19 Aralık 2025 Cuma günü Çifte Hamam’da Osmanlı medeniyetinin Balkanlardaki varlığının, ve kimliğinin en canlı şahitleri olan mimarî eserlerin Osmanlıca ve Arapça kitabelerinin günümüz Türkçesine, Kuzey Makedonya’nın resmî dilleri Arnavutça, Makedoncaya, nihayet bütün dünyaya hitap etmesi amacıyla İngilizceye çevrilmesi esasına dayanan “Kuzey Makedonya Kitabeleri” projesinin tanıtım toplantısı yapıldı. Projenin sahibi Uluslararası Balkan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lütfi Sunar’ın açılış konuşmasından sonra aynı üniversitenin Genel Sekreteri ve projenin Arnavutça çevirmeni Doç. Dr. Seyhan Murtezan İbrahimi’nin moderatörlüğünde bir panel gerçekleştirdi. Projenin yürütücüleri Prof. Dr. Ertuğrul Karakuş ve Prof. Dr. Mehmet Samsakçı, İbrahimi’nin, çalışmanın amaç, kapsam, metot, hedef ve çıktılarına dair sorularını cevapladılar.
Biz de bu kısa yazıda projenin nasıl bir endişeden doğduğunu, neyi hedeflediğini izaha çalışacağız:
Kitabeler, sadece Türk medeniyetinin değil, bütün dünya medeniyetlerinin ürettiği mimarî eserlerin genellikle kapılarının üstlerinde yer alan; eserin inşa veya tamir tarihini, kim tarafından nasıl yapıldığını çoğu kez dinî, tarihi, sosyolojik içeriklerle anlatan; yazılarının semantik ve estetik değerleri ile ön plâna çıkan; yapıyı en zarif biçimde tamamlayan ve süsleyen metinlerdir ki, bir anlamda yapıların alın yazılarıdır. Bunlar, ilgili mimarî eser hakkında başka kaynağa ulaşama imkânları kalmadığında tek kaynak olan, tarihî hatta hayatî şahitlerdir aynı zamanda. Hele büyük bir imparatorluğun, bir cihan devletinin hâlâ yaşayan en canlı tanıkları olan cami, medrese, mektep, köprü, çeşme, tekke, türbe, çarşı, saat kulesi gibi küçüklü-büyüklü eserlere ait olunca bunlar, birer “tapu” hüviyeti kazanmaktadırlar. Tarihî mezar taşları gibi bu yapılara ait kitabeler siyasî sınırları birdenbire iptal eden, devlet çekilmişse de medeniyetin izlerini taşıyan, tartışma kabul etmez, canlı varlıklardır. Eser kelimesinin, Arapça “iz” anlamına gelmesi ne kadar mânidardır! Eseri olanın “iz”i vardır; eser bırakan, “iz” bırakmıştır ve Balkanlar Osmanlı medeniyetinin silinmez izleri, hatıraları, yadigârları ile doludur.
Türk-İslâm medeniyeti, bir taraftan bir “kitabe medeniyeti” olarak okunabilir çünkü ecdadımız, – dinî veya sivil – inşa ettiği her mimarî eseri bir kitabe ile taçlandırmış, süslemiştir. Camilerin kapılarında yer alan, ibadetle, yapıya dâhil olmakla ilgili âyet veya hadisler; medrese ve mekteplerin girişlerinde bulunan, ilim öğrenmenin kudsiyeti ve kıymetine; ilmin, beşikten mezara kadar süreceğine dair metinler; çeşme kitabelerinde, Cenab-ı Hakk’ın, her canlıya su ile hayat verdiğine dair âyet; çarşılarda alışverişe, helâl kazanmaya, elde edilen kazançtan Allah rızası için tasadduk etmek gerektiği hakkındaki lâhî ve Nebevî emir, tavsiye ve ikazlar, bunların ilk akla gelenleridir.
