Bismillah her hayrın başıdır.
O halde Bismillah diyerek başladığım ilk köşe yazımda sizlere TİMEBALKAN’ın hikayesini anlatmaya başlayabilirim.
Bundan tam bir yıl önce yayın hayatına ilk adımımızı atmış olduk. Böylece bu samimi oluşumda editörlük görevini üstlenmiş oldum. Yaptığımız haberlerle Makedonya’da ve hatta Balkanlarda Türkçe dilinde gündemin nabzını tutacak ve gerektiğinde ‘gündem oluşturabilecek’ bir medya yayın organının eksikliğini gidermeye çalıştık. Nitekim bu kısa zaman diliminde mütevazi çabamız hiç beklenmedik bir şekilde sonuç vermeye başladı.
İlkeli, tavizsiz, hızlı ve düzgün yayın politikamızla okuyucu kitlemizi günden güne genişlettik.
Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Arnavutluk, Sırbistan, Yunanistan kısacası Balkan ülkelerinde yaşanan gelişmeler önceliğimiz oldu. Bu arada Anavatan Türkiye ve İslam Dünyası yakın takibimizde idi.
Dünya gündemine önem verirken yerel gelişmeleri de anbean takip ettik. Kimi zaman Makedonya’daki bir Türk köyündeki sıkıntıyı gündeme getirdik, kimi zaman Filistin’de yaşanan insanlık suçlarını okuyucularımızla paylaştık. Haber yayınlarımızda yerel – bölgesel – küresel dengeyi muhafaza etmeye çalıştık.
Tüm bunları ‘tarafsız’ olma gayesi taşımadan yaptık. Çünkü TİMEBALKAN olarak sadece gündemin nabzını tutmakla sorumlu görmedik kendimizi. Gerektiğinde ‘gündem oluşturma’ noktasında yoğun çaba sarfettik. Dolayısıyla bu çabanın neticesinde güçlünün değil haklının, zalimin değil mazlumun, mağrurun değil mağdurun, yalanın değil doğrunun, batılın değil hakikatın tarafını tuttuk. Böylece ‘Taraflı yayın yapıyorlar’ eleştirilerini bu şekilde haklı çıkardık elhamdülillah.
Peki gündemimiz neydi? Gündemimiz siyasilerin açıklamaları, istatistikler, raporlar, aktüel dünya gündemi, borsalar, son teknolojik gelişmeler yanısıra halkımızın gündemiydi.
Halkımızın yani insan gündemiydi. Hayatımıza ve günlük yaşantımıza dokunacak insan hikayelerine değindik. Duyarlılığımızı arttıracak özel haberlerin peşinde koştuk. Yayınlayacağımız haberle bir hayra vesile olacağımızı düşündüysek hiç tereddüt etmeden harekete geçtik.
Ülkemizde zıt görüşlere mensup anlayışlarla temas kurmaya çalıştık. Ayrım gözetmeksizin herkesle iletişime geçmeye özen gösterdik. Fakat kimi kesimler bu olumlu niyetimizi görme basiretinden o kadar uzaktı ki karalama ve iftira yöntemine başvurdular. Yılmadık çünkü niyetimiz halis, duruşumuz tavizsizdi. Devam ettik.
Söylenmeyeni söylemeye, duyulmayanı duyurmaya, fısıldananı yüksek sesle söylemeye çalıştık. Zaman geçtikçe bize mesafeli duran okuyucularımız dahi haberlerimizi takip etmeye, hatta paylaşmaya başladı. Bu durum bizi ziyadesiyle memnun etti. Çalışma azmimizi arttırdı.
Olağanüstü durumlarda mesai saati gözetmeksizin çalıştık. Mesela Kumanova olaylarında, 15 Temmuz darbe girişiminde, Üsküp’te yaşanan sel felaketinde insanüstü çaba göstererek anlık, hızlı, zengin içerikli ve ‘taraflı’ haberlerler yaparak halkımızı bilgilendirdik.
Herkese eşit mesafede durmaya özen gösterirken korkusuzca gündem oluşturan haberlerin altına imzamızı attık. Makedonya Türklerini bölen değil kucaklayan, fitne değil birliktelik oluşturacak yayınlar yapmaya azami gayret gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz.
Gündemimizi yine halkımız belirleyecektir. Başka güçler değil.
Ertan Şakir’in gözyaşları, Hasanbegli yaşlı amcanın “Tek ümidimiz Türkiye” cümlesi, 6 yaşındaki Naime’nin sel mağdurlarına verdiği kumbara, Suriyeli Ümran’ın mahzun bakışları gündemimizi belirledi, belirlemeye devam edecektir.
Sancak düştüğü yerden kalkar bilinciyle hareket etmek zorundayız. Bizler sancağın düştüğü yerde nöbet beklemekteyiz.
Rumeli – Anadolu hattının medya nöbetini en iyi şekilde tutacağımızdan şüphem yoktur.
İbrahim Peygamber’e su taşıyan karınca misali tarafımızı belli ettik.
Üsküp’ten, Gostivar’dan, Prizren’den, Tiran’dan, Gümülcine’den, İşkodra’dan, İstanbul’dan, Ankara’dan, Bağdat’tan, Kerkük’ten, Şam’dan, Mekke’den, Medine’den, Somali’den, Kenya’dan, Doğu Türkistan’dan, Kudüs’ten, Halep’ten tarafız.
Kabil’den değil Habil’den tarafız.
Hatırlatmakta fayda var; güçlünün değil haklının, zalimin değil mazlumun, mağrurun değil mağdurun, yalanın değil doğrunun, batılın değil hakikatın tarafını tuttuk.
TİMEBALKAN olarak tam bir yıldır tarafız.
Kutlu olsun!