“Evet, şu an işsizim”

Doktora tezinden etrafındakilerin dışında bundan çok fazla haberdar olan olmasa bile, bu topraklarda yetişmiş Türk kızı olarak, tüm zorlukların üzerinden geçerek, sadece ve sadece kendi maddi imkanlarıyla büyük başarılar elde ettiğini belirtten Aksu Samet, “Birkaç yıl önceden de bazı memnuniyetsizliklerimden dolayı ayrılmak istemiştim, ama dışardaki iş imkansızlığı, ki şu an ki durumum bunun en iyi göstergesidir, uzun yıllar orada kalmama sebep oldu. Anavatanımız Türkiyedeki 15 Temuz darbe girişimi olayları hepimizi derinden üzdü. Hayat seçimlerden ibarettir, benim seçimim ekmek paramı, kariyerimi düşünmeden işime istifamı vererek oradan ayrılmamdı.” ifadelerini kullandı.
Doktor Aksu Samet, sadece TİMEBALKAN’a verdiği özel röportajda, nanoteknoloji biliminin yanı sıra Makedonya’daki yaşayan Türklerin diğer problemlerine de değinerek “Makedonya Türkleri olarak birbirimizden çok fazla haberdar değiliz, yani kaç öğretmenimiz, kaç doktorumuz, kaç mühendisimiz, kaç doktora ünvanına sahip bilim insanımız var bilgimiz yok” dedi.

Hüsamettin GİNA / TİMEBALKAN

Bu yılın başında, nanoteknoloji dalında, doktora tezininizi savundunuz. Neden doktora tezi konusu olarak nanomateriyallerin üretilmesini seçtiniz? Bu teknolojinin özellikleri nelerdir?

Evet, içinde bulunduğumuz yılın Mart ayında Üsküp’teki Matematik ve Fen Bilimleri Fakültesinin Kimya enstitüsünde doktoramı savundum. Tam olarak araştırma yaptığım alan İngilizce’de “Material Science” olarak geçen malzeme bilimidir. Bu bilim üzerinden teknolojide ve nanoteknolojide kullanılan malzemelerin elde edilmeleri, onların özeliklerinin analizi ve kullanılabilecekleri alanları kapsar. Neden bu konuyu seçtiniz sorusuna gelince, doktora konusunu seçme esnasında araştırma yaparken nanoteknolojiyle ilgili bir yazıda, “insan vucudunda dolaşarak kanserli hücreleri yok eden bir aracı gözünüzde canlandırın” diye yazıyordu, biraz daha nano dünyayı araştırınca o kadar küçük boyutların içinde neler saklandığı gerçekten ilginçti. Düşünün nanometre, metrenin milyarda bir parçasıdır. Tüm bunlar, özelikle de nanoteknolojinin tıptaki kullanımı ve burada kullanılan nano maddelerin elde edilmeleri konusunda araştırma isteğim gelişmişti. Fakat, isteklerimizin gerçekleşmesi bulunduğumuz koşullara bağlı olduğundan dolayı, bu konuya benzer inorganik malzemelerin üretildiği laburatuarda çalışmaya karar verdim. Tezimin konusu vanadyum oksit ince filmlerinin üretilmesi ve karakterizasyonuydu. 3-4 yıl süren laburatuar araştırmalarının sonunda, geliştirdiğimiz yeni metodlar üzerinden elde etğimiz ince filmler halindeki yeni materiyallerin yapıları nano ve mikro boyutlarda ve bunların elektrokimyasal, optik aktiv materiyaller oldukları kanıtlanmıştır. Okuyucuları çok fazla detaylarda boğmak istemem, fakat maddeler nano veya mikro boyutlarda çok farklı özeliklere sahip olabilirler. Mesela, altın normalde bildiğimiz sarı rengindedir, fakat nano boyutlarda bu renk kırmızıdır, mesela bakır bildiğimiz gibi ışığı geçirmez fakat nano boyutlarda kaplama yapıldığında bakırın şefaf özeliği vardır, bunların gerçekten örnekleri çoktur. Bilime önem veren ülkelerde, yeni materiyaller elde etme metodları ve özeliklerine göre farklı kullanım alanları yaratma çabası gösterilmektedir. Bu teknoloji sayesinde, az yer kaplayan, az enerji harcayan, az maliyetle daha fazla üretilebilmektedir. Nano teknoloji gün geçtikçe çok farklı alanlarda kullanılabilir ve günümüzde de artık kullanılmaktadırlar, bunlardan bazıları elektronik ve bilgisayar teknolojileri, tıp, havacılık, uzay araştırmaları, çevre, enerji, bioteknoloji, tarım v.b. İnanın bu konu çok geniş, en kısa şekilde anlatmaya çalıştım, başka bir seferde inşallah daha uzun uzun okuyucularımıza konuyu açabiliriz.

dsc_1070
Aksu Samet: “Bilim dünyasında saygın olan bilimsel dergilerde yayınlanan Makedonya adresli makaleler de mevcuttur…”

Nanoteknoloji Makedonya’da ne kadar tanınıyor? Maddenin yapısını, özelliklerini, tepkimelerini araştıran ve uygulayan bu bilim dalı Makedonya’da ne kadar gelişmiştir?

Günümüzde insanların sohbetleri arasında teknoloji veya nanoteknoloji olarak konuşmalar mevcut. Tabi ki vatandaşı ilgilendiren elindeki telefonun yada bilgisayarının boyutu ve içindeki kullanma imkanlarının ne olduğudur. Fakat bunların nasıl yapıldığı, kimler tarafından yapıldığı, hayatın her alanında kullanıldığını, üretilen senzörler, displeyler hatta dekorasyonda bile “akıllı camlar” adıyla bilinen, küçük voltajlarda elektriğin geçirilmesiyle rengini değiştiren kaplamalı camlar, bu bilimin ürünleri olduğu bilinmiyor. Tabi ki bu sadece bizim insanımızla ilgili değil, tüm dünyada bu böyle. Bildiğim kadarıyla Makedonya’da böyle bir üretim sektörü için az da olsa yatırımlar yapılıyor fakat Devlet Üniversiteleri’nin çatısı altında Kimya, Fizik enstitüleri ve Teknoloji fakültesinde malzeme mühendisliği bölümü olmasa da bu konuda çalışmalar yapılmaktadır. Son zamanlarda bu tür analizlerin yapılması için yatırımlar yapılmıştır. Önceden malzeme analizlerinin bazıları yurt dışı laburatuarlarında yapılırken şimdi ise Makedonya’da yapılmaktadır. Ayrıca bilim dünyasında saygın olan bilimsel dergilerde yayınlanan Makedonya adresli makaleler de mevcuttur. Örneğin, doktora tezimin araştırmasından, ki doktoranın savunulması için üniversite tüzüğüne göre sadece bir makale yeterli olmasına rağmen, mentör ve komentörümle beraber impakt faktörü olan saygın bilim dergilerinde üç makale yayınlanmıştır (M. Najdoski, V. Koleva, A. Samet, Effect of Deposition Conditions on the Electrochromic Properties of Nanostructured Thin Films of Ammonium Intercalated Vanadium Pentoxide Xerogel, J. Phys. Chem. C, 118(18), 9636–9646 (2014); M. Najdoski, V. Koleva, A. Samet, Influence of Vanadium Concentration and Temperature on the Preparation of Electrochromic Thin Films of Ammonium Intercalated Vanadium(V) Oxide Xerogel Nanoribbons, Dalton Trans., 43(33), 12536–12545 (2014); A. Samet, M. Najdoski, I. Kuzmanovski, Systematic Optimization of Chemical Deposition Conditions for Synthesis of Vanadium(V) Oxide Xerogels, Turk J Chem, 40, 136-146 (2016).), ve geçtiğimiz günlerde yayınlanması için değerlendirmede olan daha bir çalışmamız vardır.
Yayınlanan makalelerin dışında beş kongre ve sempozyum sunumları da gerçekleştirilmiştir, (Aksu Samet, Violeta Koleva, Juliana Velevska, Metodija Najdoski, Effect of electrolyte on the electrochromism of nanostructured thin films of ammonium intercalated vanadium(V) oxide xerogels, 15th International Workshop on Nanoscience and Nanotechnology, NANO 2013, Sofia, 2013; Aksu Samet, Violeta Koleva, Metodija Najdoski, A New chemical bath deposition method for preparation of electrochromic nan-sized ammonium intercalated vanadium(V) oxide xerogels, 15th International Workshop on Nanoscience and Nanotechnology, NANO 2013, Sofia, 2013; 3. V. Koleva, A. Samet, M. Najdoski, Chemical bath deposition of electrochromıc nanosızed (NH4)0.3V2O5∙H2O thin film usıng diethyl sulphate, 23th Congress of Chemists and Technologists of Macedonia, Ohrid, MST-07, 2014 Violeta Koleva, Aksu Samet, Metodija Najdoski, One-step chemical bath deposition of electrochromic (NH4)0.3V2O5∙H2O thin films, 16th International Workshop on Nanoscience and Nanotechnology, NANO 2014, Sofia, 2014; Violeta Koleva, Aksu Samet, Metodija Najdoski, Effect of synthetic procedure on the chemical bath deposition of electrochromic thin films of (NH4)XV2O5∙ nH2O, 24th Congress of Chemists and Technologists of Macedonia, Ohrid, September, 2016.)
Ayrıca bu konuyla ilgili Makedonya Bilimler ve Sanat Akademisi-MANU ve Bulgar Bilimler Akademisinin ortak projesinde yer aldım (Preparation and characterization of electrochromic thin films of vanadium oxides“ Macedonian – Bulgarian bilateral project – collaboration between Macedonian Academy of Sciences and Arts and Bulgarian Academy of Sciences (2014-2016)).
Makedonya Türkleri arasında bu dalda doktora tezini savunan mutlaka tek bayansınız ve bu gerçekten büyük bir başarı? Doktorayı hazırlarken, ilerideki dönem için neleri hayal ettiniz? Nerede çalışmayı planlıyorsunuz?
Bizler Makedonya Türkleri olarak birbirimizden çok fazla haberdar değiliz, yani kaç öğretmenimiz, kaç doktorumuz, kaç mühendisimiz, kaç doktora ünvanına sahip bilim insanımız var bilgimiz yok. Dillerden ve öğretmenlik mezunu olanlar daha toplu halde olduklarından dolayı belkide ve aynı zamanda hiç olmazsa Makedonya’daki Türklerin problemleriyle uğraşan dernekler daha fazla bu dallarda olanlarla ilgilendikleri için (küçük bir kritik olsun) az çok bilgiler mevcut fakat diğer bölümlerden mezun olanlar hakkında ne sayı ne de bilgi var. Sayımız az olsa da birçok başarısı olan Makedonya’da Türk asılı vatandaşlar da vardır, ve çalıştıkları ortamlarda onlar da Türk halkını temsil etmektedirler. Malesef bu insanlar tanınmıyorlar ve hak ettikleri değer de onlara verilemiyor. Aldığım bilgilere göre, sadece bu dalda değil tüm fen bilimleri, teknik ve mühendislik bölümlerinden Makedonya Türkleri tarihinde doktor ünvanını kazanan tek bayanım. Etrafımdakilerin dışında bundan çok fazla haberdar olan olmasa bile, bu topraklarda yetişmiş Türk kızı olarak, tüm zorlukların üzerinden geçerek, sadece ve sadece kendi maddi imkanlarımla ve aile ve dostlarımın manevi desteği dışında, hiç bir dış destek almasam da bu ünvana sahip olmam ailemin ve milletimin adına gurur duymaktayım. Umarım ki ileride Makedonya’da bulunan Türk enstitüler de, dernekler de, kurumlar da benim gibi bilime önem vermiş ve bu konuda çabalamış kişilere her konuda destek verir ve arkamızda durur.
Doktoramı hazırlarken üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmayı, yine araştırmalar yapıp doçentlik, profesörlük ünvanlarına kadar ulaşmayı hayal ettim ve bu isteğim hala da devam etmektedir. İçinde bulunduğumuz koşullar buna ne kadar olanak sağlayacak onu bilmiyorum. İnşallah gerçekleşir.

dsc_1036
Aksu Samet: “Üniversite yıllarımda öğretmen olacağımı hiç aklımdan geçirmemiştim…”

Uzun dönem kimya öğretmeni olarak çalıştınız. Bu dalda da birçok uluslararası seminerlere katıldınız. Öğretmenliğiniz döneminde başarılarınız var mıdır ve hangi başarılara imza atınız?

Üniversite yıllarımda öğretmen olacağımı hiç aklımdan geçirmemiştim. Zaten okuduğum bölüm kimya mühendisliğiydi. Annemin uzun yıllar öğretmen olması, evdeki yazılar, çizimler, gün boyunca öğrenci muhabetleri benim bu işte başarılı olacağımdan mahrum bırakıyordu. Fakat, 1999 yılında Yosip Broz Tito lisesinde kimya dersinde açık olunca, Türkçe ders gören öğrencilere yardım amaçlı kimya öğretmenliğine başladım. Bu dönem kısa bir dönemdi, ama öğretmenliğimin başlangıcı sayılır. Ondan sonra bu meslekte kendimi buldum diyebilirim. Kendindem küçük yaşta birinin bilgiye aç olduğunu görüp, öğretince de gözlerindeki teşekür ışıldaması bu mesleğin ne kadar kutsal ne kadar doyurucu bir meslek olduğunu gördükten sonra onbeş yıl öğretmenliğe devam ettim. Öğretmenlik dönemimde, sadece derse gidip ders vermekle değil, öğrencilerle 60 kadar proje araştırmalarının mentörlüğünü yaptım, ki bunlardan birçoğu Ulusal ve Uluslurarası yarışmalarda ödül almış projelerdir. Aynı zamanda olimpiyat hazırlıklarında mentörlüğünü sürdürürken daha bir sürü aktivitede öğrencilerimle beraber yer aldık. Beraber çalıştığımız öğrencilerin çoğu bugün Makedonya’da olsun, yurt dışında olsun birçok başarılara imza attılar ve öğretmenleri olarak kendileriyle gurur duyuyorum.

Türkçe eğitimde birçok problemin arasında Türkçe kitap problemleri de mevcut. Aldığımız duyumlara göre kitapların tercümesine yardımcı olmuşsunuz. Bu konuyu biraz daha açar mısınız?

Etrafımda Türkçe eğitimde birçok öğretmen olduğundan dolayı eğitimde olan problemlerimizden haberdarım. İlkokul öğretiminde az çok Türkçe ders kitabı var, ne kadar iyi ne kadar etkili o ayrı, başka bir tartışma konusu. Fakat lise ve meslek liselerindeki kitap problemi günümüze kadar hala çözülmüş değil maalesef. Bu gerekçeyle MATÜSİTEB ders kitapların tercüme edilmesiyle ilgilenmişti ve bildiğim kadarıyla bu kitapların büyük bir bölümün tercümesi bitmiştir. Şimdiye kadar Türkçe eğitime katkım olsun diye biri ilkokul olmak üzere üç kimya ders kitabının Makedoncadan Türkçeye tercümesini yapmışımdır (Bojan Soptrajanov, “Hemija za I godina za reformiranoto gimnazisko obrazovanie”, Prosvetno Delo – Skopje, 2008, (2012); Slobotka Aleksovska, Kiro Stojanovski, “Hemija za III godina za reformiranoto gimnazisko obrazovanie”,Prosvetno Delo, Skopje, 2007, (2010); Gordana Doneva-Atanasova, Slobotka Aleksovska, Bosilka Malinova,”Hemija za 7 oddelenie”, Prosvetno Delo, Skopje, 2002, (2007)). Şu an, lise dördüncü sınıflar kimya ders kitabının tercümesi üzerinde çalışmaktayım (Slobotka Aleksovska, Kiro Stojanovski “Hemija za IV godina za reformiranoto gimnazisko obrazovanie”, Prosvetno Delo, Skopje, 2009, (2015);. En kısa zamanda bunun da tamamlamaya çalışacağım. Umarım ki tercümleri bitmiş olan kitaplar en kısa zamanda basılıp öğrencilerimizin kullanımına teslim edilir.

