Kontrollü Kaos: Ortadoğu, Arabistan ve Avrupa

İnanmayın kontrolsüz denilen şeylere, hele de sözkonusu Siyaset ve Uluslararsı dengeler ise. Maalesef hiç bir şey kontrolsüz yapılmıyor ve yaptırılmıyor günümüz Dünya siyasetinde. Oyun kurucuları ve bunların baş aktörleri olan toplum mühendisleri kontrollsüzlüğü sevmezler. Kontrolsüz güç, güç değildir kaidesince hareket edenler hoşlanmaz kontrolsüzlükten ve bunu bir zaaf olarak adlederler. Bunun içindir ki Dünya siyasetini tasarlarken kontrollü olmak zorundadır her şey. Oysa bizler baktığımızda Avrupa, Balkanlar, Orta Doğu ve diğer bölgelerde sanki büyük bir karmaşa ve karışıklık varmış gibi görürüz. Aslında bunun da bilimsel dayanağı vardır. Kontrol edilen Kaosun bilimsel dayanağı “complexity” diye nitelendirilen karışık fakat düzenli bir felsefi mantığa oturturulur. Örnek vermek gerekir ise elimizin altındaki otomobilin mekanik kısmına baktığımızda bizler için karmaşık bir sistem gözükür. Fakat bu arabaları tasarlayanlar ve bunların tamir ve bakımında uzman “mekanik ustaları” için bunun basit ve mantıklı bir yapısı vardır. Her parça önceden tasarlanmış ve “sıfır” hata prensibine göre ileride tüm farklı parçaları biraraya getirilmek amaçlı oluşturulmuştur. Bir arabanın tüm parçalarını bir araya getirdiğinizde ortaya günlük hayatta kullandığımız otomobil ortaya çıkar. Demke ki mekanik olarak bizler için karmaşık gözüken, tasarlayanlar için çok basit bir yapıdır. İşte Dünya siyeasetini de böyle okumamız lazım. 1950’li yıllarından sonra yani Soğuk Savaş dönemlerinden sonra Süper güçler kontrollü kaos projesine yönelmişlerdir. Dünyanın iki bloka dönüştürülmesi, ulusların bu iki güç etrafında hareket için Demokrası ve Komünizim sınırları oluşturulması da başlı başına kontrollü bir kaostu.

