetleri Müşavirliği’miz ile de bu konuyu ihtiyaç halinde istişare ederek, koordine ederek elimizden gelen gayreti gösteririz. Büyükelçiliğimizin de bu konuda çalışmaları var. Geçtiğimiz haftalarda Türkçe ile ilgili Üsküp’te bir çalıştay yapıldı. İnşaallah o çalıştayın da semereleri, onunda sonuçları hayırlı olur, olumlu olur. Burada Türkçe bilen, Türkçe konuşan ve Türkçe eğitim yapmak isteyen kardeşlerimizin bu eğitimi almaları bence en doğal haklarıdır. İnşaallah zaman içerisinde o haklar da rayına girer, oturur diye düşünüyorum.
Bilindiği gibi Türkiye’de FETÖ bir darbe girişiminde bulundu ve bu örgüt Makedonya’da da faaliyet göstermektedir. Burada ki kurumlar, cemaatler ile bu örgüte karşı ortak bir faaliyet yürütme gibi bir düşünceniz var mı? Mesela bu konuda neler yapılabilir ?
Bu konuda Büyükelçiliğimizin ciddi gayretleri var. İlgili kurumlarla temas halinde. Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin de konu ile ilgili hassasiyeti hepimizin malumu. Yetkililere bu konu hem resmi olarak, hem gayriresmi olarak ifade edildi, ediliyor. Belki hemen bugünden yarına bir değişim, dönüşüm beklenemez ama zaman içerisinde bu terör örgütüne mensup kişilerin yerleştikleri ülkelerde bir alan hakimiyetleri kalmayacaktır diye ümid ediyorum. Onlar özellikle Türkiye’de dini kullanarak, dini argümanları, dini söylemleri kullanarak “altın nesil” yetiştirme iddiasıyla ciddi taban elde etme çalışması yapmışlar idi fakat gerçek yüzlerini özellikle 17-25 Aralık darbesiyle başlayan süreçte ki 15 Temmuz’da ortaya koydular. Halkın kendi öz malı olan silahlarla yine aynı halka ateş etme, öldürme onları bastırma ve darbe yapma teşebbüsünde bulundular. Ama hamdolsun milletimiz bu konuda üzerine düşeni layıkıyla yerine getirdi. Onlara fırsat, aman vermedi. Bu bögelerde Balkanlarda da aynı duyarlılığı buradaki dindaşlarımızın, soydaşlarımızın göstereceğini umut ediyorum. Çünkü bu örgüt sadece Türkiye’ye zarar verecek yada veren bir örgüt değildir, temel itibariyle İslam’a zarar vermiştir, vermektedir. Dolayısıyla İslam hepimizin en değerli kutsalıdır. Bu kutsala yapılan her türlü tecavüz, her türlü saldırı hepimiz için tehlikedir. Bu tehlikeyi iyi görmemiz lazım. Bu tehlikeye hep beraber tedbirler aramamız lazım. Türkiye bu konuda ciddi tedbirler alıyor. Kanun hükmünde, kararnameler ile devletin en kılcal damarlarına kadar sızmış olan bu örgüt mensuplarını ayıklama, seçme ve ihraç etme konusunda azami gayret gösteriyor. Bütün devlet bürokrasisinde ciddi çalışmalar yürüyor. Aynı şekilde bizim ilişkili olduğumuz dost ülke olarak gördüğümüz bütün ülkelerden de aynı gayreti, aynı desteği doğrusu biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bekliyoruz. İnşaallah yakın zamanda onlar burada gerçek yüzleri ile tanınacak ve burada ki kardeşlerimiz de onlara gereken hem fiili, hem sözlü cevabı verecektir diye düşünüyorum.
Murat Alkan Kimdir?
Murat Alkan, 1974 Afyonkarahisar ilinde dünyaya geldi. İlkokulu memleketinde okudum. Hafızlık, imam hatip, orta ve lise eğitimi, ilahiyat fakültesi, yüksek lisans eğitimini İstanbul’da yaptı. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndaki görevime de İstanbul’da başladı. Sırasıyla Kuranı Kursu öğreticiliği, İmam hatiplik, Haseki Eğitim Merkezinde kursiyerlik yaptıktan sonra Diyanet İşleri Bakanlığında Teftiş Kurulunda 2004 yılında Müfettiş yardımcısı olarak atandı. 2012 yılına kadar Başkanlıkta müfettiş olarak görev yaptı. 2012-2016 Aralık ayına kadar da yine Başkanlıkta Daire Başkanı olarak görev yaptıktan sonra 21 Aralık 2016 tarihinde Üsküp Büyükelçiliği Din Hizmetler Müşavirliği görevine başladı.