Kuzey Makedonya 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı

“Dil, varlığın evidir.”

Heidegger

Dil, bir toplumun varoluşu ve ayakta kalışının en belirgin özelliğidir. Dil, özellikle de ana dil, bireylerin düşünce dünyasının şekillendiren bir unsurdur. Düşüncelerimiz ise bizim mevcudiyetimizdir. Böyle olmasına rağmen çoğumuz bu durumu göz ardı ederek hayatımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Kendi varlığımızı bir kenara atarak başka varlıklara tutunuyoruz. Pekâlâ, o varlığın bizim olmadığını ne zaman anlayacağız?

Beşer ilk önce sahip çıkmayı öğrenmeli, kendine, çevresine, toplumuna, varlığına. Lâkin her şeyden önce diline sahip çıkmalıdır. Çünkü dilin varlığı insanın kendisinin varlığıdır. İnsanın varlığı ise toplumun varlığı demektir. Lisan, bugüne kadar dil filozofları tarafından çok tartışılmış ve irdelenmiş bir meseledir. Biz ise yeteri kadar dil konusu üzerine kafa yoruyoruz mu? Hâlbuki dil meselesi en çok düşünülmesi gereken hassas bir konudur. Çoğumuz dilin sadece konuşmaktan ibaret olduğu zannıyla hep arka plana atarız. Hâlbuki dil sadece bir iletişim aracı değildir. Dil bir toplumun kendisidir. Bunu kısacası söylemek gerekirse, dil bir toplumun geçmişini ve kültürünü yansıtan aynasıdır.

Dil, kültürün taşıyıcısıdır gibi söylemlerin yanında, Alman filozof Heidegger de “Dil, düşüncenin evidir” diyerek dilin önemini bize ifade etmiştir. İnsan düşüncelerden ibarettir, düşünceler ise dil ile meydana gelir. Yani dil aynı zamanda bir insanın varlığının da sebebidir. Toplumun, dilin ve insanın önemini gösteren örnekleri çoğaltmak mümkündür, ancak biz kısaca dil bir medeniyetin ve cemiyetin temel taşlarını oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bir medeniyetin gücünü anlayabilmemiz için en geçerli örnek muhakkak ki o toplumun sanatıdır. Sözlü sanatlar ise hem medeniyetin hem de mevcudiyetin sembolleridir. Burada bir parantez açarak kelimenin ve şiirin gücüden bahsetmek gerekmektedir. Kelimeler, tüm duyguların ve düşüncelerin sembolleridirler. Fakat insanoğlu çoğu defa kelimeye rücu ederek sessizlik ve sükûta sığınır. Kendini ifade etmekte zorlanan beşer, buna alternatif çareler arar. Umumi olarak herkes bu duyguyu bazı zamanlarda tadarak acısını hisseder. Şüphesiz, sözün en güzel olanı kutsal olandır. Şiir ise insanın, haykırışına, sessizliğine, acısına, çilesine, aşkına tercüman olan en etkili sanattır.

Dil, bizim ve düşüncelerimizin varlığının simgesidir. Şiir ise dilin varlığıyla oluşan en güzel duyguların ve aklın bir bütünüdür. Şiir insana hayal kurudur. Üsküplü şair Yahya Kemal Beyatlı da “İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar” der ve bizi düşünce âlemine davet eder.  Bu düsturda Orhan Veli de “Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır.” Söylemiyle bütün bu ifadeleri destekler mahiyettedir. İnsanın hayal edebilmesi için diline sahip çıkması gerekir.

Peki, Kuzey Makedonya 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı nedir?

Yugoslavya Makedonya’sında Türkler 1944’te yeniden kendi ana dilinde eğitim hakkı kazanmıştır. Kendi ana dili eğitimiyle beraber birçok faaliyetler yapılmıştır. Bunlardan ilki ve en önemlilerden birisi Birlik gazetesi yayın hayatına başlamış olmasıdır. Makedonyalı Türkler, Kuzey Makedonya Cumhuriyetinin resmi bayramlar yasa tasarısı tadil edilmesiyle iki bin on yedi yılından beri Kuzey Makedonya çapında 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı’nı farklı etkinlikler düzenleyerek yer yıl kutlamaktadırlar. Bugün artık 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı Kuzey Makedonya’da değil, Türkiye’de de günün anısına özel olarak konferanslar vb. programlar yapılarak kutlanmaktadır.

Bayramımız kutlu olsun yârenler.

Read Previous

TBMM Başkanı Şentop, Balkan Ninnisi setini ziyaret etti

Read Next

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bulgaristan Ulusal Meclisi Başkanı Raşidov ile görüştü