Makedonya Türkleri Hak ve Demokrasi Hareketi’nin Avrupa Cephesi’nden seçilen milletvekili Salih Murat, bugün düzenlediği basın toplantısında yürütmede Türklere karşı yapılan ayrımcılığı anlattı.
Milletvekili Salih Murat, basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün sizlere yürütme organlarında, Türk toplumuna karşı yapılan sistematik ayrımcılık ve bu konuda attığımız adımlar hakkında bilgi vermek istiyorum.
Nüfusun %3.86’sı ile üçüncü büyük etnik topluluk olan Türk toplumu, yürütme organındaki en üst düzey 64 pozisyondan tamamen dışlanmış durumda. Aynı zamanda, toplam %3.83’lük orana sahip daha küçük topluluklar beş üst düzey pozisyona sahip – bir başbakan yardımcısı, bir bakan, iki bakan yardımcısı ve bir devlet sekreteri.
Daha da endişe verici olan, bu ayrımcılığın sadece yürütme organlarıyla sınırlı kalmamasıdır. Analizlerimize göre, yaklaşık 300 seçilmiş ve atanmış üst düzey görevli, yönetim ve denetim kurulları ile düzenleyici komisyonlarda neredeyse hiç Türk toplumu temsilcisi bulunmamaktadır. Aynı endişe verici durum Cumhurbaşkanlığı atamalarında da tekrarlanmaktadır.
Milletvekili olarak yetkili kurumlara bir dizi başvuruda bulundum:
- Bu ayrımcılığın açıklanması için Meclis soru önergesi
- Hakların korunması için Kamu Denetçisine dilekçe
- Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonuna başvuru
- AGİT misyonuna başvuru
- AB Delegasyonuna bilgilendirme
- Anayasa Mahkemesine başvuru için girişim
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, “Sejdić ve Finci – Bosna Hersek” davasında azınlıkların sistematik olarak dışlanmasının demokratik bir toplumda kabul edilemez olduğunu açıkça belirtmiştir. “D.H. – Çek Cumhuriyeti” davasında ise Mahkeme, istatistiksel verilerin ayrımcılığın geçerli bir kanıtı olduğunu teyit etmiştir.
Bölgeden örnekler bu tür ayrımcılığın aşılabileceğini göstermektedir. Hırvatistan’da garantili koltuk sistemi, Slovenya’da etkili istişare mekanizmaları, Romanya’da Macar azınlığın uygun temsili bulunmaktadır. Bu modeller, siyasi irade olduğunda adil temsilin mümkün olduğunu kanıtlamaktadır.
Bu ayrımcılığın sonuçları ciddidir:
- Politika oluşturmadan tamamen dışlanma
- İstişare mekanizmalarının yokluğu
- Eşitsizliğin derinleşmesi
- Kurumlara olan güvenin aşınması
- Etnik gruplar arası uyum için risk
Bu sadece istatistik ve rakamlardan ibaret bir mesele değil – bu demokratik ilkeler, hukukun üstünlüğü ve Anayasaya saygı meselesidir. Anayasanın 8. maddesi adil temsili temel değer olarak garanti eder, 9. madde ayrımcılığı yasaklar ve VI. Değişiklik devlet organlarında uygun temsili gerektirir.
Kurumlardan beklentilerim:
- Ayrımcılığın giderilmesi için acil önlemler alınması
- Nüfus oranına göre kota sistemi getirilmesi
- Uygulama izleme mekanizmaları
- İlerleme hakkında düzenli raporlama
Yakın zamanda uluslararası ortaklarımız AGİT ve AB Delegasyonuna da başvurarak, bu ayrımcılığın AB entegrasyon yolumuz için ciddi bir sorun olduğunu belirttim. Kopenhag Kriterleri açıkça azınlık haklarının etkin korunmasını gerektirmektedir. Bu sadece iç mesele değil, aynı zamanda Avrupa değerlerine bağlılığımızın bir sınavıdır.
Bu nedenle acil önlemler talep ediyoruz:
- Kısa vadeli çözümler:
- Nitelikli kadroların acilen atanması
- Geçici kota sistemi getirilmesi
- İzleme mekanizmaları
- Sistemik reformlar:
- Yasal çerçevede değişiklikler
- Kurumsal mekanizmalar
- Mesleki gelişim programları
- Düzenli değerlendirme
Tüm yetkili kurumları taleplerimizi değerlendirmeye ve somut adımlar atmaya davet ediyorum. Sorularınızı yanıtlamaya hazırım.”