Yugoslavya’nın kurucusu olan Josip Broz TİTO döneminde yaşamış olanlar onun ölümünden sonra onu özler oldular. Çok iyi hatırlıyorum yaşadığım köyde yaşlılar TİTO’dan çok bahsediyorlardı. Onun devleti çok iyi yönettiğini Müslüman ve Hıristiyan ayrımı gözetmediğini söylüyorlardı. Bu ne kadar doğru bilmiyorum. Ama duyduklarım bunlardı. Köyümün halkı şimdiki gibi onun zamanında da tarımla ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Tarımdan ve hayvancılıktan elde etikleri ürünleri onun döneminde çok iyi fiyata satabiliyorlarmış. Ellerinde mahsul kalmıyormuş. Hatta dedemin traktörü birkaç koyun vererek takas yoluyla aldığını duymuştum.
Bu üstteki paragrafı okuyanlar belki de şaşıracaklardır. TİTO’ya duyulan hayranlıktan dolayı. Bunu açmam gerekirse 18 yaşıma kadar köyde yaşadım. Köyümde ve civar köylerde yaşayanların dini bilgililerinin hangi seviyede olduklarını biliyorum. Yugoslavya zamanında da büyük ölçüde aynıydı. Bu nedenle maddi olarak TİTO’nun onları tatmin ediyor olmasından ona özlem duyduklarını düşünüyorum. Balkanların genelinde TİTO’nun ne kadar sevildiğini bilmiyorum ve bu konuda bir şey diyemeyeceğim. Ama şu bir gerçek ki onu seven belli bir kesim mevcuttu.
Fakat günümüze geldiğimizde zaman dilimini 1980 yılı TİTO’nun öldüğü tarihe indirip o günden bugüne bakıldığında o dönemleri yaşayanlar ve 2000’li yıllar sonrası özellikle 2003 yılında Ak Parti iktidarıyla Recep Tayyip Erdoğan hayranlığı ön safhadadır. Peki bu neden böyle onu açıklamaya çalışacağım. 1980 yıllardan 2003 yılına kadar Türkiye’de iktidara gelenlerden belki sadece Turgut Özal ve Necmettin Erbakan hayranlığı oluşmuştur Balkanlar’da.
Bugün Balkanlı Müslümanlar Erdoğan’ı çok sevmektedir. Her ne kadar Türkiye’deki Suriyeli mültecilerde olduğu gibi özellikle yeni doğan çocuklarına Recep, Tayyip ve Erdoğan isimleri veriyorlarsa ben bugüne değin bir Balkan ülkesinde kendi çocuğuna bu üç isimden birini verdiğini duymadım ve görmedim. Elbette bu isimde çocuklar var. Fakat bu Erdoğan’a olan hayranlıktan kaynaklandığını sanmıyorum. Bu konuda yanılıyor olabilirim. Ama şu bir gerçek ki Erdoğan Balkanlar genelinde Müslümanlar arasında çok sevilmektedir.
Buna delil olarak da hiç çekinmeden Gezi Parkı olayları sırasında “Dik Dur Eğilme Balkanlar Seninle” sloganıyla, 17 ile 25 Aralık Operasyonlarında, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğunda ve en son olarak da 15 Temmuz darbe girişiminde Balkanlar genelinde meydanlara inerek Türkiye bayraklarıyla desteklediklerini görmüş olduk. Hatta bu darbe girişiminde şehit olanlar için Makedonya Cumhuriyeti İslam Birliği’nin çağrısıyla ülke genelinde 22 Temmuz Cuma günü Cuma namazının ardından şehitler için gıyabi cenaze namazı kılındı. Aynı şekilde ülke genelinde hatimler de okundu.
Balkanlı Müslümanlar yıllardır onların gönlüne ve dinine hitap edecek bir Türkiye lideri arıyorlardı. Bunu da Recep Tayyip Erdoğan’da bulduklarına inanıyorum. Şunu da unutmamak lazım Balkanlar sadece Ak Parti ile birlikte Türkiye’ye hayranlık duymadılar. Çanakkale’deki şehitliklerde Balkanlar’dan savaşa katılıp şehit olanları çok rahatlıkla görebiliyoruz. Tarihten gelen bir bağ var. Bu bağ da Osmanlı Devleti ile oluşmuş olan bir bağdır. Diğer yandan Ak Parti’ye olan sevdayı Erdoğan’la sınırlamamak lazım. Elbette Türkiye Cumhuriyeti tarihine ün salmış bir lider olarak onun katkısı çok büyük. Aynı şekilde Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na hem dışişleri bakanı hem de başbakanken Balkanlarda bir sempati ve hayranlık vardı.
Ayrıca Balkanlar genelinden Türkiye’de yüzlerce öğrenci lise, lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi görmektedir. Bunların çoğunluğu burslu olarak eğitim almaktadırlar ve bir kısmı da kendi imkânlarıyla eğitim görmektedirler. Bu öğrencilerin Türkiye’yi bir eğitim üssü görmeleri ve iyi imkânlarda eğitim görmelerini büyük ölçüde Ak Parti hükümeti sağlamıştır. İşte bu nedenle de Recep Tayyip Erdoğan’ı Ak Parti’nin kurucusu olarak gören Balkanlı öğrenciler onun sevdalısı olmuşlardır.
Kanaatim şu ki Ak Parti Türkiye dışında bir başka ülkede ortaya çıkmış olsaydı Balkanlar’da günümüzdeki gibi bu denli bir hayranlık uyandırmayacaktı. Bu hayranlığı da 500 yılı aşkın Osmanlı’nın Balkanlar’da hüküm sürmüş olması ve son zamanlarda Balkanlar’da Osmanlı tarihini gerçek kaynaklardan öğreniliyor olması en büyük etkendir. Bunun yanında her yıl nerdeyse yılda bir defa olmak üzere Balkanlar’a üst düzey bir ziyaretin gerçekleşiyor olması ve bunun akabinde yapılan yeni ekonomik yatırımlar da Türkiye’ye olan hayranlığı artırmaktadır. Fakat şu da bir gerçek ki Türkiye’nin dış düşmanlarını bir kenara koyarsak içteki düşmanlar o kadar çok ki Türkiye Osmanlı’nın önemli bir parçası olmuş olan Balkanlarla daha yakından ilgilenmesine engel olmaktadır.
Balkanlarda Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları bölgelere gidip Türkiye’ye ve Ak Partiye olan bu sevda nedendir diye birine sorsanız Türkiye’den başka bir ülkeyi ve Erdoğan’dan başka sevecek bir liderimiz yok diyecektir. Birileri var diyebilir. Zaten var diyenlerin nerde olduklarını ve neler yaptıklarını tüm Dünya gördü.
Arzum o ki Balkanlar’daki Müslümanlar Türkiye’ye olan bu sevdalarını hiçbir zaman yitirmesinler ki ben yitireceklerini sanmıyorum. Allah’ım tüm İslam Âlemini her türlü iç ve dış düşmanlardan başta Türkiye’yi olmak üzere her türlü musibetlerden korusun.