Türkçe’nin Kosova’da yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için önemli rol üstlenen Türkçem dergisi 256. sayıya ulaştı.
Türkçem Genel Yayın Yönetmeni Zeynel Beksaç’ın 256. sayıyla ilgili yazısını sizlerle paylaşıyoruz:
Değerli okurlarımız, Türkçem dergisi olarak 256. kez okura merhaba demenin sevinci içindeyiz.
Dergimizin bu sayısını yitirdiğimiz büyük şairimize adadık.
Evet, ünlü yazar, şair, çevirmen, dergi yöneticisi, yayıncı Nusret Dişo Ülkü’yü kaybettik. Makedonya, Kosova, Balkanlar ve genelde Türk dünyası edebiyatı büyük bir şairden yoksun kaldı.
Son birkaç yıldır adeta güzdeki sarı yapraklar gibi bir bir nice kalemerini, aydını; kültürümüzü, gelenek göreneğimizi, bir sözle çok yönlü bir şekilde yaşatan değerlerimizi kaybettik, kaybediyoruz. İki yıl içerisinde üç klasiğimizi/çınarımızı kaybettik. Önce Fahri Kaya’yı(23 Mart 2020), İlhami Emin’i(28 Nisan 2020) ve en son olarak Nusret Dişo Ülkü’yü (16.01.2022) tarihinde kaybettik. Üzüntümüz büyük…
Ancak, doğanın değişmez kanunu bu. Elden bir şey gelmiyor…Hepimiz bir gün alıp başımızı gideceğiz…
Nusret Dişo Ülkü, 60 yılı aşkındır Kosova ve Makedonya’da yaratılan Türk edebiyatının önde gelen kalemerlerinden biri olduğu gibi, Balkanlarda Türk şiirinin gür sesi, bir o kadar da özgün sesiydi. Bizce, onun güçlü şiiri karşısında Balkan kapıları da dar gelir, genelde Türk dünyası edebiyatında da “ben varım”, hem de özgün bir solukla VARIM! Diyen, diyebilen bir içeriğe sahiptir Ülkü’nün şiiri.
24 Mart 1937 doğumlu olup,16.01.2022 tarihinde 84 yaşında yitirdiğimiz anadiline o denli düşkün olduğu Türkçe’nin saygın, büyük şairi, aydını, daha doğrusu çok yönlü sanat eriyle son olarak dostlarımız Enver Ahmet, Aziz Serbest ve Dr. Taner Güçlütürk’le birlikte 17 Ekim 2020 tarihinde Üsküp’teki evinde beraber olmuştuk. Uzun bir aradan sonra buluşmak hepimizi çok mutlu kılmıştı. Neşesi, sevinci, mutluluğu yerindeydi. O mizahi yanı var ya, hepimizi orada beraber kaldığımız o 2-3 saat içinde gülmekten kırıp geçirmişti. “Yok yok, tasalanmayın, sağlığım yerinde, endişe edilecek bir şey yok…” Resmen, “Hala dimdik ayaktayım, şiire, edebiyata devam…Çok yazıyorum…Her anım şiir, her anım çalışmak, yeni yeni projeler…Pes etmek yok…”
Evet, o eski günler, dolu dolu geçen etkinlik içerikli yıllar, dostluklar, yaşantılar bir bir dile getirildi. Geçmişe duyulan özlem hepimizin ortak yanıydı…Ard arda çaylarımızı yudumladıktan sonra, karşılıklı kitapları imzalama işlemi ardından, dostlarla birlikte bu büyük ustaya bir sürpriz yaptık. “Varsın bu ödül, Balkanlar ve Türk dünyasında çocuk edebiyatına sunmuş olduğunuz çok yönlü katkılarınız için minnettarlığımızın bir anısı olsun.” Konulu metni içeren Uluslararası Türkçem Dergisi 2020 Yılın Ödülü’nü takdim ettik. Mutluluğu yüzünden belliydi. “Sen gene boş elle gelmemişsin”dedi ve uzun uzun kucaklaştık…
İşimizi, görevimizi bitirmiş, bu büyük ustanın evinden ayrılmak zamanı gelmişti.
Yeniden buluşabilme dilekleriyle evinin kapısına kadar çıkıp uğurlayan ustayla kucaklaşarak, uzaklaşana dek birbirimize el salladık. Meğer son görüşmemiz oymuş…
Ustaya Türkçem olarak özel bir sayı hazırlamak istedik. Elimizden gelen buydu. Ancak onun edebiyatı üzerine mutlaka ki daha yapıcı, daha kalıcı çalışmalarla durulacaktır. O, onu hak ediyor zaten.
60 yılı aşkın bir zaman diliminde sunmuş olduğu çok yönlü çalışmalar nedeniyle bir kez daha teşekkür etmeyi borç biliyor, ruhu şad, mekanı cennet olsun diyoruz.
Ayrıca bu sayının hazırlanmasında emeği geçen herkese de en kalbi duygularımla teşekkürü borç bilirim. Saygın ressamımız Fevzi Tüfekçi bu özel sayı için Nusret Dişo Ülkü’nün portresini çizdi. Bu yüzden kendisine minnettarlığımı özellikle bildirmek isterim.