dsc_1048
Aksu Samet: “Atomları, elektronların hareketini anlamak için hayal gücünün gelişmesi gerekir…”

Öğrencilerde kimya sevgisi ne düzeyde. İleride çalışacakları ve kariyer yapabilecekleri bir meslek olarak görüyorlar mı?

Sadece öğrenciler değil yetişkin insanlar da Kimya deyince, biraz duraklar. Artık buna bilmediğin şeyden korkarsın mı diyeyim, önyargı mı diyeyim bilmiyorum, ama nedense böyle bir bakış var, maalesef. Evet, kimya ders olarak gerçekten biraz abstraktır. Yani görmediğin bir şeyin mevcut olduğuna inanman gerekir. Atomları, elektronların hareketini anlamak için hayal gücünün gelişmesi gerekir. Hele küçük yaşta bir çocuğa veya ergenlik çağında olan bir gence, bu durumu anlatmak da zor anlaması da. Ama bence kimya bir o kadar da eğlencelidir. İşte bu eğlenceli tarafından öğretmenler olarak konuya girersek, görüşüm o dur ki, kimyayı öğrencilere sevdirebiliriz. Eğlenceli tarafı çeşitli deneylerin üzerinden derslerin verilmesi, yada hergünki malzemelerden başlayarak, etrafımızda her şeyin kimya olduğunu tasdıklamak, kimya bilimini öğrencilere yaklaştırmada güzel bir adım olur. Gerçekten sevenler ve bu konuda ileriki mesleklerini devam ettirmek isteyenler var, ama günümüzde gençler her şeyi çabuk yapıp daha kolay yoldan sonucu görmek istemektedirler. Kimya ve tüm doğa bilimleri sabır ister, araştırma ister ve ancak sonuca gelebilirsin.

Şimdiye kadar söz ettiğimiz başarılarınız, eğitiminiz, iş tecrübeniz varken siz “İşsizim” demiştiniz. Neden acaba?

Evet şu an işsizim. Yukarıda söylediğim gibi ilk olarak Yosip Broz Tito Lisesinde çalışmıştım, sonra da Üsküpteki Yahya Kemal Kolejinde öğretmenliğimi devam etirdim. Birkaç yıl önceden de bazı memnuniyetsizliklerimden dolayı ayrılmak istemiştim, ama dışardaki iş imkansızlığı, ki şu an ki durumum bunun en iyi göstergesidir, uzun yıllar orada kalmama sebep oldu. Anavatanımız Türkiyedeki 15 temuz darbe girişimi olayları hepimizi derinden üzdü. Hayat seçimlerden ibarettir, benim seçimim ekmek paramı, kariyerimi düşünmeden işime istifamı vererek oradan ayrılmamdı. Umut ediyorum ki en kısa zamanda eğitim seviyeme ve şahsıma uygun bir iş imkanıyla karşılaşacağım. Sözümü noktalamadan önce Köprü Derneği çatısı altında olan Time Balkan haber sitesi redaktörlüğüne kendimi ifade etme şansı verdiklerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum.

Read Previous

Sırbistan’da ” 2017’de Dünya Konferansı”

Read Next

Enver Hüseyin: “TDP’nin olağan kurultayı evet, kısmetse olacak!”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *