“Biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz
Kuzenim Necmedin hocanın anısına bir damla…
Kıymetli kardeşim!
Senin yokluğunla yüzleşmek, bu satırları yazmak… Hiç kolay değil. Gidişinle içimde büyük bir boşluk, çukur açıldı. Ve sanki,her anımız bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor. Güler yüzlülüğün, gülüşün, sesin, zaman zaman omzuma koyduğun elin hala buralarda gibi…
Neredeyse yarım asır geçen kerdeşliğimiz sarsılmaz bağını anlatmak için kelimeler bulmakta hem zor hem de zorlanıyorum. Çocukluğumuzu, gençliğimizi ve bugünü anlatmak kolay değil.Zaman zaman çocukluğumuzda aynı sokakta koşturduğumuz, rahmetli babamın unutulmaz masalları, aynı sofrada güldüğümüz, aynı acılara omuz verdiğimiz yıllar birer birer gözümün önünden geçiyor. Her buluşmamızda mutlaka ya gençliğimize, ya da çocukluğumuza dalar gider ve günümüze gelirdik.Tabiki gülümsemen eksik değildi hatta bazen gülmekten gözlerimiz dolardı.
Geçen zamanı, zamanları… Sadece zamanla ölçemiyorum. Bazen uzun uzun görüşme fırsatımız olmazdı fakat her buluşmamızda aynı heyecanla sohbetimize sanki kaldığımız yerden devam ederdik. Fars edebiyatından ne kadar güzel dizeler okur ve paylaşırdın. Bu süre boyunca, çocukluğumuzu, gençliğimizi, sevinçlerimizi, acılarımızı, birlikte büyüttüğümüz hayalleri ve birlikte taşıdığımız yükleri konuşurduk. Yürekten bir yol arkadaşlığıydı bizimkisi.
Geçmişimizin kıymetini her zaman konuşurduk, bugünümüzün huzurunu bulmaya ve geleceğimizin ümidini daha anlamlı kılmaya çalışırdık, ümit daha çok ümit verirdik konuşmamıza ve bu daha kaç mevsim geçerse geçsin, kurduğun ve kurduğumuz kardeşlik özü değişmemeye mahkumdur.Ve kurduğun insani bağlar, zamanın aşındıramayacağı bir sadakat ve sevgiyle örmeyi bilmiştin.
Hayatında farklı arkadaşlıklarla büyümek, onlarla yaş almak, hayatın iniş çıkışlarında hep yanında bir sırdaş, bir dost, bir can olarak bilmek gerektiğini, hepimize verdiğin en büyük armağanlardan biriydi. Zaten insani ilişkilerinde ki bağ o kadar derindi ki, kelimelere sığmaz,tartışılmaz.
Kıymetli kardeşim!
Senin yetim büyümen, yetim büyümen… Sonrası o güzel Kuran tilavetinle Duha süresini okurdun ve senden okumanı isterdim Duha süresini. Senin yetim büyümen, bende her zaman derin izlere iz bırakırdı. Ve sanki o kokuyu hissederdim. O içindeki acı, ızdırap ve kederlerinle yine de büyük bir ustalıkla ve pozitif enerjin ile dışa yansıtırdın,hayata tutunmak, hayata karşı güçlü bir duruş sergilemenin ne olduğunu anlatmaya çalışırdın. Seni bu şekilde yetiştiren, emek veren, dua eden hiç şüphesiz ki fedakar Emine annen, annemizdi, hacı halamızdı.
Sen bir karakter abidesiydin, güler yüzlülüğün, Hayatın verdiği tüm zorluklarına rağmen içindeki erdemleri ve değerleri koruyarak güçlü bir karaktere, sarsılmaz bir iradeye sahip olduğunu anlatıp yaşadın. Bu şahsiyetinle çevremize ilham kaynağı olurdun. Bazen faklı engellemelere ve zaman zaman haksız eleştirilere rağmen yine de toplumda olumlu değişimlere öncülük etmekten bıkmazdın,tükenmezdin çünkü sen mangal yürekliydin be kardeş.
Sen içsel hem de dışsal olarak güçlü bir karaktere sahiptin ve bu sadece fiziksel varlığınla değil, içsel değerlerinle, erdemlerinle ve davranışlarınla bunu bize yansıtırdın.Bu güçlü içsel direncinle ve ailene özellikle annene duyduğun derin sevginin güzel bir yansımasıydı. Hayatımızın verdiği zorluklarına karşı gösterdiğin azim ve ailene olan saygından kaynaklanmaktaydı.
Hayatın çetin zorluklarına rağmen içindeki iyilik, merhamet, sabır ve hoşgörü gibi değerleri koruyarak çevremize ışık saçardın.Ya sen çok yönlü bir insandın.Yardım severliğin, cömertliğin tartışılmazdı.
O saatlerce süren muhabetlerimiz hiç bitmezdi ve bazen hararetli geçerdi fakat seninle tekrar o bitmez muhabetlerimiz aynı an ve zamanda devam ederdi.Hayatımızda bir saatimiz bile dargın geçmedi buna çok ama çok seviniyorum. Çünkü sen yeni fikirlere, farklı bakış açılarına,yeniliğe ve çeşitliliği severdin, sevdirirdin.Bazen karmaşık sorunlarla nasıl başa çıkılacağında etkili olurdun.O geniş ilgi alanınla çeşitlilikler sunardın. Kişilerle kurduğun etkili iletişim, sosyal ilişkilerde olağanüstü ilişkiler kurardın.
Ve şu anımı sadece bir damla acıyla, bir damla kederle, bir damla… bir damla…bir damla hatıralar, bir damla deniz dalgaları gibi, bir damla okyanus derinliği, bir damla okyanus enginliği ve gücüyle yaşamın karmaşıklığını ve bir damla okyanus özgürlüğünü yaşamaya çalışıyorum bu günlerde.
Ve iki hafta önce kardeşinle beraber son buluşmamızdı ve uzun uzun konuşmuştuk ve sonra bana çektiğimiz resmin mesajını göndermiştin.
Rabbim aldı seni bizlerden, çok üzüldük çok, çöktük derinden. Rabbim rahmetinle kuşatsın, ruhun şad olsun güzel insan, seni özlemeyen yok. Bir gün bizde geleceğiz mutlaka.









