Yunus Emre Enstitüsü Suriye’de

Türk dilini ve kültürünü dünyaya tanıtmak amacıyla çalışmalar yürüten Yunus Emre Enstitüsü, Cerablus’ta 10 bin öğrenciye, içerisinde kırtasiye malzemesi bulunan okul çantası dağıttı.

Ankara’da hazırlanan çantalar, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) desteğiyle Karkamış Sınır Kapısı’ndan, Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında teröristlerden arındırılan Cerablus’a getirilerek, okullarda çocuklara dağıtıldı.

İlçe merkezindeki Sadık Handavi İlkokulu, Ahmet Selim Mulla Lisesi ve Elafis İlkokulunda gerçekleştirilen dağıtımda çocuklar çantaları sevinçle aldı.

YEE Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada 40 ülkede 50 merkezi ve bütün dünyada üniversiteler içinde 100 farklı irtibat noktası bulunan Enstitünün, insanlık için farkındalık oluşturmaya devam ettiğini söyledi.

Türkiye’nin Suriye’de yaşanan insanlık dramına devlet ve millet olarak sessiz kalmadığını, çeşitli devlet kuruluşları aracılığıyla Suriye halkına el uzattığını anımsatan Ateş, kalıcı ve nihai barışın gerçekleşmesi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin çok ciddi ve olağanüstü bir diplomasi yürüttüğünü ifade etti.

“Dün İrlanda’ya bugün Suriyelilere kol kanat geriyoruz”

Prof. Dr. Şeref Ateş, bu anlamda Enstitünün de üstüne düşen görevi layığıyla yapmaya çalıştığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Türkiye, bütün zamanlarda politik ve kültürel sınırları geniş bir devlet olmuştur. Cevdet Paşa, ‘Şayet Avrupa bir ihtilalle alt üst olursa namuslu insanların sığınacağı tek ada Devlet-i Aliyye’dir’ diyordu. Bütün mazlumlara sahip çıkan devletimizin ana felsefesini ifade eden bu sözlere ek olarak şunu da söylemek isterim; 1850 yılında Sultan Abdülmecid zamanında çıkarılan bir madalyon tarihi ve kültürel misyonumuzu açıkça ortaya koyuyor. Üzerinde azgın dalgaların dövdüğü ve bir Osmanlı kalesinin tasvir edildiği bu madalyonun kenarında ‘Mazlumların korunması’ yazıyordu. Biz bu madalyonun öteki yüzünü hiç unutmadık. Bugünlerde ‘Suriye’de ne işimiz vardı?’ diye söze başlayanların kendi tarihimizden haberlerinin olmadığı da anlaşılıyor. Öyle ki devletimiz din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin bütün mazlumlara el uzatmıştır. 1845 yılında İrlanda’da başlayan ve yaklaşık bir milyon insanın ölümüne, hastalanmasına ve göç etmesine yol açan büyük kıtlık karşısında Sultan Abdülmecid, 1857 yılında gemilerle İrlanda’ya buğday göndermişti. Dün İrlanda’ya yardım eli uzatan mazlumların koruyucusu devletimiz bugün de Suriyeli kardeşlerimize kol kanat geriyor.”

Suriyeli mağdurlara yardımcı olmaya devam edeceklerini dile getiren Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Devletimizin bütün kurumları kendi amaçları doğrultusunda hizmet verirken, enstitümüz de kanunun verdiği yetkiye dayanarak Suriyeli çocuk ve gençlerin daha iyi bir eğitim alması, Türkçeyi öğrenebilmesi için çalışmaktadır. Biz bu bakımdan Cerablus’ta ilk ve ortaokul öğrencilerine, kırtasiye malzemelerinin bulunduğu 10 bin adet okul çantası dağıttık. Geçen aylarda ise Suriyeli Çocuklara Yönelik Robotik Eğitim programı düzenleyerek onların entegre olmalarını, kendilerini ülkemizde yabancı gibi hissetmeden yaşamaları için bir dizi faaliyet gerçekleştirdik. Varsın dünya tüm bunları görmesin, varsın en yardımsever ülkeler listesinde ülkemizin ismi bulunmasın. Biz hesabımızı Allah’a vereceğiz ve madalyonun diğer yüzünü hiçbir zaman unutmayacağız.”

Kırtasiye malzemelerine kavuşan çocuklardan Şehed Mustafa, okulunu çok sevdiğini belirterek, yardımlardan dolayı teşekkür etti.

Emira Mualle de uzun süre sonra okula kavuştukları için mutlu olduğunu, kırtasiye malzemelerini çok beğendiğini aktardı.

Kaynak: yee.org.tr/tr/

Read Previous

Türkiye’nin Ağrı şehrinde cami kar altında kaldı

Read Next

Ahmeti: DBB alınması gereken zor kararların farkındadır

33 Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *