Son olarak Payitaht Abdülhamid dizisinde rol alan Türkiyeli ünlü sanatçı Ali Nuri Türkoğlu, Kuzey Makedonya ziyareti kapsamında TİMEBALKAN’a yaptığı özel açıklamada Rumeli’nin ne demek olduğunu gelip, görüp anlamanın gerektiğini söyledi.
Seyyid EMİN / TİMEBALKAN
Üsküp merkezli Ensar Derneği ile Sadakataşı Derneği iş birliğinde düzenlenen 2021 kurban organizasyonu için Kuzey Makedonya’ya gelen Türkiyeli ünlü sanatçı Ali Nuri Türkoğlu ve Üsküdar Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürü Yakup Öksüz TİMEBALKAN’a açıklamalarda bulundu.
Türkiyeli sanatçı Ali Nuri Türkoğlu, Üsküp’te olmanın her şeyden evvel çok heyecan verici olduğunu söyledi.
Sadakataşı Derneği’nin davetiyle buradaki soydaş ve dindaş vatandaşlar ile kucaklaşmaya ve tanışmaya geldiklerini kaydeden Türkoğlu, “Tekrar bu topraklarda olmak çok güzel, çok keyifli. Mesela özellikle tarihi yerler, şu an bulunduğumuz alan gibi, Osmanlı’nın elinin değmiş olduğu yerler çok güzel korunmuş, herşeye rağmen, savaşa rağmen, soykırıma rağmen.” diye konuştu.
Rumeli’de olmayı büyük bir özgürlük olarak nitelendiren Türkoğlu, “Burada köylere gittik, farklı zaruret içerisinde köyler var, tabi ister istemez daha evvel birçok yardım derneği Türkiye’den elini uzatıyor sağolsunlar, varolsunlar. Daha evvelden belirlenmiş köyler vardı oralara gittik, müthiş bir şey, hepsi bizi Türkçe karşılıyor.” ifadelerini kullandı.
– Rumeli’nin ne demek olduğunu gelip, görüp anlamak gerek
Rumeli’nin ne demek olduğunu gelip görmenin ve anlamanın gerekliliğine dikkati çeken Ali Nuri Türkoğlu, “Rumeli çok geniş bir parantez, Selanik’e kadar uzanıyor, bu çok büyük bir coğrafya ve bizim hinterlandımızda işte hani hiç emperyal olmadan nasıl fütuhat yapılır, nasıl gelmişiz buralara onları da çok rahat görebiliyorsunuz. Bu yüzden burada olmak benim için gerçekten çok keyifliydi, bir deneyimdi, uzaktan olmuyor.” şeklinde konuştu.
Payitaht Abdülhamid dizi süreciyle ilgili de konuşan Türkoğlu, “Adülhamid çok merak edilen, üzerine çok tartışılmış fakat maalesef bizim eğitim sistemimizde de çok karalanmış çok önemli bir padişahtı. Son 33 yılın savunusunu yapmış, Osmanlı’nın yıkılmasını geciktirmiş, tabi Osmanlı ruhuyla devam ediyor elbette ama en azından 33 yıl bunu geciktirmiş, Osmanlı adıyla geciktirmiş bir hakandan bahsediyoruz. Bu kadar merak edilen bir karakterin TRT’nin büyük prodüksiyonuyla anlatılması ve çok başarılı bir castla anlatılması o günlere çok ciddi ışık tutuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Dizide Abdülhamid’in son 13 yılının köşe başlarıyla, önemli kırılma noktalarıyla anlatıldığını anımsatan Türkoğlu, “Bizim son bölümlerde reytinglerimiz biraz düşmüş, biraz oynama var, sebebi ne biliyor musunuz. Son bölümleri biliyorlar ya bıraktılar izlemeyi dayanamıyorlar, yürekleri dayanmıyor. O yüzden biz de güzel bir yerde bitirdik bence. Abdülhamid’i daha fazla tanımalarına, dedelerinden dinledikler hikayenin ne kadar gerçek olduğunu hem Türkiye’deki vatandaşlarımız hem buradaki vatandaşlarımız, buradaki ülküdaşlarımız, ufukdaşlarımız gördüler. O yüzden Arnavut diyor ki ben Arnavutum, Türk değilim ama ben o bayrağın ne manaya geldiğini biliyorum.” diye konuştu.
– Abdülhamid geçtiğimiz 500 yıla damgasını vuran bir deha
Balkanların barut fıçısı haline geldiği ve milliyetçilik akımlarının körüklendiği bir dönemde Abdülhamid’in zekası ile Balkanları elde tutma çabalarını değerlendiren Türkoğlu, “(Abdülhamid) Siyasi bir deha. Bunu biz söylemiyoruz. Biz söyleyince hamaset gibi geliyor ama bunu objektif batılı sefirlerden gezgine kadar, tarihçilere kadar onlar yazmışlar zaten, siyasi bir deha. Herhalde geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran belki de 500 yıla damgasını vuran çok uzun süredir gelmemiş bir deha.” ifadelerini kullandı.
– Abdülhamid, Balkanlarda çok iyi bir politika yürütmüş
Abdülhamid’in siyasi ve diplomasi dehasının çok yüksek olduğunu söyleyen Türkoğlu, “Bir kere çok iyi politika yürütmüş Balkanlarda. Burada çok önce başlayacak çözülme sürecini, dağılma sürecini hep yavaşlatacak, kendi lehimize sürecek eylemlerde bulunmuş, işlemlerde bulunmuş. Sadece burası değil İskoçya’ya kadar uzanıyor onun siyaseti malum. Çok işini bilen bir padişah ve hakandır.” dedi.
Abdülhamid’i multidisipliner bir Osmanlı münevveri olarak tanımlayan Türkoğlu, “Son Osmanlı münevverlerinden bir tanesi. Ben münevver olarak görüyorum. Ciddi aydın biri. Birilerine göre de ulema. Çok ciddi bilgisi var. Ama işte hiç uçlara yaranamamış biri. Radikalizm tehlikeli bir şey ya. O dönem kendini mütedeyyin olarak tanımlayan ama radikal taassubu yüksek insanlar için gaur Abdülhamid, gerçekten ecnebi ruhlu olan adamlar için de fazla şeriatçı ve İslamcı olmuş. Çok garip bir dönem. Aslında bugünkü Türkiye’ye de benziyor o dönem de. Çok benzerlikler var. O yüzden de millet biraz daha fazla sevdi. Böyle özetleyebilirim.” değerlendirmesinde bulundu.
– Yeni proje kuvvetle muhtemel TRT’nin o büyük prodüksiyonlarından bir tanesi olacaktır
Yeni proje ve çalışmaları hakkında bilgi veren Ali Nuri Türkoğlu, iki üç proje görüşmesinin olduğunu belirterek, “Yine herhalde kuvvetle muhtemel TRT’nin o büyük prodüksiyonlarından bir tanesi olacaktır. Çünkü yine tarihi bir işte oynamak istiyorum ben. Bir yandan da komediyi de özledim. Eskiden geçmişte çok iyi komedi işlerimiz oldu. Yine komedi işlerimiz mesela Koçum Benim vardı hiç unutamadığım TRT’de, Ali Rıza Hoca benim çok zevkle oynadığım karakter, gibi gibi. Biraz güldürmek de istiyorum aslında. Keşke şöyle hem tarihi hem komik bir iş yapsak. Bi ara yapılmıştı, öyle bir şey olabilir. İnşallah. Bakalım yeni projelerle görüşeceğiz ve buluşacağız.” ifadelerini kullandı.
– Rumeli tahmin ettiğimden çok daha yakınmış
Kuzey Makedonya ziyareti için emeği geçenlere teşekkür eden Türkoğlu, “Burada bize misafirperverlikleriyle incelikleriyle bizi çok güzel ağırlayan “Buralılara” diyelim çok teşekkür ediyorum. Rumeli tahmin ettiğimden çok daha yakınmış. Biz şu anda İstanbul’un herhangi bir ilçesinde falan gibiyiz yani, o müthiş bir şey. Tahmin ettiğimden çok daha yakın bir yermiş.” diyerek sözlerini noktaladı.
– Aynı medeniyetin çocuklarıyız
Üsküdar Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürü Yakup Öksüz ise Sadakataşı Derneği’ne bağışlanan kurbanlar için burada olduklarını ve başkent Üsküp’ün yanı sıra Kalkandelen, Gostivar ve Ohri’yi gezdiklerini söyledi.
Ecdad yadigarı toprakları, eserleri ve insanlarla birlikte olmanın çok güzel bir duygu olduğunu vurgulayan Öksüz, “Türkiye artık eski Türkiye değil, bambaşka bir Türkiye var. Çok hızlı büyüyen, eski medeniyet günlerini tekrar özleyen ve arayan bir arayış içinde olan, bunun içinde dünyanın her tarafında olmaya çalışan bir Türkiye var. Balkanlar da Türkiye’nin bir parçası, asla ayrı değil. Her ne kadar ayrı millet, ayrı devletler olsa da biz aynı milletiz. Aynı ecdadın, aynı medeniyetin çocuklarıyız.” diye konuştu.
Buradaki insanların sıcaklığını ve misafirperverliğini hissettiklerini kaydeden Öksüz, Türkiye’deki insanların selamlarını getirdiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başta cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün milletimiz hem Balkanlara hem de bizim Osmanlı coğrafyasına, ümmet coğrafyasına özlemle bakan bir millet. İnşallah tekrar başaracağız. Buradaki insanlarımızla beraber hemhal olmaya, ecdadımızın buradaki fetih ruhunu yaşatmaya, kardeşliğini yaşatmaya hep birlikte devam edeceğiz.”