Hırvatistan sınırındaki Una-Sana Kantonu’na girişlerine izin verilmeyen düzensiz göçmenler, Bosna Hersek Federasyonu ile Sırp Cumhuriyeti entiteleri arasındaki “tarafsız bölgede” bekleyişlerini sürdürüyor.
Bosna Hersek‘te 1992-1995’teki savaşı sonlandıran Dayton Barış Anlaşması‘nın getirdiği karmaşık siyasi yapı, son günlerde bu Balkan ülkesinde sıkışıp kalan düzensiz göçmenleri de olumsuz etkiliyor.
İki entite, 10 kanton ve 1 özerk bölgeden oluşan Bosna Hersek’te 3 yıldır süren göçmen krizinde, yükün büyük ölçüde tek bir kantona yüklenmesi artık durumun tahammül edilemez düzeye ulaşmasına neden oldu.
Hırvatistan sınırındaki Una-Sana Kantonu (USK), sınıra yakınlığı dolayısıyla göçmenlerin en yoğun bulunduğu bölge olmaya devam ederken, geçen hafta kanton hükümetinin, artık göçmenleri almayacağını açıklamasıyla bölgede güvenlik önlemleri artırıldı.
USK’nin girişi ve aynı zamanda Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) ile Sırp Cumhuriyeti (RS) entitelerinin sınırı olan Kljuc şehrinde, kanton polisi yeni tedbirleri uygulamaya başladı.
Bölgeye giden otobüsleri ve şüpheli araçları tek tek durdurup, içinde göçmen olup olmadığına bakan polisler, artık yeni göçmenlerin kantona girişine izin vermiyor.
Bihaç, Cazin, Velika Kladuşa gibi kanton şehirlerine giden otobüslerde bulunan göçmenler, iki entite arasındaki “tarafsız bölgede” bekletiliyor.
Kantona girmelerine izin verilmeyen göçmenlerin burada Kızılhaç tarafından kurulan geçici merkezde sağlık taramaları yapılsa da, bu küçük merkezde kalacak koşullar bulunmaması ayrı bir sorun olarak dikkat çekiyor.
Göçmenler arasında çocuklu ailelerin de bulunduğunu aktaran Kızılhaç yetkilileri, buradaki geçici merkezde olanakların çok kötü olduğunu, buranın göçmen kampı koşullarına sahip olmadığını ifade ediyor.
Öte yandan havanın kararmasıyla her gün onlarca düzensiz göçmen, köy ve orman yollarından Avrupa Birliği (AB) üyesi Hırvatistan’ın sınırlarını geçmeyi denemeye devam ediyor.
“Devlet, göçmen krizini artık kontrol altına almalı”
USK Başbakanı Mustafa Ruznic, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kısa süre önce yürürlüğe soktukları tedbirlerden sonra kantondaki durumun iyileştiğini belirterek, “Ancak devlet, ülke genelinde göçmen krizini artık kontrol altına almalı.” dedi.
Yeni tedbirleri almalarındaki amacın kantona yönelik göçmen akınını durdurmak olduğuna işaret eden Ruznic, zira kantonun kaldırabileceği kapasitenin çok üzerinde göçmenin bölgeye geldiğini vurguladı.
Ruznic, göçmen krizine bölge halkının tepkisi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve virüs bulaşan göçmenlerin kaçması gibi etkenlerin yeni tedbirler alınmasını gerektirdiğini belirterek, bölge halkının biraz nefes alması için bunun şart olduğunu savundu.
Doğu sınırlarından Bosna Hersek’e giren düzensiz göçmenlerin organize bir şekilde RS’den geçerek kanton sınırına bırakıldığını aktaran Ruznic, son birkaç gündür uygulanan tedbirlerin ardından alanda fark edilir bir iyileşmenin söz konusu olduğunu belirtti.
Ruznic, daha 2015’te Bosna Hersek için “göçmen dalgası” uyarısı yapıldığını ve devletin kendisini buna hazırlamak için 3 yılı olduğunu anımsatarak, bu süreçte hiçbir şey yapılmadığını ve 2018’den beri göçmen krizinin Bosna Hersek’i etkilediğinin altın çizdi.
2018’de 24 bin, 2019’da 49 bin ve bu yıl da şimdiye kadar 30 bin civarında göçmenin kantona geldiği bilgisini paylaşan Ruznic, sürekli artan bu sayının gerekli tedbirler alınmazsa gelecek yıl 70 bini bulabileceğine işaret etti.
Göçmenler arasında da Kovid-19 bulaşanlar var
USK Sağlık Bakanı Nermina Cemalovic ise “Bira” Göçmen Kampı’nda Kovid-19’a yakalanan 5 göçmen olduğunu belirterek, bunlardan birinin hastaneden kaçtığını, diğerlerinin ise tedavisinin sürdüğünü kaydetti.
Göçmenlerin, salgının ciddiyetini anlamadıklarını dile getiren Cemalovic, “Onların tek bir amacı var, o da sınırı geçip AB’ye gitmek. Kamplarda kalanların sağlık durumlarını bir nebze kontrol edebiliriz.” dedi.
“Bira” ve “Miral” göçmen kamplarının bir an önce kapatılması gerektiğini defalarca ilgili devlet yetkililerine ilettiklerini söyleyen Cemalovic, bu iki kampta yanlarında anne-babaları bulunmayan 150 civarında çocuk olduğunu bildirdi.
Cemalovic, krizin yükünün tek bir kantonda olduğunu ve artık devletin buna bir çözüm bulması gerektiğini vurgulayarak, kamplar dışındaki göçmenleri kontrol edemediklerini ve bu kişilerin sayısının 3 binden fazla olduğunu söyledi.
Göçmenler, duruma anlam veremiyor
Bu arada Bosna Hersek’e kadar çok sayıda ülke sınırından geçen düzensiz göçmenler de fiziksel anlamda var olmayan entite sınırları arasında sıkışıp kalmış olmanın şaşkınlığını yaşıyor.
Bosna Hersek’te kalmak istemediklerini, önce Hırvatistan’a ardından diğer AB ülkelerine gitmek istediklerini dile getiren göçmenler, Bosna Hersek’in karmaşık siyasi sistemini anlamakta zorluk çekiyor.
Genellikle Sırbistan üzerinden Bosna Hersek’e giren göçmenler, organize bir şekilde RS entitesinden geçirilerek, FBIH içindeki 10 kantondan biri olan USK’nin sınırlarına bırakılıyor.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik, daha önce birçok kez RS sınırları içinde bir göçmen kampına izin vermeyeceğini ifade etmişti.
Ülkedeki 7 kamptan 5’i USK sınırları içinde yer alıyor.
Bosna Hersek’in karmaşık siyasi yapısı
Bosna Hersek’te 1990’lı yıllarda yaşanan savaşı sonlandıran Dayton Barış Anlaşması, beraberinde karmaşık bir siyasi yapı da getirdi.
FBIH ve RS olmak üzere 2 entiteden ve Brçko Özerk Bölgesi’nden oluşan Bosna Hersek’te, FBIH içinde de 10 kanton bulunuyor.
Her kantonun ve entitenin kendi hükümeti ve kurumları olduğu gibi, devlet düzeyinde de ayrı bir hükümet ve en üstte ise Boşnak, Hırvat ve Sırp üyelerden oluşan Devlet Başkanlığı Konseyi bulunuyor.
Bu karmaşık yapı, ülkede birçok kez yetki karmaşası yaşanmasına ve krizlere sebep oluyor.
AA