Soğuk savaş döneminden itibaren oluşturulan siyasi, askeri ve ekonomik dengelerde her daim kullanılan ölçme metodolojisi “Kaotik Risk Hesaplamaları” birimi olmuştur. Dünya siyaseti bu çerçevede değerlendirilmiş ve bunun sonucu olarak her iki bloktan NATO, BM, Varşova Paktı, Kominkom ve Kominform gibi ve buna benzer Kaotik Risk Hesaplamaları sonucu belirlenmiş kurum ve kuruluşlar, Dünya düzenini koruma adı altında piyasaya sürülmüş, kontrolli kaos üreticileri dışında başka bir rol üstlenmemişlerdir. Yeni Dünya Düzeninde her şey kontrol altına alınmalı ve kaoslar bile kontrollü oluşturulmalıydı. Bunun için bir taraftan ABD’nin Ortadoğu projesi başlatıldı, diğer taraftan AB’nin yeni kolonilerinin oluşturulması çalışmaları hayata geçirildi. Ortadoğu projesine baktığımızda 1990’lı yıllardan itibaren Demokrasi adı altında bizler için karmaşık bir dönem başladı. Ortadoğu yeniden düzenlenmeye ve yeni siyasi aktörlere yer verilir iken, Avrupa’nın hızlı fakat sağlam değer ve temellerden uzak ve dayanaksız birleşme süreci tam gaz ileri hareket etmeye başladı. Bir anda Dünyamız karmaşık bir hal almaya başladı. Kimlerin demokrat kimlerin komünist, kimlerin sermayeci ve kimlerin vatansever olduğunu anlayamaz olduk. Devletlerin içinde Gladyolar, Cemaatler, Darbeci Demokratlar, ilericiler, gericiler, ulusalcılar, Batıcılar, Doğucular gibi cuk ve caklar vücut bulmaya başladılar. Dünyadaki hassas ve startejik konumlar bu “Kaotik Risk Hesaplamaları” ile belirleniyor ve Devletlerin içlerine cak ve cuklar yerleştiriliyorlardı. Ortada tam manasıyla konrollü kaotik durumlar oluşturuldu. Bir taraftan Ortadoğu parçalandı, diğer taraftan darbeler ve ekonomik istikrarsızlıklar başladı. Ekonomi demişken, bunların da Kaotik Risk hesaplayıcıları var ve bunlar zaman içerisinde “ekonomik tetikçiler” sayesinde yeni kontrollü kaotik kurum ve kuruluşları (IMF, Dünya Bankası ve diğerleri) oluşturmaya başladılar. Bunlar da Dünya sermayesinin kontrollü kaos içinde hareket etmesine büyük katkıda bulunmuşlardır. Hangi devletlerde ekonomik krizler, hangi devletleri borç ile kontrollü kaos içine atacaklar, proje ve pilanları üretilmeye ve uygulanılmaya başladılar. 2001 yılın geldiğimizde Dünyanın yeni Kontrollü Kaosa sürükleneceği aşikardı ve bu süreçte yeni aktörler piyasaya sürülmüştü bile. Ortadoğuda kontrollü kaos gereği yeni radikal guruplar oluşturuluyor, tüm açıdan destekleniyor ve piyasaya sürülüyorlardı. Bu dönemde Ortadoğu tekrardan “radikalizm” adı altında “terör” adı altında kontrollü kaotik durumlara sürülüyordu. Dünyada mantar gibi bir anda terör örgütleri modası başlayacaktır. Bu kaotik durum sayesinde haritalar tekrar değişmeye başlayacak ve yeni enerji koridorları oluşturlacaktır. Günümüz de dahil olmak üzere yeni kotrollü kaotik durumların uygulayıcıları DAEŞ gibi ortaya sürülmüş yüzlerce terör örgütleri olacaklar. Bunun yanında yendien Ortadoğuda ve bil hassa Arabistan yarımadasında oluşturmlaya çalışılan yeni bir kontrollü kaos projesi piyasaya sürülüyor. Bu projenin ismi “Ilımlı İslami Devletleri” yada diğer adıyla 1990 yıllarında sonra oluşturulmaya çalışılan “Yeşil Kuşak Projesi” tekrar hayata geçiriliyor. DAEŞ, PKK, FETÖ,PYD gibi terör örgütlerinde sonra, Ortadoğuda ve bil hassa Arabistan, Birleşik Arap Emirliklerinde yeni kontrollü kaos yapılanmasına gidiliyor. Uzun süredir değişmeyen Suudi Arabistan bir anda tüm velihatlık sistemini alt üst edip yeni velihat atanıyor, Devlet tamamen onun kontrolüne veriliyor, günlerce süren tutuklama ve temizlemelerden sonra yeni velihadın yolu açılıyor ve yeni düzene geçiş projesi harekete geçiliyor. Tüm bunlar olur iken Avrupa Birliği içinde de bizlere karmaşık ve anlaşılması zor gelen, bence kontrollü kaotik durumlar oluşturuluyor. AB bünyesine birleştirici ve entegre edici felsefesi yerine ayrılıkçı ve küçük devletçikler kurma sevdası başlatılıyor. Kısacası baktığımızda: İspanya’nın doğusunda bulunan Katalonya bağımsızlığı istiyor ve bunun sonucunda ağır bir fatura ödetiliyor. Fakat diğer taraftan Fransa’da Korsika, Belçikada Flamanlar, İtalya’da Padanya ile Güney Tirol, Birleşik Krallık’ta İskoçya, Almanya’da Baverya, Danimarka’da Grönland gibi bölgelerde ayrılıkçı işaretleri de gözlemleyebiliriz. Yakın zamanda belki de AB içindeki bağımsızlık sesleri tekrar ve daha da gür yükselebilir. Bunun sebebine baktığımızda uzun süredir Avrupa’da yükselen ver her geçen gün büyüyen “ırkçı” çıkışları olarak gösterilebilir.

Uzun lafın kısası, yaşadığımız yüzyılda gerçekleşen, siyasi ve iktisadi olaylarda sanki bir el Kontrollü Kaos durumları oluşturmaya çalışıyor. Fakat unutmayalım yazımızın başında da dedğimiz gibi bu sadece bizim için kargaşa, tasarlayanlar için gayet kontrollü bir kaostur.

Read Previous

Sofya’da yük treninde 29 kaçak sığınmacı yakalandı

Read Next

Türkiye Arnavutluk’u ağırlıyor

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *