Türk milletvekili Hasani’nin Ohri Çerçeve Anlaşması’na dair yorumu

Türk Demokratik Partisi milletvekili Yusuf Hasani, Ohri Çerçeve Anlaşması’na ilişkin bir yazıyı ele aldı. Hasani, “İmzalandığı tarihten beri sürekli tartışmalara konu olan anlaşmanın öngörülen oranları yakalayamadığı aşikardır ve her daim tartışmaya açık bir meseledir.” dedi.

Yazının tamamında ise Yusuf Hasani şu ifadelere yer verdi;

“2001 yılında imzalanan Ohri Çerçeve Anlaşmasının 16 yılını geride braktığımız bu günlerde, çeşitli kurum veya bireylerin anlaşmanın bugüne dek uygulanmasına yönelik yapmış oldukları değerlendirme ve eleştirileri büyük bir dikkatle takip ettiğimi belirtmek isterim.

Bilindiği gibi, Ohri Çerçeve Anlaşması Makedonyada yaşayan halkların nüfus oranları doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarında temsilinin sağlanması ve kendi anadillerini ve alfabelerini hangi şartlarda kullanbileceklerinin belirlendiği metindir.

İmzalandığı tarihten beri sürekli tartışmalara konu olan anlaşmanın öngörülen oranları yakalayamadığı aşikardır ve her daim tartışmaya açık bir meseledir. Anlaşmanın içinde barındırdğı eksiklikler hedeflenen oranlara ulaşılmamasında büyük rol oynamaktadır (Kanaatimce, anlaşmanın içeriğinde belirlenen oranlara ulaşılması yönünde herhangi bir sürenin belirlenmememesi bir başıboşluk yaratmaktadır).

Hükümet ortağı olduğumuz dönemlerde anlaşmanın daha etkin bir şekilde uygulanabilmesi için var gücümüzle mücadele ettik. Var olan eksikliklerin giderilmesi yönünde de bütün mercilere gerekli uyarılar tarafımızca yapılmıştır. Bugünden sonra da bu konunun yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Bütün eksikliklerine rağmen, geçen 16 yıllık süreçte elde edilen sonuçlar Kamu Denetçisi (Ombudsman) yıllık raporlarında yer almaktadır. Bu raporlar dikkatle incelendiğinde Türk’lerin kamuda temsil edilme oranının her yıl yükselen bir seyir izlediği çok net bir şekilde görülmektedir. Dolayısı ile bu konu üzerinden partimizi eleştirmeye kalkanların raporları bir kez daha gözden geçirmelerinde fayda var diye düşünüyorum.

Ombudsman raporuna göre 2007 yılında kamu kurumlarında çalışan Türk sayısı 649 iken, 2016 yılında bu sayı 2.436 dır. Bir bakıma geçen dokuz yıllık sürede kamuda 1.787 soydaşımız istihdam edilmiştir. 2007 yılında kamuda Türk’lerin temsil edilme oranı %1,09 iken, 2016 yılında bu oran %2 dir. Geçen her yıla göre sayımız ve oranımız artmış olmasına rağmen henüz gerekli olan %3,8 oranına ulaşamamızın sebebi ise bildiğiniz gibi diğer iki büyük topluluğun oranlarını yakalamış olmalarına rağmen istihdam sağlamaya devam etmeleridir. Yukarıda da bahsettiğim gibi anlaşmanın var olan eksiklikleri, güçlü siyasi partilerce suistimal edilmesine ve diğer azınlık halkların hak ettikleri seviyeye ulaşamamalarına neden olmaktadır.

Acı olan o ki, şu anda hükümette yer alan THP, yeni hükümetin öngörmüş olduğu stratejiyle övünmekle birlikte kendi stratejilerinin olmadığını ve gelecekte Makedonyada yaşayan soydaşımızla ilgili yapacaklarını açıkça beyan etmemektedirler.

Mevcut Koalisyon Hükümetinin de gelecekte azınlıklar ile ilgili projelerini halen duymuş değiliz. Sadece “daha iyi günler bizi bekliyor”, “Makedonyaya hayat gelecek” deyimleriyle zamanın geçmesini sağlıyorlar.

Diğer taraftan NEPOTİZM had safhada, kamuda kaliteli, eğitimli Türk gençlerinin ve ehli kişilerin çoğalması için çalışacaklarını beyan edenler, ortaya yeni bir şeyler sunmuş gibi bir algı yaratmaya çalışarak ancak ve ancak THP’nin ülkemize yabancılığından ve vurdum duymazlığından kaynaklanabilir.

2006-2008 yılları arasında THP-VMRO iktidar halindeyken bile tek bir kişiye istihdam sağlayamayanlar laf kalabalığı yapmakla halen meşguller !

TDP ise 2006-2008 muhalefet partisi olmasına rağmen;

1) Kimliklerde Türkçe anadilimizi kullanmamızı sağladı.
2) Makedonyada yaşayan %20 nin altındaki halkların haklarını koruma ve ilerletme kanunu meclisten geçirmeyi başardı.
3) Bu kanun doğrultusunda Topluluklar Ajansını kurdu.
4) 21 Aralık Türkçe Eğitim Günü resmi bayramını soydaşına hediye etti.
5) 10 kişilik garantili azınlık milletvekilleri kontenjanını kanun olarak meclise sundu SDSM ve DUİ partilerinin 4000 değiştirgeyle bloke edildiğini hatırlatmakta fayda vardır.
6) THP o dönem ne mi yaptı ?
İktidar ortağı olduğu halde, bütün bu gelişmeleri sadece izlemekle yetindi.

İlerleyen yıllarda (2008 – 2016) eleştirilere aldırış etmeyen TDP yöneticileri ise, değişik belediyelerde Türkçemizin resmi dil olmasını sağladı, Milli Kurum Türk Tiyatrosunun kendine ait yeri ve yeni binasının inşaasını sağladı, Milli Eğitim Bakanlığının bütçesinden Türkçe anadilimizde İlkokul ve Lise kitaplarının tercümesini, basımını sağladı, İlkokul ve Lise düzeyinde yeni Türkçe sınıfların açılmasını ve bu sınıflarda ders verecek yeni öğretmen kardeşlerimize istihdam sağladı.
Kısacası laf kalabalığı değil sessiz ve reklamsız bir şekilde, hiç kimseyi ötekileştirmeden, ayırım yapmadan soydaşımıza hizmet verdi.

Sonuç :

2007…………………649 (%1.09),
2008…………………825 (%1.22)
2009 ………………..895 (%1.29)
2010…………………1340 (%1,62)
2011…………………1691(%1.70)
2012…………………2164 (% 2.00)
2013…………………1976 (%1.80)
2014…………………2045 (%1. 90)
2015…………………2234 (% 1.90)
2016…………………2436 (%2.00)”

Read Previous

MÜSİAD Balkan Tiran’da panel düzenledi

Read Next

Eylül’de “Prizren Türk Film Festivali” düzenlenecek

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *