Hamas, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden soykırım düzeyindeki saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi’ndeki 2 milyondan fazla Filistinlinin açlık ve susuzluktan ölme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, “Her geçen gün daha da kötüleşen insani trajedi karşısında işgalci İsrail’in yardımları engellemesi, ilaca, gıda ve suya erişimi kısıtlaması nedeniyle Gazze’de 2 milyondan fazla Filistinli açlık ve susuzluktan ölme riskiyle karşı karşıya.” ifadeleri kullanıldı.
İsrail’in gıda, ilaç ve suyu Gazze halkına karşı bir silah olarak kullandığı vurgulanan açıklamada, “Gazze Şeridi’nde çocuklar açlıktan ölüyor, aileler kıtlıktan parçalanıyor ve insan yaşamının en temel gereksinimlerinden mahrum kalıyorlar.” ifadelerine yer verildi.
Gazze’de açlık kritik seviyelere ulaştı
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, 10 Kasım’daki açıklamasında, İsrail ordusunun bir aydan uzun süredir kuşatma altında tuttuğu Gazze’nin kuzeyinde kıtlık yaşanabileceğini belirterek, “Açlık İsrail devleti tarafından silah olarak kullanılıyor.” demişti.
UNRWA’nın X hesabından 27 Kasım’da yapılan yazılı açıklamada da “Gazze’de açlık kritik seviyelere ulaştı. İnsanlar, haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek arıyor. Kış mevsimi yaklaşırken durum hızla kötüleşiyor ve acil insani yardım olmadan hayatta kalmak imkânsız hale geliyor.” ifadeleri kullanılmıştı.
Gazze’de açlıktan ve giderek kötüleşen durumdan dolayı “felaket” aşamasına gelindiği uyarısı
Gazze Şeridi’ndeki hükümetin medya ofisinden yapılan yazılı açıklamada, kentin açlığın ve giderek kötüleşen acıların yaşandığı felaket bir dönem içinde olduğu belirtildi.
“Filistin halkının insani düzeyde kriz aşamasına geldiği konusunda istisnasız tüm dünyaya alarm verildiğine işaret edilen açıklamada, “İşgal (İsrail) ordusu 420 gündür başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere halkımıza yönelik açlık politikasını sürdürüyor ve Gazze’ye tüm kapı ve çıkışları kapatıyor.” ifadesi kullanıldı.
Uluslararası kuruluşların başarısızlığının şaşkınlık verici olduğu kaydedilen açıklamada, Dünya Gıda Örgütü’ne (FAO) “mevcut gıda krizine son vermek ve fırınların kapılarındaki yığılma felaketini durdurmak için Gazze halkına un dağıtma” çağrısında bulunuldu.
Arap ve İslam ülkelerine de “İsrail saldırılarına maruz kalan Filistin halkına insani durumunun kötüleşmesi konusunda ve İsrail’le işbirliği yapanlar konusunda net bir duruş sergilemeleri” çağrısı yapıldı.
Açıklamada ayrıca, uluslararası topluma ve uluslararası kuruluşlara tarihi, ahlaki, idari ve hukuki sorumluluklarına sahip çıkmaları ve soykırım suçunu durdurmak için çalışmaları çağrısı yinelendi.
İsrail’in Gazze’de bir evi hedef alması sonucu 8 Filistinli hayatını kaybetti
Yerel kaynakların AA’ya verdikleri bilgiye göre, İsrail ordusu, Gazze kentinin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan Mahallesi’nde bir evi hedef aldı.
Saldırıda 8 Filistinli hayatını kaybederken çok sayıda kişi de yaralandı.
Sivil savunma ekiplerinin evin enkazında kalanları kurtarmak için çalışmalarını sürdürdüğü kaydedildi.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 492’si çocuk, 11 bin 979’u kadın olmak üzere 44 bin 330 Filistinli öldü, 104 bin 933 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
Filistin Sivil Savunması: Gazze’nin kuzeyinde son 24 saatte 100’e yakın Filistinli öldürüldü
Filistin Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AA’ya açıklamada bulundu.
“İsrail’in Cibaliya ve Beyt Lahiya’da son 24 saatte gerçekleştirdiği katliamlarda 100’e yakın Filistinli şehit oldu.” diye konuşan Basal ölenlerden 75’inin cesedinin bombalanan Ahmed ve El-Baba ailesinin iki evinden çıktığını, geri kalanların ise ayrı bölgelerden oluştuğunu kaydetti.
Basal, İsrail’in Gazze’nin kuzeyine yönelik askeri saldırılarının başlamasından bu yana ölen Filistinli sayısının 2 bin 700’e ulaştığını, yaralı sayısının ise 10 bini aştığını ifade etti.
Yaşananlar tam bir felaket ve soykırım olarak niteleyen Basal, her gün çok sayıda ailenin bombalandığını Filistinlilerin bölgeden ayrılamaması nedeniyle yaşanan olayların çoğunu da bilmediklerini sözlerine ekledi.
Basal, işgalin Filistinlilerin su doldurmak, yiyecek aramak veya yakacak toplamak için evlerinin dışındaki her türlü hareketini hedef aldığını belirterek, “İsrail’in devam eden saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki tüm bölgelerinde Sivil Savunma hala askıya alınmış durumda ve oradaki binlerce Filistinli insani ve tıbbi bakımdan mahrum durumda.” diye konuştu.
İsrail basını: Gazze saldırıları nedeniyle İsrail, “eşi benzeri görülmemiş uluslararası izolasyonu” yaşıyor
İsrail ekonomi gazetesi Calcalist’in haberinde, 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden Gazze’ye yönelik saldırılara uluslararası kamuoyunun tepkisinin sanayi, havacılık ve turizm ve spor sektörlerindeki yansımaları ve uluslararası “sessiz boykot” ele alındı.
Haberde, yabancı hava yolu şirketlerinin İsrail’e gidiş-dönüş uçuşlarını askıya almasından, silah satışını durduran hükümetlere, sonlandırılan akademik işbirliklerine ve İsrail’deki projelerden çekilme kararı alan uluslararası altyapı şirketlerine kadar boykotun her geçen gün daha da sıkılaştığı ifade edildi.
Uluslararası Ceza Mahkemesinin Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında “Gazze’de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü” tutuklama emri çıkarma kararının, “İsrail’deki yabancı yatırımlar açısından sonuçları” olacağı belirtildi.
Gazetenin haberinde, “Örneğin, etik kurallar nedeniyle silah şirketlerine yatırım yapmayan Norveç Varlık Fonu, savaş suçları işlediğinden şüphelenilen ülkelere yatırım yapmıyor.” ifadesi kullanıldı.
Son aylarda İngiltere, İtalya, Avustralya ve İspanya dahil olmak üzere çok sayıda ülkenin İsrail güvenlik şirketleriyle ticareti azaltmaya yönelik kamuoyu baskısını dile getirdiği, bunun sadece silah ve savunma şirketlerini değil aynı zamanda yerel sanayiye temel bileşenler tedarik eden firmaları da etkilediği belirtildi.
Haberde, kısa sürede uluslararası kamuoyunun tamamıyla Filistinlilere ve Gazze’deki yıkım ve ölümlerin boyutuna odaklandığı, hükümetin ise İsrail’in imajını “kana susamış, kundakçıya” dönüştürdüğü ifade edildi.
Bunun, İsrail’i, tutuklama emirleriyle daha da kötüleşebilecek daha da dışlanmış bir devlet olarak sınıflandırmaya itecek “sessiz boykot sorunu” olduğu belirtildi.
İsrail’in Gazze’ye saldırıları uçuşların askıya alınmasına yol açtı
Calcalist gazetesinin haberinde, çok sayıda uluslararası hava yolu şirketinin Tel Aviv’e gidiş-dönüş uçuşlarını askıya aldığını hatırlatıldı.
7 Ekim 2023 öncesi İsrail’de 66 hava yolu şirketi faaliyet gösterirken, şu an yalnızca 6 İsrail şirketi dahil 20 hava yolu firmasının hizmet verdiğine işaret edildi.
Haberde, saldırıların İsrail turizmi üzerindeki uzun vadeli etkisine ilişkin, “Yurt içi turizm büyük bir darbe aldı ve yabancı turizm önemli ölçüde daha pahalı hale geldi.” ifadesine yer verildi.
İsrail Otelciler Birliğinin 7 Ekim’den bu yana 90 otelin (ülkedeki toplam otel sayısının yüzde 20’si) kapandığı açıklamasına yer verilen haberde, 2024’ün başından bu yana turistlerin gece konaklamasında yüzde 79 azalma görüldüğü, geçen yılki 7,5 milyon turist sayısına karşı bu yıl 1,6 milyon turistin ülkede gece konakladığı bildirildi.
Haberde, “Aynı zamanda Avrupa’daki destinasyonlara bilet fiyatları binlerce dolara yükseldi, arz azaldı ve direkt uçuşlarla ulaşılabilen destinasyonlar küçüldü.” denildi.
UCM’nin tutuklama kararı sanayiyi olumsuz etkiledi
Calcalist gazetesinin haberinde, İsrail Üreticiler Birliği Başkanı Ron Tomer’in “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Başbakan Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkarma kararının sanayi de dahil olmak üzere tüm ülkeye zarar verdiği” değerlendirmesi aktarıldı.
Tomer, “Birisi, İsrail’in Gazze’deki insanları aç bıraktığını ve tıbbi tedaviden mahrum bıraktığını duyduğunda, böyle şeyler yapan bir ülkeyle gerçekten çalışmak isteyip istemediğini kendine sormaya başlıyor.” ifadesini kullandı.
Haberde, “Gazze ve Lübnan’daki savaşın yerli sanayiye karşı bir boykot dalgasına yol açtığı” vurgulanarak, “En büyük ve en gürültülü boykot, mayısta başlayan ve ekim ayında yoğunlaşan Türkiye boykotuydu.” ifadesine yer verildi.
Haberde, Dışişleri Bakanlığı Sanat Dairesi Müdürü Anat Gilad’ın “Normalde bir yılda etkinliklerimizde dünyanın dört bir yanından 1000’den fazla sanat yönetmenini ağırlardık ve bu yıl konukların yüzde 20 ila 30’u geldi.” sözleri yer aldı.
İsrail’in saldırılarının spor alanındaki etkisine de değinen haberde, “Gergin durum, İsrail sporlarını da olumsuz etkiliyor… Geçen yıl İsrail spor kulüplerinin faaliyetlerine ciddi zararlar verdi, çünkü hepsi sadece yurt dışında müsabakalara ev sahipliği yapmak zorunda kalıyor ve yabancı oyuncularla sözleşme yapmakta büyük zorluk çekiyorlar.” denildi.
Haberde, İsrail’in, 14 aydır Gazze’de sürdürdüğü saldırılar nedeniyle “eşi benzeri görülmemiş uluslararası izolasyonla” karşı karşıya olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.
AA