Hükümet Yoksa Traliçe Yiyin

1. Makedonya başarısızlıklarla başarılar kaydetmiş bir ülke. Kaydettiği başarısızlıklar saymakla bitmez. Hata yapıp saymaya çalışmayacağım, sonuçta bitmiyor. Başarılarını saymak daha mantıklı. Çünkü hemen bitiyor. Başarı diyebileceğimiz iki şey var. Biri Avrupa Basketbol dördüncülüğü, bir değeri de yerel seçimlerin her dört yılda bir tekrarlanması. Belediye seçimlerin başarı olarak görmemiz genel seçimlerde bu istikrarın kaydedilmemesinden kaynaklanıyor. Genel seçimler ortalama olarak her iki yılda bir gerçekleşiyor. Fakat son yaşananlar iki olan başarıyı bire indirecek gibi gözüküyor. Bunun sebebi yerel seçimlerin gerçekleşmesi için toplanması gereken meclisin toplanıp bir karar almaması. Aslında ortada bir meclis başkanı yok. Meclis yok. Bir tek milletvekilleri var. Mazbatalarını aldılar. Aynı zamanda maaşlarınıda alıyorlar. Milletvekilleri de bir takım devlet memurları statüsüne geçti. Yıllardır hiçbir iş yapmadan yan gelip yatan memurlar var. Bu modaya milletvekilleri de katılacak gibi gözüküyor. Hadi yine iyisiniz çocuklar. Size de millet olarak bi güzellik yaparız. Sonuçta bizim vekilimiz değilmisiniz? Biz bakamıycaz size başka kim bakacak? Ne yani Bulgarlar mı baksın?

2. Yazılarımda Türk partilerini es geçtiğim yönünde eleştiriler alıyorum. Partilerimizin haline bakınca insanın içinden eleştiresi bile gelmiyor. Deveye sormuşlar boynun neden eğri diye oda nerem düz demiş. Bizim partilerin nesini tutsam elimde kalıyor. Kısaca üstünden geçelim. A Partisi belediye seçimlerine kendi adayımla katılıcam dedi. Bir kaç gün sonra belediye seçimlerinin yapılması için karar çıkmadı(No comment). B Partisi her zamanki gibi kraldan daha kralcı. Türk partisi olduklarını unutup, peşine takıldıkları Makedon partisini değerlerini savunuyorlar. Bunu bir ara o kadar abartılar ki Türkiye’deki hükümet adamlarına da sövmeye başladılar. İçlerinde en iyi söveni de milletvekili yaptılar. Şimdilerde de bunu düzetlmenin peşindeler. Buna ne derler bilin mi yeğen, bıldırki hurmalar gün gelir kıçını tırmalar. C Partisi ayrı bir hikaye. Arnavutlarla kız alıp veriyoruz. Ailelerimizin yarısı Arnavut sayılır. Nerden bakarsan bak etle tırnak gibi olmuşuz. Arnavutça bilmeyen Türk nerdeyse yok. Fakat C partisinin bildirisinde Arnavutçaya karşı anlam veremediğimiz bir düşmanlık var. İyi de azınlık haklarını biz Arnavut kardeşlermize borçlu değilmiyiz? Onlar dağa çıktılar biz helvasını yedik. Şimdi de helva yiyeceğine neden böyle bir halt yiyorsun?

3. Geçenlerde arkadaş Türkiye’de çektiği ve son yıllarda popüler olan Trileçe tatlısının fotoğrafının üstünde, Traliçe yazılmış halini çekerek paylaşmış ve altına şu notu düşmüştü: ‘ülkede sürekli yorum yapan bazılarının siyaset bilgisi fotoğraftaki bu pastane seviyesinde’. Pastane çalışanşnlarının seviyesini bilemem ama Makedonya’da siyasetle uğraşanların seviyesi ortada. Pardon seviyesizliği demek daha yerinde olur. Ülkeyi emanet ettiğimiz ve siyaseti bilir dediğimiz kişilerin bizi getirdikleri duruma göre halkın siyaset hakkında atıp tutması çok hafif kalır. Pastacılar bari hiç olmassa traliçenin nasıl yapıldığını biliyor. Siyasetçiyim diye geçinenler neyi biliyor? Pastane sahibini Makedonya’nın başına getirsek şimdiki siyasilerden iyi yönetirdi. Hükümet yoksa traliçe yiyin…

4. Geçenlerde tatsız bir olay yaşandı. Büyükelçimizin makam arabasına kendini bilmezin biri saldırdı. Olayın tamamnına vakıf değilim fakat makam arabasının üstündeki bayrağı almaya çalıştğı ve şoför tarafından durdurulduğu biliniyor. Olay, ilk bakıldığında birysel bir saldırı olarak görünebilir fakat arkasında farklı şeylerin gizli olduğu hissini uyandırıyor. Büyükelçimizin Kültür Bakanlığında ziyarette bulunduğu esnada olayın ceryan etmesi daha çok kuşkulanmamız gerektiği izlenimini uyandırıyor. Kimse durup dururken makam aracına saldırmaz. Büyükelçimiz büyük bir olgunluk göstererek olayın büyütülmemesi gerektiğini söylemiş. Fakat olay büyütülmeli. Büyütülmesse ilerde daha kötü senaryolar da yaşanabilir. Aklımda kalan soruları sorarak bu konuyu bitirelim. Bayrağa yapılan bu teşebbüs neden şöför tarafından durduruluyor? Korumalar nerede? Biri bu şerrefsizin kafasına neden sıkmamış?

5. OECD ülkelerinde uygulanan öğrencilerin değerlendirmesine dönük program kapsamında verilen sonuçlara göre Makedonya 68’ci yerde yer almış. Programa katılan ülke sayısı 70. Şimdi burda sonuncu olmadığımıza mı yoksa sondan üçüncü olduğumuza mı sevinelim? Tersten çevirirsek üçüncülüğü de kutlayabiliriz. Bakın Makedonya’nın bir başarısı daha ortaya çıktı. Makedonya’nın bölgede orta okul düzeyinde en az öğrencinin kayıt olması gibi bir ünvana da sahip. Bunun nedeni insanların Avrupa’ya göç etmeye başlamasından kaynaklanıyor. Hem öğrenci sayısında düşüş yaşanıyor hem cahillikte artış var. Yani öğrenciler okula gitseler bile bu, bir işe yaramıyor çünkü cahil kalıyolar, buda boşuna kürek çekmek anlamına geliyor. Kaç aydır hükümet yok, ülkeyi terkeden terkedene şimdi bir de bu eksikti, öğrencilerimiz cahilmiş. Geriye yapılacak tek şey kalıyor, ülkenin kepenkini kapatmak. Kökten çözüm. Öyle Cumaya gittik dönecez falan yok, temelli gittik bir daha dönmeyeceğiz. Mir u pafshim.

Read Previous

‘Bazı Avrupa ülkelerinin gösterdiği sert tepkiyi Türkiye hak etmedi’

Read Next

Futbolcu Elif Elmas’tan insani goller

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *