Atanacak olan Üsküp Müftüsü üzerine

Geçtiğimiz günlerde Makedonya İslam Birliği, Üsküp Müftüsü Recep ef. Yusufi’nin emekliye ayrıldığını açıkladı. Balkanlarda Müslüman nufüsün yaşadığı önemli şehirlerin başında gelen Üsküp’ün yeni müftüsünün kim olacağı merak konusu. Bu gelişmelerin ışığında Almanya’daki Panzberg İslam Merkezi imamı Üsküplü Benyamin İdriz atanacak olan yeni Üsküp Müftüsü üzerine bir yazı kaleme aldı. Üsküp’ün sıradan bir şehir olmadığını söyleyen İdriz, “Üsküp, Suriye’nin başkenti Şam’da kadılık yapan İshak Çelebi’nin, Kosova’da müftülük yapan Hasan Fehmi efendinin şehridir. Üsküp, hafızların, ulemaların, müderrislerin, hocaefendilerin tarihte ün yapmış teologların şehridir” dedi. Atanacak olan yeni müftüde olması gereken özelliklerden söz eden Hafız Benyamin, “Yeni gelecek müftünün, tecrübesi ve teolojik deneyimiyle fetva vermesi, bilimsel yazılar yayınlaması ve medyayla iletişim kurması gerekmektedir. O öyle bir müftü olmalıdır ki meslektaşlarının hem malzeme hem de fikri açıdan seviyesini yükseltmelidir. O öyle biri olmalıdır ki Tiran’da, İstanbul’da, Saraybosna’da, Mekke’de ve Üsküp meydanında Arnavutça, Türkçe, Boşnakça, Arapça ve Makedonca konuşabilecek, bölgeüstü bir kalibreye sahip olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Üsküp yeni Müftüsü’nün beklerken
Makedonya İslam Birliği’nin resmi açıklamasına göre, mevcut Üsküp müftüsü Recep Efendi Yusufi’nin emeklilik kararından sonra başta başkent Üsküp olmak üzere Makedonya Müslümanları, atanacak olan yeni müftüyü büyük bir merakla beklemektedir.
Tüm müftülerin hazır bulunduğu, eski müftü Recep Yusufi’nin veda töreninde konuşan Makedonya İslam Birliği Başkanı Süleyman Efendi Recepi, Üsküp müftüsü Yusufi’nin Üsküp Medresesi’ndeki Arapça eğitimine katkılarından dolayı teşekkür ederken, Üsküp müftülüğündeki 22 aylık görev süresince başarısızlığını da kabul etti.
Veda töreninden anlaşılacağı üzere en yüksek dini kurum olan İslam Birliği yönetimin kendi kültür ve geleneğinden açıkça uzaklaştığı görülüyor. Merkezi bir camide,Üsküp imamlarının ve cemaatinin huzurunda, Üsküp müftüsünün faaliyetlerinin ortaya çıkacağı ve bunun müslümanlar tarafından kabul göreceği bir veda töreni yerine, müftünün kendisine ait tek bir kelime söylemediği bir lokantada yapıldı. Hediyenin özel bir paketle verilmesi yerine (görüntüye göre bir takımdı) hediye çarşıdan bir şey alınır gibi verildi. Müftü bu şekilde uğurlandı. Kısaca söylemek gerekirse, çok “ilkel” ve Üsküp müftüsüne yakışmayacak bir şekilde gönderildi.
Başkentimiz Üsküp’te İslam Birliğimizin geldiği seviye bu. Fakat, Üsküp sıradan bir şehir değildir. Üsküp güney Balkanda İslam’ın merkez üssüdür. Kalkandelen ve Struga Üsküp’e göre yön alır, keza Priştine ve Prizren de, Tiran ve Elbasan da, Novi Pazar ve Preşevo da. Bunların da ötesinde Üsküp’ün sesini Saraybosna ile İstanbul ve Brüksel ile Mekke’de duymaktadır.
Üsküp, Suriye’nin başkenti Şam’da kadılık yapan İshak Çelebi’nin, Kosova’da müftülük yapan Hasan Fehmi efendinin şehridir. Üsküp, şair Yahya Kemal’in şehridir. Hafızların, ulemaların, müderrislerin, hocaefendilerin tarihte ün yapmış ilahiyatçıların şehridir. O Ataullah efendinin, Fettah efendinin, Hafız Bedri efendinin, Hafız Şaban efendinin, Hafız Mehmed efendinin, Hafız Prof. Dr. Bekir Sadak’ın, Hafız İdris efendinin ve Üsküp müslümanlarına yön veren birçok ulemanın şehridir. Komunizm döneminde Üsküp, Saraybosna’yı, Novi Pazar’ı ve Priştine’yi hafız ve vaizlerle beslemiştir.
Üsküp dindar, takvalı, edepli ve İslam kültürüyle yetişmiş birçok kadın ve erkekle doludur. Her ne kadar Üsküplüler hikmet, sabır ve yumuşak huylu vasıflarıyla bilinseler de ihtiyaç dahilinde tepki göstermeyi, karşı çıkmayı ve ayaklanmayı çok iyi bilirler. Halkın şu anda yaklaştığı kırmızı çizgilere her dokunuş şiddetli sonuçlar doğuracak ve çöküşe neden olacaktır.

Geride kalan çeyrek asırlık dönem çöküş dönemine, resmi İslami hayatın feci bir şekilde yönetilmesine, Makedonya İslam Birliği kurumu çerçevesinde İslam kültürü ışığının yok edilmesine şahitlik etmiştir. Tarihte bu dönem, İslam’ın anayasaya göre kurumsal koruyucusu kurum tarafından değil de bizatihi halk tarafından muhafaza edildiğine tanıklık etmiştir. Bu kurum her ne kadar yanında birçok kişi görünsede tek kişi tarafından tahakküm altına alınmış ve gasp edilmiştir.
Sondan bir önceki müftü İbrahim efendinin dışlanması ve son müftü Recep efendinin emekliliğe ayrılmasıyla tunelin sonu görünmüş ve yeni bir başlangıcın zamanı gelmiştir.

Şimdi Üsküp Müslümanlarına hoca olan, akademik ünvana haiz, özverili, imam, müftü ve kelimenin tam anlamıyla efendi olan bir lider seçme zamanı gelmiştir. Üsküplü olan, Üsküp’ü tanıyan, Karşıyaka’yı ve Derven’i tanıyan, Çarşıyı, esnafı ve halkı tanıyan bir müftü – efendi gelmelidir. Öyle bir müftü ki şehrin sokaklarında, pazar ve çarşısında, camilerinde cübbe ve sarıkla ziyaret edecek, sabah namazını, Cuma namazını, teravih namazlarını kıldıracak, hutbe okuyacak, Üsküp ve civar camilerde ders, vaaz ve konferas verecek biri olmalıdır.
Yeni gelecek müftünün, tecrübesi ve teolojik deneyimiyle fetva vermesi, bilimsel yazılar yayınlaması ve medyayla iletişim kurması gerekmektedir. O öyle bir Müftüefendi olmalıdır ki meslektaşlarının hem maddi hem de fikri açıdan seviyesini yükseltmesi gerekir.

O öyle biri olmalıdır ki Tiran’da, İstanbul’da, Saraybosna’da, Mekke’de ve Üsküp meydanında Arnavutça, Türkçe, Boşnakça, Arapça ve Makedonca konuşabilecek bölgeüstü bir yeteneğe sahip olmalıdır. Öyle bir müftü efendi olmalıdır ki, hem Doğuyla hem de Batıyla, hem Müslümanla hem Hristiyanla, hem hocalarla hem cemaatle, hem şehirliyle hem köylüyle işbirliği yapabilecek potansiyeli olmalıdır.

Öyle bir müftü efendi olmalıdır ki Makedonya İslam Birliği binalarında meydana gelen haksızlıklara ve hakaretlere, Müslümanların malının kötüye kullanılmasına, çalışanların tembelliğine sesini yükseltecek biri olmalıdır. O İslam Birliğini, kurumsal reformların yolunu açacak, şeriat ve İslam Birliği anayasasına aykırı olan herşeyden haysiyetli bir şekilde temizleyen biri olmalıdır.

Özetlemek gerekirse müftü, İmam-Hatip egitimi günlerinden bu yana mihraba, minbere ve kürsüye yabancı olmayan biri olmalıdır. Sadece bu yerlerden gelen böyle bir müftü İslam’a, tüm Üsküplülere ve hatta daha geniş coğrafyaya hizmet edecek ahlaki gücü alacaktır. Üsküp ve Üsküplüler böyle bir profile sahip bir müftüyü hak ediyor!

Üsküp bu potansiyele sahip.

 

Read Previous

Karadağ Meclisi NATO üyeliğini onayladı

Read Next

Rumeli Türkleri Vakfı’ndan sağduyuya davet

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *