Karadağ, bağımsızlığının 15. senesini kutluyor

21 Mayıs 2006’da gerçekleştirilen referandumla Sırbistan-Karadağ’dan ayrılarak bağımsızlığını elde eden Karadağ, bugün 15. bağımsızlık yıl dönümünü kutluyor.

21 Mayıs’taki referandumda oy kullananların %55,5’inin istiklalden yana oy kullanmasının ardından 28 Haziran’da Birleşmiş Milletler’in 192. üyesi olan Karadağ, 2017’de ise NATO üyesi oldu.

Adriyatik Denizi kıyısında bulunan 620 bin nüfuslu Karadağ, AB’ye üyelik yolunda Bosna Hersek, Sırbistan, Arnavutluk, Kosova ve Kuzey Makedonya gibi bölge ülkelerinden önde bulunuyor.

Bağımsızlık referandumu

Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin 1990’lı yıllarda parçalanmasının ardından önce Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, ardından Sırbistan-Karadağ olarak bir süre Sırbistan ile “tek çatı” altında bulunan Karadağ, 21 Mayıs 2006’daki tarihi referandumla bağımsız oldu.

Karadağ Meclisi, AB’nin de tavsiyesi üzerine önce Referandum Kanunu’nu kabul etti. Referandumda halka “Karadağ Cumhuriyeti’nin uluslararası hukuki tarafsızlığa sahip bağımsız bir devlet olmasını istiyor musunuz?” sorusu yöneltildi.

Referandumun resmi sonuçlarına göre, katılımın yüzde 86,5 olduğu referandumda halkın yüzde 55,5’i bağımsızlıktan yana, yüzde 44,5’i ise Sırbistan-Karadağ’ın devamından yana oy kullandı.

Referandumun ardından Karadağ bağımsız bir ülke olurken, 21 Mayıs günü de “Bağımsızlık Günü” olarak kabul edildi.

Demografik yapı

Karadağ’da son olarak 2011 yılında yapılan nüfus sayımının verilerine göre, ülke nüfusunun yüzde 72,07’sini Ortodokslar, yüzde 19,11’ini Müslümanlar ve yüzde 3,44’ünü ise Katolikler oluşturuyor.

Ülkede etnik olarak en fazla Karadağlı ve Sırp bulunurken, bunları Boşnak, Arnavut, Roman ve Hırvatlar ile diğer küçük etnik gruplar izliyor.

Başkenti Podgorica, resmi dili ise Karadağca olan ülkenin mevcut Cumhurbaşkanı Milo Djukanovic, mevcut Başbakanı ise Zdravko Krivokapic.

Kaynak: Balkan News

Read Previous

Bulgaristan’da olağanüstü salgın durumu süresi iki ay uzatılacak

Read Next

Bulgaristan Türkleri zorunlu göçe yol açan asimilasyon baskılarını unutamıyor