Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye’nin dört F-16 uçağının koalisyon güçleri ile birlikte Musul operasyonuna katıldığını açıkladı.
Mevlüt Çavuşoğlu, “Musul operasyonuna çok yönlü bir şekilde katkı sağlıyoruz. Kuzey Irak’ta eğittiğimiz peşmerge güçleri, Başika kampında eğittiğimiz yerel güçler de aktif bir şekilde operasyonun içindeler. 4 tane F-16 jetimiz de operasyonda yer alıyor” dedi. Çavuşoğlu ayrıca Musul operasyonu başladığından bu yana Başika’dan yapılan fırtına obüsü atışları, tank ve havan atışlarıyla 17 DEAŞ mensubunun öldürüldüğünü belirtti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Fransa Dışişleri Bakanı Ayrault, Ankara’da baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, Suriye ve Irak konusunda Türkiye ve Fransa’nın görüş birliği içinde olduğunu vurgulayarak, “Bölgemizdeki gelişmeler konusunda Fransa ile yakın iş birliği ve görüş birliği içindeyiz. Özellikle Suriye konusu, Halep’te ateşkes, siyasi çözüm, Esad konusunda ve Irak konusunda gerçekten bölgenin gerçeklerini en iyi bilen iki ülke olarak görüşlerimiz tamamen örtüşüyor. Rejim ve destekçilerinin Halep’i ele geçirmek için acımasızca sivil insanları öldürme pahasına Halep’i bombalamaya devam ederken, biz ateşkes diyoruz. İnsani yardımlar ve siyasi çözüm diyoruz” ifadelerini kullandı.
AYRAULT: TÜRKİYE DOĞRUDAN BU SAVAŞTAN ETKİLENMEKTEDİR
Fransa Dışişleri Bakanı Ayrault ise Türkiye’nin Suriye’de yaşanan gelişmelerden doğrudan etkilendiğini belirterek, “Halep üzerindeki Rusya’nın ve Esad’ın yoğun bombalama eylemlerinin sonlanması gerekiyor. Ancak bu şekilde Halep halkının ihtiyacı olan insani yardım ulaşabilir. Bu şekilde müzakereler tekrar başlayabilir. Suriye için kalıcı bir barış oluşturulabilir. Türkiye doğrudan bu savaştan etkilenmektedir çünkü bu savaş hemen yanı başında süregeliyor” diye konuştu.
“AB VE TÜRKİYE İŞ BİRLİĞİ HAYATİ ÖNEM TAŞIMAKTADIR”
Sığınmacı sorununa da değinen Ayrault, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin önemine vurgu yaparak, “Türkiye, dünyadaki en büyük mülteci kabul eden ülke konumundadır. Mülteci kriziyle baş edebilmek için Türkiye ve AB arasındaki ilişkiler zorunlu olan bir ilişkidir. Bu konuda Mart 2015’te alınan kararlar öncelikli olarak uygulamaya geçirilmeye başlamıştır. AB ve Türkiye iş birliği hayati önem taşımaktadır. Bütün bu konudaki ilerlemelerin de şimdiye kadar alınmış olan taahhütler çerçevesinde ilerlemesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
“TÜRKİYE VE FRANSA’DAKİ OHAL AYNI HUKUKİ TEMELE DAYALI DEĞİL”
Fransa’da uzatılan olağanüstü hal (OHAL) uygulaması üzerinden Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Türkiye’deki OHAL uygulamasına yönelik eleştirilerini nasıl değerlendirdiği sorulan Fransız Bakan Ayrault, “Türkiye terörle mücadele çerçevesinde kendini savunma hakkına sahiptir. Bu onun en doğal hakkıdır. OHAL süresini uzatmak da kendi hakkıdır. Ancak Türkiye ve Fransa’daki OHAL, aslında aynı hukuki temele dayalı iki OHAL değildir. Fransa’da OHAL’da yasamalar yürütmeye geçmemektedir ve yargının hala bağımsızlığı söz konusudur. Bizdeki OHAL’de sadece polis yetkilerine ekstra bir yetki daha getiriliyor. Bu çerçevede Türkiye’nin OHAL sürecinde hukuk devletine saygısı, temel hak ve özgürlüklerinin her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulamamız gerekiyor. Yargılamaların her zaman adil koşullarda gerçekleşmesi gerekiyor, faillerin kendilerini savunacak avukatlarına erişebilmesi ve bu avukatların özgürce mesleklerini icra edebilmesi gerekiyor” diye cevap verdi.
ÇAVUŞOĞLU: TÜRKİYE’DEKİ OHAL’LE FRANSA’DAKİ OHAL ARASINDA FARK YOK
Bakan Çavuşoğlu ise iki ülkede de uygulanan OHAL arasında bir fark olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu: “Bize göre Türkiye’deki OHAL’le Fransa’daki OHAL arasında fark yoktur. Kapsamı da hedefi de aynıdır. Terör örgütlerini hedef almaktadır. Fransa’yı hedef alan teröristler hangi muameleyi görüyorsa hukuk çerçevesinde, Türkiye’de darbe girişiminde bulunan FETÖ’ye bağlı teröristler de darbeyi yapanlar da hukuka teslim edilmiştir. Fransa ve Türkiye’deki OHAL, Fransız ve Türk vatandaşlarının özgürlüklerini kısıtlamamıştır. Atılan adımlar Anayasa ve hukuk çerçevesinde olmalıdır. Bizler devletiz. Devletler teröristler gibi davranamaz. Bu sürecin şeffaf olması önemli”
“MUSUL OPERASYONU BAŞLADIĞI GÜNDEN BU YANA 17 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ”
Musul operasyonuyla ilgili açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, bölgede yapılan atışlarla 17 DEAŞ’lı öldürüldüğünü bildirerek, şu ifadeleri kullandı:
“Şu anda devam eden Musul operasyonuna çok yönlü şekilde katkı sağlıyoruz. Kuzey Irak’ta eğittiğimiz peşmerge güçleri aktif şekilde Musul operasyonuna katıldılar. Aynı şekilde Başika Kampı’nda eğittiğimiz Ninova kuvvetleri dediğimiz yerel güçler de aktif şekilde DEAŞ’a karşı operasyonun içindeler. 4 tane F-16 jetimiz de koalisyonun içinde yer alıyor, hava operasyonlarına katılmak için. Havadan desteğin nasıl yapılacağını koalisyon içindeki ülkelerle askerlerimiz karar veriyor. Başika Kampı’nda bulunan kuvvetlerimiz Musul operasyonuna kadar 700’den fazla DEAŞ teröristini etkisiz hale getirmiştir. Musul operasyonu başladığı günden bu yana oradaki kuvvetlerimizin fırtına obüsü atışları, tank ve havan atışlarıyla öldürdüğü terörist sayısı da 17’dir. Hepimizin ortak amacı Suriye ve Irak’tan DEAŞ’ı temizlemektir. Irak bizim komşu ve kardeş ülkemizdir. Irak’ın toprak bütünlüğü ve güvenliği bizim kendi güvenliğimiz kadar önemlidir”
“SİNCAR’I İKİNCİ BİR KANDİL YAPMAK İSTİYORLAR”
PKK’nın Irak’ta yapılanmasına müsaade edilmeyeceğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, “Maalesef Irak’ın değişik bölgelerinden çok sayıda PKK teröristi ülkemize geliyor ve saldırıları gerçekleştiriyor. Şimdi de Sincar’ı ikinci bir Kandil yapmak istiyorlar. Biz uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı ve yetkilerimizi kullanarak, PKK’nın Irak’taki yapılanmasına da bundan sonra daha aktif müdahale edeceğiz. Burada PKK yapılanmasına da müsaade etmeyeceğiz. Sınırımızda bizden tarafta ve diğer tarafta aldığımız ve alacağımız tedbirlerle de bu bölgenin bizim için güvenli bölge olmasını, sınırlarımızın daha güvenli hale gelmesini sağlayacağız” diye konuştu.
Dünya Bülteni