Türkiye’nin Makedonya Medyasına Yansıması

Kasım 2015 yılında Makedonya’nın sesini bütün dünyaya duyurmak amacıyla Makedonya ve Balkanların genelinden de Türkiye’ye haberleri olduğu gibi aktarmak için başkent Üsküp’te Anadolu Ajansı ofisi açılmış oldu. Kanaatimce bir yıl bile olmadan çok büyük etkisi oldu bu ofisin. Bu ofis kurulmadan önce Makedonya Türkleri, Makedonya’da haftalık olarak yayın yapan yerli gazeteler vesilesiyle Türkiye’den haberdar oluyorlardı. Bugün itibariyle o vazifeyi gören bir tek yerli gazete olan Yeni Balkan Gazetesi mevcut.  Bunun yanında şunu da belirtmek te fayda olacağını düşünüyorum. Makedonya Türkleri sadece Makedonya’daki yerli gazetelerin yanında çanak anten sayesinde Türkiye’de bire bir olup bitenden haberdar olmaktadırlar. Fakat yerli gazetenin farkı ise Türkiye’de olup bitenleri Türkiye gözüyle değil Makedonya Türklerinin bakış açısıyla haberdar olmalarıdır.

Makedonya medyası da bu ofisin açılmasından bir hayli etkilendiğini görüyorum. Anadolu Ajansı’nın açılışından sonra Makedonya medyası Türkiye’de ne olup bitiyorsa hemen de onu aktarıyor hatta çarpıtıyor diyebilirim. Şöyle ki İstanbul, Topkapı civarında Metrobüs arıza nedeniyle alev alınca tamamen yandı. Makedonya medyasındaki yansıması ise: “Son birkaç aydır camlı bombalarlar yüzleşen İstanbul Metrobüsün alev alıp yanması tekrar bomba mı patladı paniği oluşturdu diye aktardı. Bir nevi bir bomba patlamış gibi Makedonya halkını tedirgin ederek Türkiye’ye gelmek sakıncalı gibi aktarımda bulundu.

Diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Baştepe’de görüşmesinin ardından Davutoğlu Başbakanlık görevini devredince Makedonya medyası bu haberi CHP gözüyle değerlendirerek bunu bir saray darbesi olduğunu aktardı. Bu olayın ardından ise Erdoğan’ının kızının düğünü de Makedonya medyasına yansıtılarak 6 bin üzerinde davetlinin olduğunu ve davetliler arasında Davutoğlu var diyerek onu vurgu yapmış. Çünkü saray görüşmesinden sonra Davutoğlu görevi devretti ya bak Davutoğlu da davet edilmiş diyerek ona dikkat çekmiş.

Aynı şekilde diğer bir haberde ise “Avrupa Erdoğan’ın Sezarlığından Endişeli” diye haber başlığı atmış.  Haberin devamında ise Erdoğan’ın vize muafiyeti için Terörizmle ilgili kanunları değiştirmeyeceğini ve Almanya’nın Erdoğan için “Boğaz’ın Sezarı” dediğini aktardı. Ve Erdoğan’ın “Osmanlı Başkanlık Sistemini” getirinceye değin susmayacağını aktarıyor. Demek ki Erdoğan’ın Osmanlıyı geri getireceğine endişeleniyorlar.

23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde İstanbul’da Dünya Zirvesi yapıldığında iki olay dikkatimi çekti. Biri Cumhurbaşkanı Erdoğan davetlileri karşılarken Yunanistan başbakanı Aleksis Çipras’a ağır ses tonuyla senin kravatın nerde diye diye onu eleştirdiğini Çipras’ın ise bir ara bana hediye edersen kullanırım demesi dikkatimi çekti. Yani kısacası Erdoğan ne yapıyorsa hemen onu yansıtıyorlar.

Aynı şekilde bu zirvede davetliler arasında Makedonya Cumhurbaşkanı da vardı. Bu zirvede katılanlar ülkelerinin altına imza atarken Makedonya ile Türkiye yetkilileri arasında bir anlaşmazlık yaşanmış. Anlaşmazlığın sebebi Makedonya medyasına yansıyan haber şöyle: Makedonya Cumhurbaşkanı Sayın Gjorge İvanov Makedonya ismi yerine  ПЈРМ (Поранешна Југословенска Република Македонија: Eski Yugoslavya Makedonya Cumhuriyeti) yazdığını görünce imza atmayarak  ПЈРМ (PYRM)’nın üzerini çizip Makedonya yazarak o şekilde imza atmıştır. Benim ise bu olay üzerine aklıma gelen Türkiye Makedonya’yı Şubat 1992 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla zaten Anayasal ismi olan Makedonya Cumhuriyeti olarak tanıdı. Fakat nasıl oluyor da EYCM (Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya) yazılıyor. Aklıma gelen son bir ay önce bir radyo kanalında Gjorge İvanov’un Türkiye’de 30 milyon Kürt yaşıyor bunlarında bir devleti olması lazım demesi geldi. Bu nedenle de İstanbul’da düzenlenen bu insani zirvesinde İvanov’a mesaj mı verildi diye aklımın ucunda geçti. Bak dikkatli ol her yerde ulu orta konuşma çünkü gördüğün gibi Makedonya’nın isminin yerine EYCM yazarız.

28-30 Mayıs 2016 tarihinde Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başta Prof. Dr. Mehmet Görmez’in öncülüğünde ilk defa “Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi” yapıldı. Bu kongrede tüm İslam âlemi aynı günde Ramazan orucuna başlasın diye karar alındı. Hayırlara vesile olsun diyerek Makedonya basınında ön plana çıkan bu ayla ilgili haberi aktarıyorum. Bilindiği üzere İstanbul’un fetih sembolü olan Ayasofya Camii 1935 yılından bugüne müze olarak kullanılmakta. TRT Diyanet kanalı bu yıl Ramazan ayına özel orada dini bir program yapacağı kararı almış. Ayasofya’nın tekrar camii olarak açılmasını bekleyen vatandaşlar bu haberden bir hayli sevindiklerine şahitlik ediyorum. Ama Makedonya medyası ise bundan tedirgin olduğunu görüyorum. Çünkü Makedonya’nın önde olan gazetelerinden Veçer (Akşam) gazetesi Yunanistan’ın Proto Tema gazetesinden bir haberi alarak “İstanbul’daki Aziz Sofya Camiye Dönüştürülüyor” diyerek başlık atmıştır. Halbuki burada Ayasofya’nın Camii olarak açılacağı söz konusu değil. TRT Diyanet’in yapmış olacağı bu dini program Turistlerin Ayasofya’yı ziyaretine engel olmayacak. Bu dini program Sahur vaktinde ve İftar vaktinde gerçekleşmiş olacak ki bu zaman diliminde Ayasofya ziyarete kapalı. Hatta bu haberle ilgili T.C. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Yunanistan Dışişleri Bakanlığının Ayasofya’da ramazan ayı boyunca Kur’an-ı Kerim okunmasından duyulan rahatsızlığın ifade edildiği açıklamasının kabul edilemez olduğunu belirttiğini de şahit olduk.

7 Haziran 2016 tarihinde İstanbul’un en işlek yerlerinden biri olan Vezneciler’de hain terör saldırısı da Makedonya medyasında son dakika haber olarak yansıdı. Fakat bu saldırıyı Makedonya medyası CNN Türk’ten alarak yayınladı. Bu saldırıyla ilgili de diğer haberleri Doğan haber Ajansından ve Anadolu Ajansından alarak aktardı. Benim arzum bu tür haberleri ilk olarak Anadolu ve Doğan Haber Ajansından ilk etapta alınmasıydı. CNN Türk zaten Batı merkezli bir kanal. Bu kanaldan alınarak son dakika haber olarak yansıması ise şöyle sabah saatlerinde İstanbul’un merkez yerlerinde Beyazıt Otobüs durağında bombalı saldırı oldu olarak geçti.

Bu açıklamalarla birlikte kültürel olsun ekonomik olsun Türkiye Makedonya’da ne yapıyorsa bundan kanaatimce iki tarafta haberdar oluyor. Diğer yandan başta TRT olmak üzere Makedonya’da ve Balkanlarda belgeseller çekerek orada Türklerin yaşadığını onların örf ve adetlerini Türk halkına yansıtıyor. Fakat siyasi olarak sanki pek haberdar değiller ya da pek ilgilenilmiyor sanırsam. En son Şubat ayında Dragan Pavloviç Latas’ın canlı yayında Ana muhalefet lideri Zoran Zaev’e  “Türk gibi yalan söylüyorsun” demesi Türkiye medyasında yankı uyandırdığını gördüm. Bunun haricinde Makedonya’da olup bitenleri Türkiye basınında rastlamıyorum. Şunu demek istiyorum. İlla bizim milli değerlerimize biriler hakaret temsi mi lazım ki bizde hem Makedonya (üç Türk siyasi partisinin kınaması oldu) hem de Türkiye’de o zaman haber yapalım ve tepki verelim. Bu olaylar olmadan önce hızlı davranmamız lazım ve beraber hareket etmemiz lazım diye düşünüyorum.

Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanıyken “komşularla sıfır sorun” diye bir teori geliştirdi. Fakat uluslararası dengelerin Türkiye etrafına öyle bir cereyan etti ki adeta Türkiye’nin komşusu kalmadı. Bu nedenle Türkiye günümüz itibariyle sadece ilişkileri Batı (Balkanlara) açılan ülkelerle iyi. Tabi o da ne kadar iyi bir soru işareti. Bundan dolayıdır ki Makedonya’da olup bitenlere Türkiye sadece izlemekte. 2015 Mayıs ayında Kumanova’da çıkan hadise üzerine T.C. Dışişleri Bakanlığından gelen bir açıklama oldu. Bu yıl Nisan ayında Cumhurbaşkanı Gjorge İvanov’un siyasetçilere yönelik almış olduğu af kararının ardından protestolar düzenlendi. Bu protestolar Renkli Devrim adını aldı. 6 Haziran 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Gjorge İvanov’un affetmiş olduğu tüm siyasetçiler hakkındaki af kararının geri çekildiğini açıkladı. Fakat buna rağmen protestolar devam etmektedir. Bu devrimle ilgili yine Türkiye Makedonya’da olup bitenleri sadece izlemekte. Bunu sebebi de doğuda komşusu kalmayan Türkiye Batı’da komşusuz kalmasın diye çekimser bir şekilde Makedonya’da olup bitenleri izlemektedir. Makedonya’nın içişlerine müdahil olmak istememektedir. Zaten Türkiye son bir yıldır ciddi bir şekilde iç sorunlarıyla yüzleştiğinden dışarısıyla ilgilenecek hali yok diye düşünüyorum.

Son olarak aktarmış olduğum haberler benim dikkatimi çeken haberlerdi. Bu haberler gibi daha birçok haber mevcut. Fakat şu da bir gerçek AK Parti iktidarı sonrası uluslararası arenada sözü edilen bir Türkiye var. Bu nedenle Makedonya bağımsız olduğu günden bugüne  değin hep Türkiye’ye ihtiyaç duymuştur ve duymaktadır. Ama her ne kadar bu iki ülkenin son zamanlarda ilişkileri iyi olsa dahi Ortodoks olan Makedonya bazı konularda Türkiye’nin değil Batının yanında yer alıp ona göre hareket etmektedir. Bunun yanı sıra Türkiye Makedonya’dan doğru düzgün haberler elde etmek istiyorsa Türkler ve diğer Müslüman Unsurlarla (Arnavut, Torbeş ve Boşnaklarla) çok yakından ilgi ve alakadar olup onlarla çalışması gerektiğini düşünüyorum. Aynı şekilde Türkiye’nin haberlerini Makedonya’daki Müslüman unsurlar alıp Makedonya Medyasına hangi şekilde haber yapılıp yapılmaması konusunda istişare edilmeli. Tabi Müslüman unsurların bu konuma gelmeleri için birlik ve beraberlik içinde çalışıp kendilerini çok iyi yetiştirmeleri lazım diyerek yazıma son veriyorum.

Read Previous

Soros: Makedonya’yı yıkmak için çalışmıyorum

Read Next

Arnavut polisinin hastanedeki çocuklara yaptığı sevimli sürpriz

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *