Darbeye Kafa Atmak

Nereden ve nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Son bir kaç günde yaşadıklarımızın anlatılır bir tarafı yok. Anlatılır bir tarafı yok çünkü yaşananlar anlatılacak gibi değil. İnanın kelimeler bile kifayetsiz kalıyor. Zaten bu yorgunlukla ve bulabildiğim kısa bir zaman diliminde neler yazabilirim ki? Üç gündür sokaklardayız. Üç gündür sokaklarda insan seli var. Üç gündür sokaklar milletin evi. Üç gündür nöbetteyiz. Gündüzler işle geceler nöbet tutmakla bitiyor. Peki neden? Neydi bu milletin suçu? Ortadoğu’nun tüm mazlum halklarına sahip çıkmak mıydı suç?

Kabus gününün üç gün öncesinde memleketten Türkiye’ye yeni gelmiş, İstanbul’dan Ankara’ya gitmiş oradan da Perşembe akşamı Kayseri’ye geçmiştim. Cuma günü her şey normaldi. Fakat gecesi öyle olmayacaktı.  Cuma akşamı saat on gibi arkadaşlarla yemek yapmaya başlamıştık ki, arkadaşın telefonu çaldı. Arayan Parti’den bir arkadaşımızdı. Size geliyorum demişti. Belli ki masaya bir tabak daha koyacaktık. Öğrenciler zaten bu duruma alışkandır. Öğrenci evinde Tanrı misafiri hiç eksik olmazdı. Televizyonun açık olup olmadığını hatırlamıyorum. Zil çaldı. İki arkadaş bir hışımla içeri girdiler. Ne selam ne de başka bir şey. Kavgaya dalar gibi. Yüzlerinde tedirginlik hakimdi. Sadece birinin ağzından Erdoğan kelimesi çıktı. Dondum. Demek ki Reis hayatını kaybetmişti. Yoksa bu tedirginlik hali ne içindi. Evet, her canlı ölümü tadacaktı. Evet, bu bir kaçınılmaz sondu. Evet, ne kadar da bir lider olsa oda insandı ve ölecekti. Fakat liderlerin ölümü milletin ölümüydü. Milletin başsız kalmasıydı. Her gün bir lider doğmuyordu. Hala şoktaydım. Televizyona bakarken aklımdan kalbimden neler geçti bilmiyorum. Televizyonun alt köşesinde son dakika haberiyle ‘darbe’ yazısı geçiyordu. Bir anda rahatladım. Reis’e bir şey olmamıştı ama kötü şeyler olduğu açıktı. Şokta olma halim hala devam ediyordu. Arkadaşların gelişleriyle çıkışları bir oldu. Yanımızdan birine de alıp gitmişlerdi. Ben mi? Ne yalan söyleyeyim ben korkmuştum. Ben ki davadan bahseden adam, ben ki her yerde atıp tutan adam evet ben ki bir korkak gibi göze alamamıştım gitmeyi. Ya beni de vururlarsa? Ya yabancı olduğum için yakalanıp sınır dışı (deport) edilirsem? Bunun gibi birçok soru cümlesi kurmuştum. Birçok bahane üretmiştim. Oysaki bunun tek bir açıklaması vardı. Açık, açık davaya ihanet etmiştim. Sadece davaya değil kendime de ihanet etmiştim. Masanın üstünde sıcacık yemeklerimiz duruyordu. Odada bir arkadaş vardı. Hiç konuşmadık. Akşama kadar kahvaltıyla durmamıza rağmen ve çok aç olmamıza rağmen lokmalar boğazımızda düğümlenmeye başlamıştı. Arkadaş başka bir partinin sempatizanıydı. Fakat benim yaşadığımız aynısını yaşıyordu. Bunun adına vicdan deniyordu galiba. Sonunda kendimize dönmüştük. Arkadaşların gidişinden belki bir saat geçmemişti ki biz de yollara attık kendimizi. Belki bu acımızı biraz hafifletirdi. O vicdan azabıyla her gece sabaha kadar hala sokaklardayız. Belki Türk halkı beni affeder diye Reis bitti diyene kadar  sokaklardan ayrılmak yok…

Darbeye Darbe Yapmak

15 Temmuz 2016 gecesi tarihe bir leke olarak yazılacak bu tartışma götürmez bir gerçek. Amma bu geceyi tarih farklı bir şey olarak da hatırlayacak. Onurlu Türk Milleti her zaman ki gibi yine, onurlarına yaraşanı yaparak bazı hain kişilerin darbe yapma teşşebüslerine karşı darbe yaparak olarak hatırlanacak.

