Türk Demokratik Partisi (TDP) Makedonya ile Yunanistan arasında varılan isim anlaşmasına ilişkin bir bildiri yayınladı.
Türk Demokratik Partisi (TDP) tarafından Makedonya ile Yunanistan arasında varılan isim anlaşmasına ilişkin yapılan açıklamada, “Söz konusu anlaşmanın imzalanması tarihi olduğu kadar, geleceğimizi de yakından da ilgilendiren bir gelişme” denildi. TDP MYK toplantısında ‘’Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’’ ismininin değişmesini öngören bu anlaşmanın kabul edilebilir bir anlaşma olduğu belirtilen bildiride “Anlaşmanın, ülkemizin stratejik hedefleri olan AB ve NATO üyeliği sürecini hızlandıracağını ve yukarıda belirttiğimiz ‘kırmızı çizgimizi’ aşacak herhangi bir madde içermediğini kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz” ifadelerine yer verildi.
TDP tarafından isim anlaşmasına ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bugün itibariyle Makedonya ve Balkanlar için yeni bir tarih sayfası açıldı. Makedonya ile Yunanistan arasında imzalanan anlaşma ile yıllardır süren isim sorununun çözümüne ilişkin ilk adım atılmış oldu. Söz konusu anlaşmanın imzalanması tarihi olduğu kadar, geleceğimizi de yakından da ilgilendiren bir gelişme.
Konunun ciddiyetinin farkında olan Türk Demokratik Partisi süreci başından itibaren dikkatli bir şekilde takip etmiş ve kafa karıştıracak açıklamalardan uzak durmuştur.
Türk Demokratik Partisi olarak, komşumuz Yunanistan ile mevcut isim sorununun çözümünü ve ülkenin AB ve NATO üyeliğinin yolunun açılmasını arzuladığımızı, ancak bu sorunun yaşadığımız ülkenin itibarını, soydaşlarımızın onurunu ve Türkiye ile Makedonya arasındaki ilişkileri zedeleyecek bir nitelikte olmaması gerektiğini ve bu üç noktanın ‘kırmızı çizgimiz’ olduğunu vurgulayarak tekrar ediyoruz.
Bugün gerçekleştirdiğimiz MYK toplantımızda bu konu gündeme getirilmiş ve ülkemizin isminin ‘’Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’’ olarak değiştirilmesini öngören bu tarihi anlaşma, Türk Demokratik Partisi açısından da kabul edilebilir bir anlaşma olduğu oybirliğiyle MYK üyelerimiz tarafından kabul görmüştür. