21 Aralık’a Dair

21 Aralık Türkçe Eğitim Günü Milli Bayramı, Makedonya Türk varlığının önemli nişanelerinden biri. 2007 yılında Makedonya’da kabul edilen Milli Bayramlar Kanunu çerçevesinde, her topluluğun kendi millî gününü belirlemesi sürecinde yürütülen çalışmalar kapsamında; dönemin TDP milletvekilleri Kenan Hasip ve Hadi Nezir’in girişimleri, merhum yazar Fahri Kaya’nın yönlendirmeleriyle 21 Aralık Türkçe Eğitim Günü, Makedonya Meclisi’nde kabul edilerek Türklerin millî bayramı olarak yasalaşan bu bayram o günden bugüne MATÜSİTEB ve TİKA’nın organizasyonunda düzenlenen program ve merkezi törenlerle ülke genelinden gelen binlerce soydaşın katılımıyla çoşkulu bir şekilde kutlanıyor.

Merkezi programların yanı sıra ülkenin dört bir yanında Türkçe eğitim verilen okullarda, öğretmenler ve sivil toplum kuruluşlarının özverileriyle öğrenciler tarafından heyecan ve sevgiyle hazırlanan yerel programlar da hem mütevazilikleri hem de bayrama sahip çıkmaları hasebiyle çok önemli.

En evvela, bayramın yasalaşmasından bugüne, Makedonya Türkleri varlığının nişanesi konumundaki bu bayram için hazırlık yapan, yasalaştıran, hem merkezi hem de yerel çapta milli bayrama yakışır şekilde kutlama programları düzenlenmesinde maddi manevi katkıları olan tüm kişi ve kurumlara, hassaten TİKA ve MATÜSİTEB’e teşekkür etmek gerek. Bu kadar kırılgan bir toplumda uzun yıllar boyunca bu boyutta kutlama programları icra etmek, birbirinden önemli akademisyen ve sanatçıları misafir ederek birlik ve beraberlik ruhunu ortaya koymak zordan da öte bir şey.

Kutlamalara ilişkin görüşlerime geçmeden önce 21 Aralık tarihiyle ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. Makedonya Türklerinin Milli Bayramı olan “21 Aralık” tarihinin, – Anayasa’nın ilk 3 maddesinde yer almadığına göre – yeniden gündeme getirilmesi ve daha geniş bir konsensüs sağlanarak yeniden belirlenmesi gerektiği kanaatindeyim. 21 Aralık Türkçe Eğitim Günü tarihi, 21 Aralık 1944’te Makedonya’daki Türklerin anadillerinde eğitim hakkını “GERİ” kazandığı tarihi bir olaya dayanır. Burada bu tarihi bayram olarak seçenler, her ne kadar eleştirileri farklı yerlere çekmeye çalışsa da tarihin belirlenmesinde aceleci davranıldığı ve toplumsal uzlaşı sağlanmadığı açıktır. Makedonya’da Türkçe eğitimin kalesi olarak nitelendirilen Tefeyyüz İlköğretim Okulu’nun 1884 yılında kurulmuş olması Türkçenin bu topraklarda çok daha eskilerden var olduğunu kanıtlayan en bariz örnektir. 21 Aralık tarihinde, “Balkanlardan gelen soğuk havaların” meşhur olduğu Makedonya’da kış mevsiminde organizasyonel şartların ortaya çıkarttığı fiziksel zorluklara değinmiyorum bile.

17 yıldır bayramın bu tarihte kutlanılması dimağlarda ciddi bir yer ettiği ve “21 Aralık”ın bir marka haline geldiği için belki de çoğunluk tarihin aynı kalması gerektiği yönünde fikir beyan edebilir. Burada önemli olan nokta, bayram tarihinin kanaat önderlerinin geniş katılımıyla belirlenmesidir. Zor ama imkansız değil. Daha önce Nüfus Sayımı sürecinde her şeye rağmen bir masa etrafında oturulup iletişim kurulabildi, yine kurulabilir.

Yeni şeyler aramak, daha güzeli düşünmek, daha iyinin arayışı içinde olmak; geçmişi ya da bugüne kadar yapılanları eleştirmek değildir. Tam aksine bugüne kadar yapılanları bir basamak olarak kullanıp yükselmektir.

Toplumumuzun en belirgin menfi özelliklerinden biri de yapılan her işi gönlünce ve fütursuzca eleştirip, eleştirdiği şeylerin başrolünde kendisi olsa nasıl davranacağına dair hiçbir fikir beyan etmemesi. İçi boş, kötü uslûpla ve kolaycılığa kaçan eleştiriler yerine yeni, farklı ve toplumun yararına olacak fikirleri köhne alışkanlıklarla ikame etme cesaretini göstermek gerek. Aksi halde kendi kendimizi öğütür dururuz. İbn Haldun’un dediği gibi “İnsan beyni değirmen taşına benzer, içine bir şeyler atmazsanız kendi kendini öğütür durur.”

21 Aralık Türkçe Eğitim Günü Milli Bayramı kutlamaları son bir ay ya da aylara bırakılacak bir konu değil. Milli birlik ve beraberliğimiz için büyük öneme haiz bu gün için çalışmalara yarın değil bugün başlamalıyız. Bu minvalde kutlamaların nasıl daha güzel, nasıl daha kapsayıcı ve nasıl daha farklı olacağını düşünürken zihnime bir festival düştü: TEKNOFEST.

TEKNOFEST, Türkiye’de farklı şehirlerden, okullardan ve hayallerden gelen gençlerin aynı hedef etrafında buluştuğu; bilimi, teknolojiyi ve üretme ruhunu birlik ve beraberlik içinde paylaşarak geleceği birlikte inşa ettikleri bir teknoloji festivali.

TEKNOFEST, gençlerin birlik olup teknolojiyle geleceği kurduğu buluşma noktası. TEKNOFEST’in aynı zamanda sebeplerinin herkesin malumu olduğu, konuşmanın, enerji tüketmenin bizi kısır döngüye itecek olan Makedonya Türklerinin “Toplumsal Dağınıklığını” toparlama noktasında önemli bir araç olan “GENÇLİK”in eslafın hatalarından ders almasında da önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum.

Teknoloji Festivali ile birlikte hem Milli Bayramımızı kutlayacak hem de eğitimin neden önemli olduğunu, birbirimizle uğraşmak yerine bilim ve teknolojiyle hemhal olunduğunda nelerin başarılabileceğini yakından müşahade edecek ve yeni bir vizyonun kapısını aralayabileceğiz.

TEKNOFEST, Türkiye dışında daha önce Bakü ve KKTC’de düzenlenmişti; bir sonraki yurtdışı durağı neden Üsküp olmasın!?

Velhasılı kelam;

“… Dünle beraber gitti cancağzım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…”

Read Previous

Karadağ, Türk vatandaşlarına vize muafiyetini yeniden başlatıyor

Read Next

KOMEK Üsküp, Konya’da düzenlenen Altın Dokunuşlar Festivali’ne katıldı