Kosova Türk Yazarlar Derneği Başkanı ve Türkçe Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Zeynel Beksaç’ın “22. ve 23. Uluslararası Süleyman Brina Balkanlar Türk Kültürü Hizmet Ödülleri Ardından” başlıklı yazısını ilginize sunuyoruz.
Neden Bu Ödül?
“Doğru Yol” Türk Kültür Sanat Derneği’nin benim yaşamımdaki yeri hep çok özel oldu.
14-15 yaşlarımda onun kapısından adımladım. Şiirimle, sazımla, ud’umla, yöneticiliğimle, tabii ki niceleriyle birlikte, elimden geleni vermeye çalıştım. Ve hala bu ortamda olmaktan büyük bir haz alıyorsam demek ki aramızdaki bu aşk öyle sıradan bir aşk değil.
Bu derneğin eşiğinden yüzlerce sanatsever adımladı. Değişik kollarda katkısını sundu. Tüm bu çalışmalar deyim yerindeyse amatör yürekle gerçekleşti, gerçekleşmeye devam ediyor.
“Doğru Yol TKSD bir ekoldür. Bir enstitüdür, bir üniversitedir. Binlerce konser, yüzü aşkın festival, turne. Onlarca plak. Radyo, Tv yayınları. Edebiyat dergileri. Bir yazımda dediğim gibi, Prizrenli olup da, kültür sanat, hatta bilimsel alanda bir yerlere gelmişse, bir başarı sağlamışsa, bunun özünde “Doğru Yol” kıvılcımı kaçınılmazdır.
Bu yüzden bu dernekte olmaktan hep gurur duydum. Bu ortamda hiçbir beklenti olmadan; çalışan, hizmet veren, koşturanlara hep özel bir saygı duydum. Onlar ki gençliklerini, hatta ömürlerini bu derneğin ayakta kalabilmesi için verenlerdi. Hepsine minnettarım. Hayatta olmayanları tek tek rahmetle, saygıyla anıyorum.
Merhum Süleyman Brina, bu toprakların yetiştirdiği ender aydınlarındandı. Bizler onu Türklerin lideri olarak görmüştük. Gerçekten halis bir Türk’tü. Milli duygularından bir milim geri adım atmayan, ancak diğer halklara sonsuz saygı duyan, evrensel bir görüşe sahipti. Kosova’da ve daha geniş çevrede üst düzey bir siyasetçi olmayı başarmıştı. “Tan” gazetesinin kurucularından ve ilk müdür ve sorumlu yazarıydı. Kosova düzeyinden bir kadro oluşturarak Tan gazetesini başarıyla yönetmişti. Gençlere hep inandı, onları kolladı, her fırsatta onlara destek sundu. “Doğru Yol TKSD yeni kolların açılmasında gençlerin yanında durdu, cesaretlendirdi. “Doğru Yol” dergisini ve daha geçlerde Esin olarak yayın hayatına devam eden derginin yayınlanması için katkısını hep sundu.
Merhum Süleyman Brina Türk’tü, Türkçeyi çok sevdi, Türkçe eğitiminin daha kaliteli olması için çaba harcadı. “Doğru Yol” derneğine sevgisi büyüktü. Saf bir sevgiydi onunki. Siyasette bir yerlere varmışsa, kendi yeteneği sayesinde varmıştı. Tüm bu özelliklere sahip olduğu için de bir tek Türklerden yana değil, diğer haklardan da sevilen bir siyasetçi, eğitimci, kültür işçisiydi.
Yazımı eşinin bir görüşüyle bitirmek istiyorum: Eşi Meserret Brina diyordu ki:
“Yöneticiydi, makamını kötüye kullanıp mal mülk edinmedi. Toplumda saygınlığı vardı, saygınlığını kullanıp kendine özel çıkarlar edinmedi. İşsiz kaldı, kimseyi suçlamadı. Yaptıklarından hiçbir zaman pişman olmadı. O Prizren’in Sülo’su oldu…”
Evet, bizler “Doğru Yol” derneği olarak bu yüzden bu ödülü başlattık. Gelecek kuşaklar da bu topraklarda nasıl ayakta kalınır, bir dil, bir kültür nasıl sevilir, nasıl savunulur diye, örnek alsın.
Bu fırsatla da merhum Süleyman Brina’yı rahmet ve minnetle anıyorum.
Siz saygıdeğer dostları da, ödülden ötürü teker teker kutluyor, daha nice başarılar elde etmenizi diliyorum.