Sokaklardaydık ama gözümüz hep sosyal medyadaydı, haberlerdeydi. Gidişat iyi görünmüyordu. Tanklar konuşlandırılmış, f16 uçakları buldukları her yeri bombalıyor, helikopterler nokta atışları yapıyorlardı. Ne geceydi ama? Bu kanı bozuk kişilerden tek kelime bahsetmek istemiyorum. Ben o geceyi tankların altına yatan, sivil olmasına rağmen polisin arkasından operasyona giden, kurşunlara hedef olmalarına rağmen göğüslerini siper edenlerden konuşmak istiyorum. Onlar için ne yazsam boş, ne söylesem beyhude. Hiçbir kelime hiçbir cümle anlatamaz onların kahramanlıklarını. Tanıdığım bir abla isim vermeyeceğim. Tankın önünde şöyle diyordu cuntacı şerefsize (asker kelimesini kullanmayacağım): ‘Ben ölmeye hazırım, sen öldürmeye hazır mısın?’. Bir tabir vardır bilirsiniz. Kurşuna kafa atmak diye. Evet. Bu millet o gece darbeye kafa attı. Onla yetinmedi, bu millet bir destan yazdı. Bu millet insanlığın onurunu kurtardı. Bu millet Şehitlerimizin kanını yerde bırakmadı. Allah bu milletten razı olsun.

Makedonya Fetullah’çı Teröristlerden Temizlenmeli

Son yazdığım yazı Cuma gününden birkaç gün önce yayınlanmıştı. Konu Fetullahçı bir yazarla ilgiliydi. Tevafuk oldu. Yazının yayınlanmasından birkaç gün sonra dünyada benzeri görülmemiş bir kahpe operasyon yapıldı. Bu hain örgütün yazarı AK Parti’nin geleceğini yazmıştı (AKP’nin Geleceği- başlıkta bir ima vardı-). Belli ki bir şeyleri biliyordu. Belli ki az da olsa bir haberi vardı bu yaşanacaklardan. 17 ve 25 Aralık darbe teşebbüslerinden sonra kendilerini ifşa etmişlerdi. Fakat uzaktan olsun yakından olsun herkesin bir bağı vardı bu örgütün üyeleriyle. Maddi çıkarları olanı vardı, gönül bağı olanımız vardı. Herkesin illa sevdiği bir abisi, ablası, akrabası bu örgütün ya üyesi ya da gönüllüsüydü. Çünkü bu örgütçüler yıllar önce gelmiş ve cemaat kılığında aramıza sokulmuşlar. Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok. Uzatmaya da gerek yok. Eskiden yaşanmış ya da Cuma gününe kadar nasıl bir bağla bağlanılmışsa bağlanılsın bu örgütün saflarına bu affedilebilir. Fakat bu darbe girişiminden sonra bunlara destek verenler Türkiye’de bir kesim cuntacının gerçekleştirdiği bu hain saldırının bizzat ortaklarıdırlar. Onlar kadar vebal altındadırlar. Anavatanını seven herkes bunlara karşı durmak zorundadır. Gönül bağını kesmeli, bunların dükkanlarında alışveriş yapmamalı bunlarla selamı bile kesmelidirler. Bunların içinde bulunan akraba dost herkese bu örgütçülerin hain yüzü gösterilmelidir. Bu örgütten kurtarılmalıdırlar. Anavatanını seven kim varsa bu Terör Örgütünün bir an önce Makedonya’dan defolup gitmesine karşı çalışma yapmalıdır. Bunu Türk halkına bir borç bilmeliyiz. Yoksa şehitlerimizin hakkı üzerimizde kalır.

Read Previous

‘Tankın gücü halkın gücünü yenememiştir’

Read Next

TSK’dan 15 Temmuz açıklaması

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *