Geri itmeyi inkar eden Yunan vekiller, Bakan Soylu’nun ‘videoyla ispat’ önerisiyle sustu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Geri gönderme ve geri itme meselelerinde bizim hazırladığımız yüzlerce videodan 11 tanesi var. Eğer Ege’de biz Yunanistan’la komşu değilsek, Sırbistan veya Arnavutluk’la komşuysak siz haklısınız.” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yunanistan’ın sığınmacıları geri ittiğine dair yüzlerce video olduğunu belirterek, “Eğer Ege’de biz Yunanistan’la komşu değilsek, Sırbistan veya Arnavutluk’la komşuysak siz haklısınız. O sahil güvenlik botları sizin bayrağınızla sizin insanlarınız tarafından değil de sizin gemileriniz başkaları tarafından o öldürme işlerini gerçekleştiriyorsa siz haklısınız.” dedi.

Bakan Soylu, NATO Parlamenter Asamblesi Politik Komite ve Ortadoğu Komitesi heyetiyle bir araya geldiği yemekli toplantının ardından parlamenterlerin sorularını yanıtladı.

Yunan parlamenterlerin Yunanistan’ın Ege’de sığınmacıları geri itmediğini iddia etmesi üzerine Soylu, bu konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Soylu, göç meselesi konuşulduğunda somut değerlendirmelerin ortaya konulması gerektiğini belirterek, “Göç sınırlarında olan ve bunlar uzaydan yapılmadığına göre karşı taraftan yapılan itmeleri, ölümleri ve öldürmeleri burada konuşmayacaksak, burada bir göç sunumu yapmamın bir anlamı yok. O zaman şartları söylersiniz, ‘Şu konulara girersiniz, bu konulara girmeyin.’ dersiniz. Bu doğru bir yaklaşım değil. Yunanistan’ın sınırlarının Avrupa sınırları olduğunu değerlendiriyorsunuz. Olabilir. Bu, yaptıklarınızla bütün Avrupa’yı sorumlu olarak, ortak sorumluluk alanına çekmek doğru değil. Frontex de aynı şekilde kandırıldı zaten. Burada bir kavga oluşturmak tabii ki doğru değil. Anlaşma var. Sizin bu anlaşmanın ne tarafında olduğunuzu bilmiyorum. Ben 6 yıldır bu anlaşmanın içindeyim. Bütün göç bakanlarına kadar bu anlaşmanın nasıl evrildiğini anlatmaya çalıştım.” diye konuştu.

Bakan Soylu, Ege’de yaşanan geri itmelerle ilgili değerlendirmelerini eleştiren Yunan parlamenterlere şöyle yanıt verdi:

“İnsanların öldürülmesini, insanlığa yapılan bir cinayeti burada ortaya koymuşsam, küçük düşen onu savunanlardır, o ölümü savunanlardır. Küçük düşen bunun başkaları tarafından yapıldığını iddia edenlerdir. Öyle bir yaklaşım söz konusu olabilir mi? Buraya Türkiye’nin göç konusundaki bu meselesinin ne noktada olduğunu anlatmak için çağrıldım. İran’daki, Afganistan’daki, Yunanistan sınırındaki meseleyi de anlattım. Suriye rejiminin yaptığını da anlattım. Böyle bir tartışmayla sonuç alabilmemiz mümkün değil. Reddedebilirsiniz ama tarihsel bir gerçeği ortadan kaldıramazsınız. Bunu ne kadar reddederseniz edin, bu reddedişinizle sonuç alamayız. Yapmanız gereken, özellikle sizin Yunan meslektaşlarına, Yunanistan’ın sahil güvenliğine ve oradakilere bu itmeleri gerçekleştirmemelerini tembih etmek, bu ölümlere sebep olmamalarını tembih etmektir. Burası ne şov ne gerçekleri örtme yeri ne de tarihi yanıltma yeridir. Burası herkesin kendi bildiğini ortaya koyduğu ve yaşadığı süreçleri değerlendirme yeridir.”

Bakan Soylu, Yunan parlamenterlerin geri itmelerle, Ege’de ve sınırda yaşananlara dair somut deliller olmadığını söylemesi üzerine ise şunları kaydetti:

“Geri gönderme ve geri itme meselelerinde bizim hazırladığımız yüzlerce videodan 11 tanesi var. Eğer Ege’de biz Yunanistan’la komşu değilsek, Sırbistan veya Arnavutluk’la komşuysak siz haklısınız. O sahil güvenlik botları sizin bayrağınızla sizin insanlarınız tarafından değil de sizin gemileriniz başkaları tarafından o öldürme işlerini gerçekleştiriyorsa siz haklısınız. Ama öyle değil. Şimdi gerçeği örtmeyelim. İnsanların Yunanistan’da karşı karşıya kaldıkları işkenceler sebebiyle uluslararası mahkemelerde Yunanistan’ı dava ettiğini burada bir kez daha söylemek istiyorum. Eğer isterseniz şurada videolar var. Bir daha söz alırsanız, ben hiç konuşmayacağım, bu videoları göstereceğim. O zaman siz sahil güvenliğinizin insanları nasıl öldürdüğünü, insanların botlarına silahlarla nasıl hücum ettiğini, botların havalarını indirerek onları denizin ortasında nasıl mahkum ettiğini, Türk Sahil Güvenlik Komutanlığının da onları nasıl kurtardığını burada izleriz. Bizle böyle bir tartışmaya girmeyin. Girmemenizi temenni ediyorum.”

Bakan olarak bu platformların hepsinin içinde olduğunu belirten Soylu, Türkiye’nin taahhütlerini yerine getirdiğini, şartları Yunanistan’ın yerine getirmediğini belirtti.

Soylu, Frontex’e ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

“Frontex güvenilir bir kurum değildir. Frontex’in dünyada derhal kapatılması gerekir. Avrupalıların yapması gereken ilk iş Frontex’i kapatmaktır. Başardık, Frontex’in yaptığı insanlık dışı davranışlardan sonra Frontex’in başkanı alındı. Dünyada ilk dile getirenlerden biri benim. Çünkü bu yanlıştı. Üyesi ve paydaşı bulunduğu ülkelerin aleyhine iş yapan ve insanlık dışı, kara bir kurumdur. Derhal Frontex’in kapatılması gerekir. Bu ihlallerden sonra kendini bir daha toparlayamaz. Bunu Türkiye’nin İçişleri Bakanı olarak söylüyorum. Bu insanlık dışı ihlallerin önemli bir bölümü Frontex’in ev sahipliğinde, korumasında ve garantörlüğünde yapılmaktadır.”

PKK’nın elindeki İsveç silahları

Bulgar parlamenter ise Türkiye’nin, PKK’nın elinde İsveç’ten gelen silahlar olduğuna dair somut belgeleri olup olmadığını sordu.

Bakan Soylu, soruyu şöyle yanıtladı:

“Anti-tank füzelerinden bahsediyorsunuz. AT-4’lerden. Elimizde bunlarla ilgili bütün kanıtlar da var. Özellikle bunu kullananların kendi beyanları var. Bunların kim tarafından ve ne şekilde kendilerine temin edildiğine yönelik kanallar var. Bunları da uluslararası kuruluşlara kendi adımıza bir vesileyle kanıtlandırarak gönderiyoruz. Hepsi var. Terör örgütü mensuplarını yakaladığımızda ortaya koydukları beyanlar var, ifadeler, değerlendirmeler var. Bunların kim tarafından kendilerine getirildiğine ait değerlendirmeler var. Bunun bir kendine ait üretim mekanizması ve yolu var. Bunların hepsi bizim elimizde. Bunlarla ilgili adımları da uluslararası kuruluşlara iletiyoruz.”

AA

Read Previous

Uğur İbrahim Altay, Dünya Belediyeler Birliği Başkanı oldu

Read Next

Türk doktor, Bosna Savaşı’nda ameliyat ettiği Boşnak kızla 27 yıl sonra buluştu