Takvim yaprakları 15 Temmuz 2016 gecesini gösteriyordu. O gece akrabalarımın birinden beklenmedir bir telefon çağrısı gemişti. Üzücü haberi aldığımda şok olmuştum. Türkiye’de bir darbe girişimi olduğunu söylediğinde hemen Türk kanallarını açıp yaşanan elim verici olayları yakından takip etmeye başladım.
Olaylari izlerken bir yandan üzülüyor diğer yandan da acaba bizim kardeşlerimiz bu durumla nasıl başa çıkacaklar, vatanını korumak için kaç kişi şehid düştü ve daha kaç kişi şehid düşecek diye düşünmeye başladım.
Evet biliyorum, ben Arnavut olduğum halde bana niye Türk milleti için bu yazıyı kaleme aldığımı soracaklar? İzah edeyim. Unutulmamalı ki biz Türk milletiyle kardeşiz ve çoğumuzun Türkiye ile aile bağlantılarımız var. Öte yandan Türkiye bize her konuda yakın davrandı ve bizim çıkarlarımızı her platformda savundu. Bizim de şu kritik süreçte Türkiye Devleti ve Milletini savunmamız lazım gelmektedir.
Modern Türk devletinin kurulduğu 1923 yılından itibaren Türkiye’de toplamda 3 kez darbe yaşanmıştır. Bu darbeler sonucunda en büyük mağduriyeti vatandaşlar görmüştür. Türkiye’de ilk darbe 1960 yılında gerçekleşti ve o zaman Türkiye’nin başbakanı Sn. Adnan Menderes’ti. Tutuklanarak mahkemeye götürüldü ve o dönem Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yuvalanan ve karanlık bağlantıları bulunan komutanların etkisiyle, gayri hukuki ve gayri ahlaki bir kararla asıldı.
İkinci darbe bundan birkaç sene sonra, 1980 yılında gerçekleşti. Legal bir biçimde seçilen hükümet indirildi. Bu da yetmedi. 1997 yılında yine bir darbe yaşandı. Bu post-modern tabirle ifade edilen darbe Sn. Necmettin Erbakan’a yapılmıştı.
Bu post-modern darbeden tam 19 sene sonra, 15 Temmuz 2016 gecesinde TSK içerisinde yuvalanmış hain Fettullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu askerler tarafından bir darbe girişimi yaşandı. Allah’a şükürler ki bu darbe girişimi Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve Türk halkının dirayetli ve dik duruşu sayesinde başarısız oldu. Bu darbe teşebbüsü Erdoğan’ın nezdinde, halkın iradesine yapılmış bir darbe teşebbüsüydü.
Bu darbe teşebbüsünde yine en büyük mağduriyeti vatandaşlar yaşadı. 200’ün üzerinde vatandaş şehit düşerken binlerce kişi yaralandı. O gece halkın ferasetli duruşu bu teşebbüsü başarısız kıldı.
Peki sormak gerekir, bu darbe girişimini kim ve niye gerçekleştirmek istedi?
Biraz geriye dönecek olursak göreceğiz ki darbe girişiminden önce Erdoğan’a ve Binali Yıldırım’a karşı protestolar düzenleniyordu ülke çapında. Bu protestolar Türkiye’de konumlanmış, kirli ittifakların emellerini gerçekleştirmek için Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak ve çökertmek isteyen odakların işiydi.
Niye Türkiye Cumhuriyeti hedef olarak seçilmişti?
Tüm Avrupa ve Batı ülkeleri Türkiye’nin güçlenmesine, gelişmesine ve bölgede aktör konumuna gelmesine karşıdır. Türkiye aynı zamanda İslam dünyasında söz sahibi bir konuma gelirken, İslam ülkeleri ile işbirliğini gün geçtikçe artırmaktadır.
İşte tam bu noktada Türkiye’yi yıkmak ve Erdoğan’ı düşürmek isteyen güçler FETÖ’yü kullanarak bu darbe girişimine direkt ya da dolaylı bir biçimde destek oldular. Darbe başarılı olsaydı, darbeciler ülkenin bu hale gelmesindeki en büyük suçluyu Erdoğan olarak lanse edeceklerdi. Mısır darbesi örneğindeki gibi.
Darbe başarılı olsaydı!
Avrupalıların ve Batılıların hedefi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölmek ve bu topraklarda bir Kürt devleti kurmaktı.
Eğer bu gerçekleşseydi Türkiye devleti bölgede ikinci bir Suriye vakasına dönüşecekti. Bu yüzden 24 Temmuz seçimleri çok önemliydi. Üstte bahsettiğim güçler bu seçimlerde Erdoğan’ı devirerek hain planlarını gerçekleştirmenin ilk adımını atmak istemişlerdi.
Her zamanki gibi Türk halkı iradesini sandığa yansıtarak güçlü varlığını gösterdi ve herkese Erdoğan’ı içeriden veya dışarıdan kimsenin deviremeyeceğini kanıtladılar.
Bu seçim sonuçlarının ardından Türk Milleti, Recep Tayyip Erdoğanı başkan olarak seçerken aynı zamanda millet olarak yenilmez olduklarını ispat ettiler.
Yazımın sonuna gelirken bu vesileyle tüm 15 Temmuz şehitlerini rahmetle anarken, gazilere şifalar diliyorum. Allah, Türk Milleti’ne bir daha böyle kötü günler göstermesin…