İHH Mütevelli Üyesi Osman Atalay’ın Yeni Akit Gazetesi’ndeki “Balkanlar’a stratejik hamle ‘tarımsal diplomasi'” başlıklı yazısını ilginize sunuyoruz.
“Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız vardığınız yerin önemi yoktur.” Peter F.Drucker
1992 yılından bu yana dünyanın 4 kıtasına Türkiye olarak mağdur ve mazlum coğrafyalara insani yardım götürüyoruz.
Yardıma muhtaç insanlar için Türkiye’den kalkıp kilometrelerce uzaktaki ülkelere giden bazı STK’larımızın strateji, emek ve maliyetlerindeki sonuçları görünce üzülüyorum.
Sevinç ve umut vadeden kurumlarımız da var. Dünya genelindeki faaliyetlerini yakından takip etme fırsatını bulduğum TİKA ile özellikle Afrika ve Balkanlar’da çok karşılaştım.
Ayakları yere basan projeleri ile diplomasimize ne kadar katkı sağladıklarını Belgrad, Bükreş, Gagavuzya, Priştina, Podgoritsa, Saraybosna, Tiran ve Üsküp’te görerek şahit oldum.
Fakat dikkatimi çeken geçtiğimiz günlerde medyaya düşen “Küresel Gıda Krizine Karşı Balkanlar’a Tarımsal Diplomasi’’ haberi oldu.
Dünyayı kasıp kavuran Kovid-19’un ileride ortaya çıkaracağı açlık salgını artık devletlerin öncelikli sorunu haline geldi.
Balkanlar’a ve milli bünyeye yönelik çalışmalara katkı anlamında gıda güvenliğinin krize evrileceği dönemde tarımsal diplomasi çalışması daha da güçlendirilmelidir.
Ulusal ekonomiye etkili biçimde katkı sunması, akraba topluluklar ile birlikte yaşadıkları devletlerde toplumun refahı da düşünülerek geçimini tarımdan sağlayan ailelere, gıda desteği ve teminine yönelik stratejik bir çalışma hayata geçirilmiş.
Aslında bu proje Türkiye dahil bölge ülkelerinin gıda üretimi güvencesi için önemli olan hassas ürünlerin pozisyonlarının ne olabileceği tahminine de cevap olacaktır.
STRATEJİK AKIL ÜLKE VE BÖLGE HİZMETİNDE
TİKA’nın Balkanlar’da tarımsal diplomasi çalışması açlık salgınının gündeme geldiği bu dönemde, düne kadar sahada uyguladığı projelerindeki stratejik aklın, amaç ve sonuçlarını göstermesi açısından önemlidir.
Bugün, Türkiye’nin 2019 yılı toplam ithalat oranlarına bakılacak olursa, 202.7 milyar dolarlık ithalatı içerisinde 12.6 milyar dolarlık payını tarımsal ürünler oluşturmaktadır.
Bu tarımsal ithalatın 2.7 milyar dolarlık kısmını yani yüzde 21.97’sini, Balkanlar ve Doğu Avrupa ülkelerinden yapılan tarımsal ürün ithalatı oluşturmaktadır.
“Balkanlara Yönelik Tarım Diplomasisi” çalışmalarının ileride ne kadar önemli olduğunu göreceğiz.
Batı Balkanlar’da TİKA’nın şahit olduğumuz projelerine birkaç örnek vermek gerekir.
Kuzey Makedonya’da 14 Türk pirinç çeşidi ile bölgede en çok kullanılan İtalyan San Andrea pirinç çeşidi deneme ekimlerini yaptı.
Halil Bey, Gönen, Kızıltan ve Gala gibi Türk çeşitlerinin bulunduğu 14 Türk pirinç çeşitlerini yüksek verim ve erken hasat edilebilme özellikleri ile bölgeye adapte edildi.
Makedon üreticiler tarafından yalnızca Yugoslavya döneminden kalma tek pirinç çeşidinin üretimi yerine, bugün Türk pirinç çeşitleri de bölgede üretiliyor.
Kazanan kim oldu?
Makedonya’daki soydaş ve akraba topluluklar ile Türkiye ve Türk müteşebbisleri oldu.
Türkiye zaten pirincin büyük bir kısmını Uzakdoğu ve bazı gelişmiş ülkelerden ithal etmiyor mu? Türkiye’ye Kuzey Makedonya’da da Türk pirinç çeşitlerinin üretilebileceğini gösterdi.
TİKA’nın Kuzey Makedonya’da Yörük Türkleri ve Makedon toplumu için uyguladığı “Arı ve Arı Ürünleri Üretimi Projesi” de toplumsal, ekonomik ve ekolojik açıdan bölgeye ekonomik katkılar sağladı.
Öyle ki Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından, Güney-Güney iş birliği programı çerçevesinde, New York’ta 16-19 Aralık 2008 tarihleri arasında düzenlenen “Global South Development Expo 2008” organizasyonu da dünyaya tanıtılmak üzere en iyi uygulamalardan biri olarak değerlendirildi ve dünyada en iyi örnek projeler arasında seçildi.
Bu proje ile dünyanın dikkati Yörük Türlerine ve Doğu Makedonya’ya çekildi.
Hatta 92. Oscar ödüllerinde uluslararası film ve belgesel kategorilerinde aday gösterilen ve Makedonyalı yönetmenler Tamara Kotevska ve Ljubo Stefanov tarafından çekilen Makedon Honeyland Filmi, Doğu Makedonya’da Yörük Türkü Hatice Muratova’nın hayat hikâyesini konu aldı.
2019 Saraybosna Film Festivali’nde seyirciden 4.85 puan alarak en iyi belgesel seçildi ve Kore’de de Uluslararası Belgesel Festivalinde büyük ödül kazandı.
Ayrıca neredeyse her tarımsal üründe ithalatçı pozisyonunda olan Kosova’da, akraba topluluklar için uyguladığı “Meyveciliğin Geliştirilmesi Projesi” ile ahududu üretiminde yüzde 100 üretim başarısı sağlandı.
Bitkisel üretimin yüzde 17’sini oluşturan meyvecilik sektöründe ahududu bugün Kosova için önemli bir ihracat kalemi artık.
TİKA’nın stratejik hamlesi olan “Tarım Diplomasisi” çalışması, Kovid-19 sonrası ülkemizin gıda güvencesi ve tarımsal ihracatına yönelik temel stratejisine olumlu katkı sağlanacağı düşünüldüğünde ülke ve bölge hizmetine yönelik önemi ortaya çıkıyor.
Bu çalışma bence, Türkiye’nin gelecekteki tarım politikalarına ilişkin önerileri de ortaya koyacak, bölgede uygulanacak tarım projeleri ve ürün çeşitliliği açısından da temel verileri destekleyecektir.
İçinden geçtiğimiz süreç dikkate alındığında gıda ve yaşam güvenliğimiz açısından bu hamle özel önem taşımaktadır.
Teşekkürler TİKA!