“Okullu olduk, sınıfları doldurduk…..”

Birinci sınıf öğrencilerinin heyecanı paylaşmak ve o sınıflarda neler oluyor merağını gidermek için TİMEBALKAN ekibi Üsküp’teki birkaç ilköğretim okulunu ziyaret etti. Ziyaret esnasında çocukların masumiyetine bir kez daha tanık olduk. Birinci sınıf öğrencisi Mürsel Kopaç, ara yemeğinden sonra öğretmenine, “Öğretmenim ben hızlı yemeyi bilmiyorum. Öğretmenim ben ekmek kırıntılarını toplamayı bilmiyorum” diye sesleniyor. Göze çarpan diğer bir konu ise her üç okulda da Türk öğrenci sayısının artması.

İlk ziyaretimizi sabah saatlerinde Çair semtinde bulunan Petar Zdravkovski Penko ilkokuluna yapıyoruz. Randevumuza göre saat 10:00 ordayız. Tam da öğrencilerin ara yemeğine rastlıyoruz. Sınıfa girer girmez toplu bir “Günaydın” sesi yankılandı. Bizim “Afiyet olsun” dileklerimize karşılıklı olarak “Teşekkürler, buyrun” cevabını aldık. İlk gözümüze çarpan öğrecilerin simitlerini beyaz kar peçeteler üzerine yemeleri.
Sınıf öğretmeni Tevide Recepi ile sınıfta karşılaştıkları sorunları konuşurken arkalardan bir ses “Öğretmenim ben hızlı yemeyi bilmiyorum”, “Öğretmenim ben ekmek kırıntılarını toplamayı bilmiyorum” diye haykırıyordu. Sınıfın en dinamik öğrencisi olduğu belli oluyordu.

iki cocuk

Sınıf öğretmeni Tevide’ye göre bu yılı birinci sınıfa 14 erkek, 13 kız olmak üzere toplam 27 öğrenci kayıdını yaptırmış. Kitap sorunları yok, sınıflar temiz, herşey yerli yerinde, şimdilik en büyük problem yeni Kembriç sistemine ayak uydurmak. Birinci sınıf öğrencilerin toplam sekiz dersi var. Matematik, Türkçe, Toplum, Doğa Bilimleri, Müzik, Resim, Beden eğitimi ve ingilizçe. Öğrencilerin okula gidip gelmeleri ile ilgili herhangi bir sorun yok, hepsi okula çok yakın ve ebeveyinleri tarafınca okula getiriliyor.
Sınıfta ilginç detaylara da rastladık. Tevide öğretmen, “Sınıfımızda Türkçe bilmeyen üç arnavut öğrencimiz birde türkçeyi yeni öğrenen arkadaşlar var. Aileleri de Türk dilini konuşmuyor” dedi.
İlk sohbetimizi, fırsatı kaçırmadan, tabi ki sınıfın en dinamik ve en sempatik öğrencisi ile yapıyoruz. İsmi Mürsel, altı yaşında. Soyadını soruyoruz. Adem diyor. Oysa doğrusu Kopaç. Arkadaşları kahkaha atıyor. Hemen tepki, “Hiç komik değil, gülmeyin” diyor. Mürselin en iyi arkadaşları Eren ve Egemen. Onlarla beraber saklanbaç oynuyorlar.
İkinci konuğumuz Merve Seyfullah, beş yaşında. Uzun saçlı, kahverengi gözlü. Okuldan çok memnun. Onu en çok zorlayan şey tahtada çizilenleri deftere geçirmek. Doğa dersini çok seviyor. “Bugün doğa dersinin konusu parmaklardı” dedi. İlk zil sesinden sadece bir ay geçti, ancak, Merve şarkı ve şiirler öğrenmişti. “Daha dün annemizin” şarkısını ve “Açıldı okulumuz” şiirini gayet güzel mırıldanıyordu.

İkinci durağımız Tefeyyüz ilkolkulu

Okula bu yıl 34 kız, 40 erkek olma üzere toplam 74 kayıt yaptırmış. Tefeyyüz öğrencileri de yaklaşık bir ay zarfında yapılan eğitim, ders veren öğretmenlerden gayet memnun. Kitaplarla ilgili de herhangi bir sorunları yok. Türklerin merkez okulunu ziyaret ettiğimizde tam da derslerin başladığı saatlerdi. Dolayısıyla, okul girişinde birkaç ebeveyinle sohbet etme fırsatı bulduk.

tefeyyuz

Torununu okula getiren Makbule Recep, hem torunun hem kendisinin heyecanlı olduğunu söylerken “öğretmenlerin öğrencilerle olan ilgisinden ve verilen eğitimden memnun olduğunu” söyledi. Butel 1 semtinde yaşadıklarını ve torununun servisle okula gittiğini dile getiren Makbule teyze bazen değişiklik için torununu okula kendisinin götürdüğünü sözlerine ekledi.
Yaklaşık bir ay geçmesine rağmen okula hala alışamayan öğrencilere de rastlamak mümkün. Birinci sınıfa başlayan oğlu Yasin’i okula getiren annesi Bedriye Elmas ise kendilerinin mutlu olduklarını fakat oğullarının adaptasyon sürecini daha atlatamadığını ve okula gitmek istemediğini ifade etti. Ziyaretimiz esnasında Türkçeyi öğrenmek için uzun yollar kateden öğrencilere de rastladık. Üsküp’ün Karadak mahallesinde doğan Adnan Amit ise “hayat şartları bizi köye göç etmeye zorladı ve köyde dilimizi kaybettik, torunumuzun Türkçe’yi tekrar öğrenmesi için Tefeyyüz ilkokuluna yazdırdık” dedi.

Üçüncü ve son durağımız Yaşar Bey (Eski Yane Sandanski) İlkokulu

Sınıfta göze çarpan ilk durum sınıfın kalabalık olması. Birinci sınıf öğretmeni Zuhal Mursel’e göre Türk sınıflarında sayı bakımından devamlı bir belirsizliğin olduğunu belirtti. Dört yıldır öğretmen olarak çalışan Zuhal, “Geçtiğimiz yıllarda öğrenci sayısı 3-8 arası değişmekteydi. Bu yıl ise sayı 20 öğrenciye çıktı” dedi.

Yane sandanski

Konuya değinen öğretmen Vildan Davut şunların altını çizdi: “Vatandaşların çoğu “Yasar Bey” İlkokulunda Türkçe eğitim olduğunu bilmektedir. 3 yıl öne Türk sınıfının kapanma riski bizi çok üzmüştü. Kanma olasıllığını gururumuza ve Türklüğümüze yediremedik. Türk kuruluşlarını kapı kapı dolaştık. Öğrenciler için yardım aradık. Kuruluşlardan sadece TİKA ve MATÜSİTEB öğrenciler için burs ve servis sağladı. İki kuruluşun yardımı sayesi ile öğrenci sayısında artış oldu.”
Birinci sınıf öğrencisi Hasan okul ve arkadaş ortamını çok beğendiğini belirterek, basına verdiği ilk açıklamasında da Fenerbahçeli olduğunu belirtmeden geçemedi. İleride ne olmak istersin sorusuna ise polis, asker veya itfaiyeci diye cevap verdi.

Arkadaşı Ecrin ise derslerini devamlı çalışıp, ileride başarılı bir doktor olacağını, insanları sağlığına kavuştrumanın onu çok mutlu edeceğini dile getirdi.
Gezdik, gördük, öğrencilerin duygularını, öğretmenlerin görüşlerini sizlerle paylaştık. Özetlersek şunu söylemek mümkün birinci sınıfa kaydını yapan öğrenciler sayısında çok büyük bir artış göze çarpmaktadır. Penko’da öğrenci sayısı 19’den 27’ye, Yaşar Beyde 7’den 20’ye yükseldi.

TIMEBALKAN
Hüsamettin Gina
Seyyid Emin
Burak Emin

Read Previous

Demokratik Bütünleşme Birliğinde Sular Durulmuyor

Read Next

NATO Genel Sekreteri Rusya’ya ‘Yapıcı ol’ çağrısında bulundu

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *