Bize Neler Oluyor?

 

Evet sevgili Time Balkan okurları bugünkü yazımda –‘ Bize Neler Oluyor’- , doğrusu memleketim Makedonya Türklerinin birbirlerine kenetlenmesi yerine bazı durumlarda beliren ayrışmayı vurgulamaktır amacım. Son dönemde aramızdaki ayrışmayı çağrıştıran üç olayı örnek olarak vermeyi uygun buldum…

… Evet, Üsküp, doğumlu ve günümüzde değerli Bir Bayan Öğretmen Türkiye Cumhuriyeti’nin gözde yazarı CAN YÜCEL’in şiirinin sosyal medyada paylaşımıyla konuya girmek istiyorum. Bayan öğretmenin ismini vermediğimden dolayı, Siz değerli Time Balkan okurlarından özür dilerim, ancak ismi bende saklı olduğunu da bildiriyorum…

… Görevinde başarılarıyla bilinen Bayan, Üsküp’ün gözde okullarından birinde öğretmenlik görevini sürdürmektedir. Kendileri Üsküp’ün eski bir Türk ailesinin ferdidir. Çalışmalarında başarılı, öğrencilerinden sevilen, meslektaşlarından saygı gören Öğretmen, Türkiye Cumhuriyeti yazarlarının eserlerine hayran olduğundan dolayı zaman zaman sosyal medyada ünlü yazar ve şairlerin şiirlerini de paylaşmaktadır… Geçen haftaların birinde Türkiye Cumhuriyeti’nin değerli yazarı Can Yücel’in şiirini paylaşmış ve şiirin ne kadar da anlamlı, değerli olduğunu, Makedonca’ya çevrilmesinin arzu ettiğini de duyurmuştu. Ancak, böyle değerli şiirin Makedon diline çevirisini yapabilecek iki şahsın ismini vermişti ki, bu iki edebiyat çevirmenlerden birini yakinen tanıdığım için ve hatta kendileri ‘BİRLİK’ gazetesinde uzun zaman çalışmış ve  (bugün İstanbul’da ikamet ediyor)  eserleriyle iz bırakan edebiyatçı yazar,  Makedonya’nın değerli yazarların eserlerini Türkçe’ye ve Türk yazarlarının da eserlerini Makedonca’ya başarıyla çevirmiş biri olduğunu da vurgulamaktayım.  Buraya kadar çok güzel. Bayan öğretmen Türkiye Cumhuriyeti’nin sözünü ettiğim değerli yazarın Makedonya şiir severlerine tanıtımını  arzulayarak, çevirisini en iyi  bu değerli edebiyatçının  yapacağını  da öne  sürmüştü…

Böyle bir isteğin ortaya atılma sonrasında, anlayacağınız, Bayan Öğretmene ve çevirinin en iyi biçimde yapabileceği edebiyatçıya, bizim oralarda bazılarından gelen eleştirilere ilk başta inanamadım. Edebiyatçı arkadaşımıza yapılan haksızlıktan tutun da Bayan öğretmene yazılan küçümseme içerikli yazılanlara bir türlü inanamadım…  Bu tür değerlerin faaliyetleriyle gurur duymamız gerekirken ve böylesi değerleri daha geniş çapa yaymak yerine, yapılan olumsuz eleştirilerin ne kadar da birbirimizden uzaklaştığımızın bir göstergesinin olduğunu üzülerek ortaya atıyorum. Yapılan olumsuz eleştirileri kale almayan Bayan öğretmenin şahsının ne kadar da onurlu olduğunu yazılanlara yanıt vermemekle açıkça göstermiştir.  Böyle onurlu davranış aslında ailesinden aldığı bir kültürün aynasıdır bence…

…İkinci bir olay da, İstanbul’da Kasım ayının sonlarına doğru –Makedonya Göçmenleri Karşılaşmasına, Makedonya göçmenlerin yazgılarını araştıran ve bu konuda kitapları yayınlanan değerli araştırmacı yazarın da böyle bir Karşılaşmaya davet edilmesi, yine memleketimin kendini beğenmiş kişilerin eleştirilerine yol açmıştır. Karşılaşmaya davet edilen araştırmacı yazar, -kendilerini böyle bir değerli karşılaşmaya davet ettikleri için onur duyduğunu ve teşekkürü- , sosyal medyada paylaşmış. Gelin görün ki birilerinin böylesi davetiye hoşuna gitmemiş ki, sosyal medyada böyle bir eleştiri yazılmıştı: -‘ Siz neden onur duydunuz, bu tür karşılaşmalara sadece ve sadece Makedonya Cumhuriyetinde yaşayan Türkler  katılıp,   beliren  güçlükleri   kendilerinin  anlatması  en doğaldır-, düşüncesi  ortaya atılmıştı… Derken şunu da belirtmek isterdim ki, oralardan Türkiye Cumhuriyeti’ne göç edenler de doğal olarak memleketimizin fertleri sayılır, zaten böylesi düzenlenen karşılaşmalarda memleketimizde yaşayan Türklerin sorunları kadar eskiden de yaşanmış haksızlıklar, günümüzde de var olan zorluklar ortaklaşa olarak gündeme getirilmesi yapılan bu tür faaliyetlerin asıl konusu olduğunu açıkça ortaya atmaktadır… Öyle ki Memlekette bugün yaşayanlar ve zamanında çeşitli zorluklardan dolayı göç edenleri birbirinden ayırmak yerine onları birbirine kenetlemek ve beliren sorunlara ortaklaşa çözümün bulunması en doğrusudur. Bence düzenlenen Karşılaşmaları Makedonya’da olsun veya Makedonya dışında yaşayan Türklerin ortak yazgıları olarak böylesi değerli faaliyetlerin desteklenmesi hepimizin görevidir…

Ancak, günümüzde yaşadıklarımızın sonucu olarak ayrışma görüntülerin ortadan  kaybolması  gerekirken  her gün daha da derinleşerek  birbirimizden  uzaklaşmalara  önemli   bir  saygısızlığı da ortaya atmaktadır. Değerli araştırmacı yazara sosyal medyadan yapılan eleştiriye yazarın yanıtı olmamıştı, bu da büyüklüğün bir örneği olsa gerek…

Bu örnekleri vermişken benim sosyal medyada başıma gelen değişik bir olayı da anlatmak isterdim. Üsküp’ün eski Türk ailelerinden olduğum için, bazı Türk ailelerin evlatlarının günümüzde sosyal medyada kendi ana dili yerine yabancı dille hitap etmelerini kabul edemediğimi ortaya atmak istiyorum.  Geçmişte bu evlatların, anne veya babaları Türklüğe hizmet etmiş, ve hizmetleri için devlet tarafınca değerli  ödüllere sahip  olduklarını da anmadan yapamayacağım.     Günümüzde bu Türk ailelerin evlatlarının sosyal medyada  ki  yazışmalarında  İngiliz  dilini kullandıklarını hoş  görmediğimi  kendilerine bildirdim :  – Makedonya Cumhuriyetinde yaşayan  bir Türk olarak başka bir ülkenin  dilinde   yazılarınızda kullanmanıza anlam veremiyorum-, cümlesini yazdım…

…İnanın ki aldığım yanıttan ben utandım. Arkadaşlarının çoğunun yabancı olduklarından dolayı, böyle yazıların paylaştıklarını anlatmaya çalışan bayana yine de, Sizi anlamıyorum, ana diliniz Türkçe ise neden Türkçeyi  veya yaşadığınız ülkenin resmi dilini kullanmıyorsunuz   ve  yabancı  arkadaşlarınıza yazdıklarınızın çevirisini yapmak en doğrusu olur,- yazdım, ilave ederek  şunu da belirtmek isterdim ki, bir Fransız veya İngiliz’e  kendi dilleri  dışında dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar başka bir dili  asla kullanmadıklarını da hatırlattım -… Evet,- ne kadar fazla dil bilirsen o kadar değerinin arttığının – söylemi doğrudur.  Ancak kendi ana dilini ikinci plana koyanlara bir sözüm var, -‘ Bir Milleti Millet yapan kendi dilidir, dilini unutanlar elbet bir gün yok olmaya mahkumdur- ‘  Bu düşünceyi de  hatırlatmayı uygun buldum.

… Günümüzde böylesi görüntülerle karşılaştığımızda, inanın ki memleketimde ikamet eden Türk Vatandaşlarımın durumuna üzülmemek elde değildi. Birbirimizi kollamak, birbirimize yardım etmek, yardımlaşmak varken böylesi ayrışımları kabul etmek mümkün değil bence. Makedonya Cumhuriyetinin nüfusunu ve bu nüfusun bir bölümünü oluşturan Biz Türkler’in Meclisteki milletvekillerine gelince üzücü bir tabloyla karşılaşıyoruz. Bu da nereden kaynaklanıyor çok tabi ki –BEN- egosundan…

Gençlere gelince takdir edilecek gençlerimizin de var olduğunu anmadan geçemem. Çok şükür ki günümüzde Türklüğümüze, Türkçemize sıkı  sıkı sarılan, sahip çıkan gençlerimizin varoluşu da takdire şahanedir. Burada sadece bir örnek vermek isterdim: 2004 yılından bu yana  60 yıllık gazetemiz ‘BİRLİK’ çıkmaz oldu. O dönemin iktidarı, diğer gazeteler gibi benim de 30 yıldan fazla çalıştığım gazetemizin gereksiz olduğunu bulmuş, çıkmama kararını almıştı. Gazeteye hiç kimse sahip çıkmadı, başta Türk siyasileri, günümüzde kendilerine haklılık sözünü tanıyanlar ve de biz çalışanlar gazetenin korunması için bir girişim yapmadık, yapamadık. Derken, gazeteye yine de gençlerin kurdukları ve yaşattıkları ‘KÖPRÜ’ derneği sahip çıkarak, kendi alanlarına taşıyıp kütüphanelerine yerleştirmişlerdir. Öyle ki bugün gazetemizin unutulmamasına öz çabalarıyla değerli bir faaliyet yapmışlardır. Tek sözle geçmişte ülkemizde, olup bitenleri kaleme alan gazetecilerin yazılarını okumak isteyenlere kapılarını açmış gazetemizin korunmasını sağlamıştır. Derken belirteyim ki bu gençler günümüzde de değerli çalışmalar yapmakta, ancak gelin görün ki yaptıkları değerli çalışmalarının reklamını asla ve asla kendileri yapmıyor… Bu da büyüklüğün bir göstergesidir.   Ancak kendi çaba ve faaliyetleri değerli reklamları olmaya devam ediyor. Milletine, milliyetçiliğine ve Onun değerlerine sahip çıkan genç yazarlarımızı kutlamak gerekir. Helal olsun Size Gençler. Çalışmalarınıza böyle devam ederek kendi öz benliğinizi de korumaktasınız.       Burada bu gençlerin ailelerine teşekkür etmek isterdim. Evlatlarına Türklüğün yüceliğini aşılayarak, Türk Kültürüyle, tarihiyle büyüttüklerini günümüzde sahip oldukları değerli kişiliklerinin göstergesidir. Sizinle ve ailelerinizle gurur duyuyoruz. Başarılarınızın yolu açık olsun… Kendi öz benliğini, ecdadını inkâr edenlerin sonu da belli olmuştur… Siz başınız dik yolunuza ve faaliyetlerinize devam edin… Elbet bir gün iz bırakan faaliyetlerinizle Makedonya Türk Gençleri olarak tarihimizde hak ettiğiniz yerde olacaksınız. Sağ olun var olun…

Read Previous

Boşnak lider İzetbegovic’ten Saraybosna Helal Fuarı’na ziyaret

Read Next

Türk polisinden Arnavutluk polisine istihbarat alanında eğitim

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *