Hayaller Türk Tiyatrosu Hayatlar Hüsran

1. Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran… Tam tamına altı ay. Altı ayda neler yapılmaz ki? Uzay istasyonu kurmak bile mümkün. Fakat bizde altı ayda sadece ve sadece hükümet kurulabildi. Buna da şükür. Çünkü bu sefer de kurulmasaydı yeniden seçim olacak ve olan yine millete olacaktı. İşin yoksa tekrardan partilerin propagandalarını dinle, herkes oy istesin, bla, bla, bla. Hükümet kuruldu bize de hayırlısı olsun demek düşer. Daha çok şey diyeceğiz de, şimdiden yeni hükümeti bombardımana tutmayalım. Hükümetten beklentiler yüksek. Bana kalırsa ilk olarak yapılması gereken, Makedonya vatandaşlarını Makedonyalı yapmak. Gerisi gelir…

2. Hatırlarsanız bundan bir ay kadar önce Türk Bayrağına bir saldırı olmuştu. Bundan köşemdeki yazıda bahsetmiştim. Yazıda ayrıca ciddiye alınması gereken bir konu olduğunu yoksa bunun gibi daha benzeri şeylerle karşılaşacağımızı yazmıştım. Biz büyük bir milletiz. Bu büyüklüğümüzü Makedonya’da da gösteriyoruz. Her zaman yapıcı olmaya çalışıyoruz. Sorun oluşturan değil, sorun çözen bir rol oynuyoruz. Bayrak sorunundan sonra; Radoviş’te Mevlid Kandili Programı’nın düzenleneceği salonun elektrikleri kapatılmış, ondan sonra Gostivar şehrindeki Saat Camisi’nin duvarlarına haç işaretleri çizilmişti. Bayrak sourununu hafife almamak lazım dedik. Ve dediğimiz çıktı. Hala da hafife alıyoruz. Almamak lazım. Ama yine alacağız…

3. Yıllardan beridir tekrarladığımız bir konu var; Türk Tiyatrosu dilemması. Kaç kere yazdım bu konuda ben bile hatırlamıyorum. Sadece benim ağzımı kapatmak için bile bitirilebilirdi. Ama hala yerimizde patinaj çekiyoruz. Çekiyormuşuz. Çektiğimizi yeni öğrendim. Eski Başbakanımız Türk Tiyatrosu’nu ziyaret ettiğinde (ben de nedenini sizin kadar merak ediyorum) böyle bir sorunumuz olduğunu hatırladım. Gündeme gelmese hiç hatırlamayacağız. Eski başbakanın aklına yeni mi gelmiş ziyaret etmek? Yoksa ordan geçerken dur şu binada birine bakıp çıkacağım mı demiş? On yıl iktidarda kal ve Türklere bir Tiyatro bile yapma. Suç onda mı? Suç hayallerle uyutulan siyasetçilerimizde. Hayallerle uyutuldular, ama gerçeklerle uyanıyorlar…

4. Makedonya’da yeni bir hareket var. Yeni bir duruş. Yeni bir çizgi. Siyasete yeni bir bakış daha doğrusu omurgalı siyasetin adımları atılıyor. Bunun ismi BESA Hareketi. Bir yıldan fazla oldu siyaset meydanında baş göstermeleri fakat, ben yeni diyorum çünkü alışılmışın dışında bir siyaset yürütüyorlar. Daha önce böyle bir siyasi yapıyla karşılaşmadık. Tüm tabuları kırmaya başladılar. Her parti yeni kurulacak olan hükümetten pay almaya çalışırken, bunlar pastadan siz de pay alın teklifini hiç düşünmeden reddetiler. Siyaset arenasına girişleri o kadar kolay olmadı. Daha baştan itham edilmedikleri şey kalmadı. Önce AK Parti’nin kurdurduğu, sonra Vehabizimle bağlı oldukları, daha sonraları Paralel Terör yapılanmasıyla ilişkide oldukları söylendi. Bunlara kulak asmadan çalışmalarına devam edip seçimlerde de kimsenin beklemediği bir başarı aldılar. Hareket dedik ya işte, en son iktidar partisine güzel bir hareket çektiler. Darısı diğer partilermize…

5. Seçimin kuralarından biri kazanan ve kaybeden üzerine kuruludur. Biri kazanırken diğeri kaybeder (Kafa nasıl ama? Zehir gibi maşaallah. Seçimin mantığını çözmemi yıllarca aldığım eğitimime borçluyum. Aristo mantık kuracak kural olacak, biz kuramıycak mıyız? Bizim Aristo’dan neyimiz eksik?). Son seçimlerin de hem kaybedenleri hem kazananları oldu. Ha bir de girdiği her seçimi kaybedenler de mevcut (İsmini vermek istemeyeceğim değerli bir başkanımız her seçim kaybetmeyi başarıyor. Bu başarısının arkasında mutlaka bir özel hikayesi vardır. Israr etmeyin isim vermeyeceğim. Gostivar’da başkanlık ofisi olan parti başkanımız kendisi. İyi ki ısrar etmediniz. Ya etseydiniz Allah bilir evin kordinatlarını da yazardım). Bizim parti on yıllık iktidardan sonra kaybetti. Sorun kaybetmesi değil, asıl sorun bu mağlubiyetin kime kesileceği. Seçimlerden önce kongre kararını seçimlerden sonraya bıraktıklarında benim gibi bir sürü kişi eleştirmişti. Ne demiştik? Eğer ki seçim kaybedilirse bunun faturası kime kesilecek. Vekaleten başkan olana mı, yoksa seçimlerden sonra başa gelene mi? Fatura mı? Hesap mı? What are you talking oğlum sen… haa what?

Read Previous

Valandova’daki protestolar Doyran ve Ustrumca’ya da sıçradı

Read Next

Sırpların katlettiği Boşnak siviller anıldı

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *