Türkiye’de başarısız darbe girişimi Makedonya medyasında geniş olarak ele alındı. Türkiye’de yaşanan gelişmeler gece boyunca haber olarak verilirken ertesi gün olayla ilgili yorumlar da yapılmaya başlandı.
Hüsamettin GİNA / TIMEBALKAN
Buraya kadar her şey normal ancak ne yazık ki Makedonya’daki muhalefet medyasının başarısız darbe girişimine yönelik tutumu çok şaşırttı. Muhalefet medyası nedendir bilinmez ama açıkça darbeden yana taraf aldı.
Söz konusu medyanın yanı sıra her adımda demokrasiden yana tavır koyan renkli devrimciler de bir gecede darbesever oldular.
Durumun ne kadar acınası olduğunu göstermek için TİMEBALKAN olarak muhalefete yakın sadece birkaç gazetecinin yorumlarını sizlere paylaşıyoruz.
“Korkak Erdoğan”
Eski A1 TV gazetecilerinden şimdi ise novatv.mk portalı kurucularından Bilyana Sekulovska, “Demokraside ve diktatörlükte yapılan darbeler arasında fark var” ifadelerini kullandı.
Yorumcu, her platformda demokrasiyi savunan Suad Misini ise “Darbeyi başaramayan bir ülkeye lanet olsun” dedi.
Makedonya Sosyal Demokratlar Birliği milletvekili Lidiya Dimova ise “Tebrikler, darısı bizim başımıza” yorumunu yaptı.
Muhalefet köşe yazarı İvor Mickovski ise “Korkak Erdoğan telefonla çağrı yaparak halkın arkasına gizlendi” yorumuyla adeta kendinden geçerek kötü yorumların zirvesine oturdu.
Eski Başbakan Vlado Buçkovski döneminde hükümet sözcülüğü yapan şimdi ise Güvenlik ve Koruma Fakültesinde profesör olarak çalışan Maryan Gyurovski, “Türkiye yeni ‘Sultanı’na kavuştu” başlıklı köşe yazısında darbe girişminin başarısız olmasının faturasını Türkiye vatandaşarının ve devletinin ödeyeceğini belirtti.
Gruyovski, “Şimdi görünümde yeni sultan otoritesi var. Fatura çok yüksek, bu faturayı Türkiye vatandaşları ve devlet ödeyecek. Çünkü Kürt sorununu göz önünde bulundurursak gelecekte de güvenlik krizi ve istikrarsızlığın sürekli devam edeceği görünüyor. Erdoğan’ın açıklamaları Türkiye demokrasisinin zor günler beklediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“Erdoğan’ın görünüşteki zaferi”
Muhalefet medyasının darbeden yana tutumu özellikle mkd.mk, lokalno.mk, reporter.mk portalları ve Nova Makedoniya gazetesinde ön plana çıktı.
İşte sadece birkaç başlık. Nova Makedoniya bir haberinde “Erdoğan adım adım mutlak güce yaklaşıyor”.
Reporter.mk, başarısız darbenin arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğunu iddia ederek “Saatler ilerledikçe darbe çok daha şüpheli – Arkasında Erdoğan’ın durduğu çok daha netleşiyor” başlığını kullanıyor. Haber ise Hırvatistan gazetesi “Jutarni List” kaynaklı.
Lokalno.mk ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastederek “O Hitler, Lenin, Stalin, Putin, Pinoche, Mussolini gibi düşünüyor …” başlığını kullanıyor. İlginçtir ki “cesaretli” yorum altında herhangi bir imza yok.
Mkd.mk portalı ise İstanbul’dan bir mektubu paylaşarak “Erdoğan’nın görünüşteki zaferi” başlığını kullanıyor.
“‘Renkli Devrim’ Erdoğan’ı tehdit etti”
Muhalefet medyasındaki haberler ve yapılan yorumlar iktidar medyasında gırgır konusu oldu. İktidar yanlısı ve hükümet basın sözcülüğünü yapan republika.mk özellikle “Renkli devrimcilerin” tutumu ile dalga geçti.
republika.mk portalı “Renkli Devrim Erdoğan’ı tehdit etti: ‘Türkiye’yi de elimize alacağız’” başlığını kullanarak attıkları darbe yanlısı twitler ve sosyal medyada yaptıkları Erdoğan karşıtı yorumları tiye aldı.
Yorumcu Mirka Velinovska da yaptığı analiz haberinde “Halkın varsa, bir telefon konuşması ile tanklar yenilir!” başlığını kullanarak muhalefeti ve renkli devrimcileri yerden yere vurdu.
“Muhalefet kendine bir engel daha taktı”
Siyasi yorumcu Ramadan Ramadani, Makedonya muhalefetinin Türkiye’deki darbe girişimine gösterdiği yaklaşım ile demokrasiye yaklaşımı konusunda kendine önemli bir engel daha taktığını vurguladı.
Kişisel facebook hesabında muhalefete yakın medyanın Türkiye’de yaşanan başarısız darbe girişimini yorumlayan Ramadan Ramadani, “Makedon muhalefeti içeride Arnavutlara gösterdiği yaklaşım ve dışarıda “Ana” Rusya’ya göstediği yaklaşımdan sonra şimdi Türkiye’deki darbe girişimine yönelik gösterdiği tutumla demokrasiye yaklaşımı konusunda kendine bir önemli engel daha taktı. Buna diyecek bir şey yok. Sadece hayırlısı diyebilirim! Üç el freni ile sadece atalet (eylemsizlik) olabilir” ifadelerini kullandı.
“Muhalefet yanlı medya Dikta ve Diktatör imajını bilinçli bir şekilde vurgulamaya çalışıyor”
Uluslararası Balkan Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Şener Bilal, Makedonya’daki muhalefet medya malesef dünyada gelişen coğu olay karşısında tavır, düşünce ve tepki refleksini tarihi bir süreçten gelen ’’Üstün Avrupa Felsefesine’’ göre tasarladığını vurguladı.
Şener Bilal, “Muhalefet yanlısı medya, Avrupa veya batı medyasından (ki çoğu zaman taraflı, Türklere ve Türkiye’ye karşı kinini dışa vuran bir medya anlayışıdır) gelen tüm haber ve bilgilerin doğruluk ve objektivitisine bakmadan servis etmeyi kendine adet etmiştir” dedi.
Muhalefet yanlısı medyanın uzun süredir planlı bir kampanyanın sonucunda, Türkiye hükümetine ve Türkiye’nin sayın Cumhurbaşkanına karşı oluşturulmaya çalışılan ve insafsızca vurgulanmaya gayret edilen ‘Dikta’ ve ‘Diktatör’ imajını bilinçli bir şekilde kopyaladığını belirten Doç. Dr. Şener Bilal, “Kendilerince Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Cumhurbaşkanını bu açıdan değerlendirmektedirler ve bunun sonucunda darbeye meşru bir zemin oturtmaya çalışıp 15 Temuz 2016 tarihinde olan Darbe Kalkışmasına destek vermeye yönelmiş olabilirler” ifadelerini kullandı.
Şener Bilal darbe girşiminin desteklenmesi olayını Makedonya’da süregelen siyasi istikrarsızlığa da bağlamakta.
Bilal, “Ülkemizde devam eden siyasi istikrarsızlığın ve politik tıkanıklığın kendilerince ancak gerçekleşebilecek bir darbe ile değişebileceğini düşünmüş olacaklardır ki, bunun meşru bir zemine indirgeyip kendilerine ileride örnek teşkil edeceğini zannetmektedirler. Ki bizler buna, gücümün yettiği ile gönlümün çektiği şey diye adlandırabiliriz” diye ifade etti.
TİMEBALKAN’ın “Devamlı demokrasiden bahseden ‘renki devrimciler’ neden darbeyi destekler?” sorusunu ise Şener Bilal şöyle cevapladı:
“Demokrasiler siyasi bir realite olarak iki temel prensibe dayandırılmalıdır, birincisi fikir Demokrasisi yani teorideki Demokrasi. İkincisi, zikir demokrasisi yani pratikteki Demokrasi. Bu iki temel prensibin biraraya gelmesi demek Gerçek Demokrasinin tecelli etmesi demektir. Gerçek demokrasi ancak teorideki prensiplerin hayata geçmesiyle olur. Ama siz kendi şahsi veya ekonomik çıkarlarınıza göre demokrasiyi yorumlar ve pratiğe döker iseniz işte o zaman ihtimaldir ki kendinizi Dikta veya darbeci ihtiraslarına teslim etmiş olursunuz. Bu sefer yapmaya kalkışacağanız şey, demokrasiyi devrimle getirelim fenomenidir. Bu fenomenin gereği etrafınızdaki gerçekleşen tüm bu darbevari hareketleri desteklemeniz doğal olacaktır. Devrimlerin doğası gereği darbeler bu amaca hizmet eden en büyük enstrümanlardan birtanesidir. Devrimler ister renkli ister renksiz olsun darbe ve cuntacıları kendine yakın hissetmektedirler. Benim tahminime göre devamlı demokrasiden bahseden renkli devrimcilerin darbeyi ve darbecileri desteklememeleri anormal olurdu”
Şener Bilal “Darbenin desteklenmesini Erdoğan düşmanlığına bağlayabilir miyiz?” sorusunu ise şöyle yorumladı:
“Yukarıda da zikrettiğim gibi, batının servis ettiği haber ve ideolojiye göre Erdoğan düşmanlığı onun merkezinde durmaktadır. Erdoğan’ın uzun süredir dünyaya veya toplumlara sunmuş olduğu ve kapitalizme alternatif olan, umut, model ve düzen, batı ve çokuluslu kapitalist baronlarını rahatsız ettiği aşikardır. Bu rahatsızlığı mevzubahis güçler, elimine etmek için toplumlar üzerinde Erdoğan düşmanlığı algısı operasyonunu başlatmışlardır. Erdoğan’ın savunduğu her şey onlara göre yanlış ve mantıksız olduğuna göre, bittabi Erdoğanı devirecek olan darbe ise Darbeyi destekleyeceklerdir. Yani darbe desteği, Erdoğan düşmanlığından da ileri gelmektedir.”