Bugünkü Kuzey Makedonya’nın Üsküp, Manastır ve Kalkandelen başta olmak üzere çok farklı şehir, ilçe, kasaba ve köylerinde bulunan ve günümüze kadar ulaşabilen yapılarında yer alan kitabeler, bahsini ettiğimiz zenginlik ve güzelliklerin tecelli ettiği küçük şaheserlerdir. Bunlar, Divan Şiiri’nin zengin dil ve mazmunlar dünyasının ürünü olan; çeşitli söz ve anlam sanatlarıyla bezeli manzumelerdir. Bu metinler, talik ve sülüs başta olmak üzere hüsn-i hattın zarif stilleriyle yazılmışlar ve usta hakkâklar marifetiyle yapıların alnına kondurulmuşlardır. Fakat bu güzellikler, bugün yaşadığımız modern dünyada “susmuş” durumdadırlar. Bizim nesillerimiz, yaşadığımız medeniyet değişikliği ve yabancılaşma yüzünden bu yazılarla konuşma, onları anlama ve zevk etme imkânından mahrumdur. İşte geniş soluklu bir çalışmanın ürünü olan bu proje ile bu “susmuş” metinler dört dilde konuşur hâle getirilmiş, ilim ve kültür insanlarının, ayrıca her gün bu yapıların bir şekilde içine giren veya önünden geçen geniş kitlelerin istifadesine sunulmuştur.
Projenin metoduna gelince: Evvelâ, mevcut çok kıymetli literatürden de yararlanılarak Kuzey Makedonya’daki kitabeler tespit edilmiş (bu tespitte Makedonya’da bulunan mezar taşları üzerinde değerli çalışmalar yapan ve sahaya tam mânâsıyla hâkim olan Prof. Dr. Ertuğrul Karakuş’un şahsî gayretleri çok büyük katkı sağlamıştır), kitabesi bulunan yapılar belirli bir mantık ve seyahat programı çerçevesinde tek tek ziyaret edilmiştir. Bazen zorlu fakat çok değerli ve zevkli bu seyahatlerde yürütücülerin, Prof. Dr. Ertuğrul Karakuş, Prof. Dr. Mehmet Samsakçı’nın en büyük yardımcı ve destekçileri elbette Kuzey Makedonyalı genç meslektaşları olmuştur. Bu itibarla hepsi Uluslararası Balkan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nde görev yapan Dr. Öğr. Üy. Ekrem Destanov, Dr. Mümin Aliov, Araş. Gör. Berna Beyoğlu ve Araş. Gör. Banu İsmaili’ye sonsuz teşekkürler ederiz. Zira gidilen şehirlerde iletişim, bu değerli ve akademik anlamda kendilerinden çok şey beklediğimiz arkadaşlarımız sayesinde kurulabilmiştir.
IBU lisans öğrencisi, profesyonel fotoğrafçımız Remzi Karalök yapının genel görünümüne ait birkaç cepheden fotoğraflar çekmiş, kitabeyi yapı üzerinde ve kapıyla gösteren, nihayet doğrudan kitabeye odaklanan resimler almıştır. Bu kitabe görselleri önce Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Murat Ali Karavelioğlu ve Millî Saray’lardan uzman Üzeyir Karataş’a gönderilmiş, bu iki meslektaşımız metinleri Arap harflerinden Latin harflerine nakletmişlerdir. (Bu transliterasyon işleminin ardından metinler, şu an akademik faaliyetine Uluslararası Balkan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nde sürdüren Prof. Dr. Lokman Turan tarafından redakte edilmiştir.) Metinler eş zamanlı olarak Arnavutça tercüme için aynı bölümde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Seyhan Murtezan İbrahimi; Makedonca için Dr. Öğr. Üy. Özlem Kurt ve İngilizce için de tercüman ve Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenlerinden M.A. Seda Yeşildal Samsakçı’ya iletilmiştir. Söz konusu tercümelerin Arnavutça redaksiyonu, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı emekli Devlet Müsteşarlarından Sanat Tarihçisi Doç. Dr. Behicüddin Şehabi; Makedonca ve İngilizce redaksiyonu da yine IBU Eğitim Fak. İngilizce Öğretmenliği Bölümünde görev yapan Doç. Dr. Sezen İsmail tarafından yapılmıştır. Bu kitabelerin, üzerinde bulunduğu yapıların yeri, kim tarafından yaptırıldığı, günümüze kadarki macerası hakkındaki bilgiler yani kısa tarihçesi de projenin yürütücülerinden Prof. Dr. Ertuğrul Karakuş ve sanat tarihçisi Doç. Dr. Behicüddin Şehabi tarafından kaleme alınmıştır. Tabiatiyle bu metinler de üç dile çevrilerek her milletten okuyucunun istifadesine sunulmuştur.
