Kültür Bakanlığı’nı oluşturan birimler içerisinde en fazla eski geleneğe yani maziye sahip olanlar arasında müzeler gelir. Ayrıca arkeolojik mirasa da en çok sahip çıkanlar arasında yer almaktadır.
Kuzey Makedonya’da eski çağdan uzanan zengin bir koleksiyonla dünyanın en önemli müzelerinde yer alabilecek sanat eserlerin olduğunu biliyoruz. Lakin bu eserlerin akıbeti her zaman tartışma konusu olmuştur. Zaman zaman alan yetersizliği nedeniyle sergilenemeyenler ve depoların yolunu tutanlar olmuştur. Bu kadar zengin bir sanat eserinin depolar yerine müze içinde olmaları daha fazla gezilmeleri ve bu hususta araştırmalara açık yerler olmaları gerekmektedir.
Peki ne yapacağız? Yüzlerce, binlerce yıllık eserlerin akıbeti ne olacak?
Yeni müze inşaatı, müze yetersizliğinden dolayı özellikle Kuzey Makedonya Cumhuriyeti şehirlerinde ilk adım olarak atılması gereken en önemli hususlardan biridir. Burada da en önemli görev bölge yetkililerine düşmektedir. Eğer arkeolojik kazılarda gün yüzüne çıkardığımız sanat eserlerin depolarda çürümelerini istemiyorsak bu adımın atılması mecburidir.
Sizlere katıldığım bir arkeolojik kazı ile ilgili anımı anlatmak isterim. Gostivar şehrine bağlı iki arkeolojik kazıya katılmıştım. Bunlardan biri Gjonovitsa diğeri ise Raven köyleri arkeolojik kazılarıydı. İlk günden itibaren titizlikle yürüttüğümüz kazılar sonucu elde ettiğimiz arkeolojik bulguların nerede sergileneceği sorusu gündeme gelmişti? Tabi Gostivar’ın bu kazı bulgularını sergileyecek mekanının olmaması, arkeolojik eserlerin Üsküp Arkeoloji Müzesi depolarına gönderilmesini zorunlu hale getirdi. Sadece bu kazılar değil, Yugoslavya döneminde de yürütülen kazılarda elde edilen bulguların tamamı Üsküp’teki Kiril ve Metodiy Üniversitesi depolarında muhafaza edilmektedir. Bu durumun aynısı diğer çoğu şehir içinde geçerlidir. Her bir şehirde müzenin olmayışı bunu gerektirmiştir.
Son günlerde Gostivar şehrinde aynı binada Sanat Galerisi ile birlikte birde Müze kurulacağı gündeme geldi. Kurulacak müzenin ilk önceliği şehirden çıkartılan eserlerin geri getirilmesi olmalıdır. Birde unutulmaması gereken şey müzeye sadece eserlerin sergilendiği mekân olarak bakılmamalıdır. Bu müze ayrıca bir araştırma merkezi olarak kullanılmalıdır.