Bugün yapısı ayakta olmadığı için ziyaret edilip fotoğraflanamayan kitabeler, mevcut literatürden, eski kaynak ve kitaplardan, nihayet bazı muteber internet sitelerinden edinilmiş, bunların da hem vaktiyle üzerinde bulundukları yapılar hakkında malûmat verilmiş ayrıca metinleri dört dilde hazırlanmıştır.
Bütün bu zengin ve estetik metinler, tarihî ve güncel fotoğraflar, Kuzey Makedonya Kitabeleri başlıklı, çok şık ve profesyonel bir grafik-tasarım anlayışı ile cisme bürünerek göz alıcı bir kitaba dönüştürülmüştür. Bu çok sayıdaki görsel ve dört dildeki metinleriyle bir grafikeri zaman zaman çok zorlayan kitabı baskıya hazırlayan Seyfullah Bayram’ı hem tebrik ediyor hem de bu vesileyle kendisine şükranlarımızı sunuyoruz.
Kitabeler sadece kitap formunda çalışılmamış, aynı zamanda, kolay ve istifadeli evrensel erişim için bir web sitesine yüklenmiştir. Yine Uluslararası Balkan Üniversitesi resmî web sitesi içerisinde yer alan ilgili sayfada araştırıcı ve ilgililer, kitabenin bulunduğu yapıların konumlarını kolaylıkla görebilecekler, bütün bu görselleri ve metinleri bulabilecekler, inceleyebilecektir. Sitenin kurgulanması ve hazırlanmasındaki emekleri ve tanıtım toplantısının başarıyla gerçekleştirilmesi konusundaki gayretleri için IBU Proje Ofisi sorumlusu Dr. Sümeyye Açıkgöz ve aynı ofis personelinden Belma Huseinoska’ya da bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyoruz.
Projenin çok somut ve gözle görülür çıktılarından birisi, belki de en önemlisi, bu dört dilli metinlerden oluşan levhaların, eserlerin tarihî ve estetik yapılarına zarar vermeyecek biçimde orijinal kitabelerin yanına veya yakın bir noktasına monte edilecek olmasıdır. Bundan böyle bu mimarî eserleri ziyaret edecek olanlar, bu kitabelerde neler yazdığını, istediği dilde, yerinde, ânında okuyabileceklerdir. Bu levhalara yerleştirilen karekodlar ise, ziyaretçilere daha profesyonel zevkli bir deneyim imkânı verecektir.
Farklı kurumların yetki ve sorumluluğu altındaki değişik türdeki yapılara odaklanan böylesi geniş soluklu bir projenin hayata geçirilmesi, elbette hassas bazı değerli destekler, işbirlikleriyle mümkün olmaktadır. Bu itibarla çok pozitif tavırları için Kuzey Makedonya İslâm Birliği ve Kuzey Makedonya Kültür Bakanlığı’na, ayrıca maddî destekleri için Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’na şükranlarımızı sunarız.
Belki de en önemli ve değerli teşekkür, Uluslararası Balkan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lütfi Sunar’a olmalıdır. Zira fikir aşamasından nihaî noktaya kadar destek ve ilgisini esirgemeyen, heyecanımızı başından beri paylaşan, projeyi adım adım takip eden ve sahiplenen, üniversitenin imkânlarını seferber eden sayın Rektör’e bu yazı dolayısıyla teşekkür etmek, ifası zevk veren bir borçtur….
Tanıtım toplantısında da belirttiğimiz gibi:
Bazı hizmetler, bazı gayretlere vabestedir, bağlıdır. Bizleri bu hizmete lâyık gören Yüce Yaratan’a sonsuz hamd ü senalar olsun…









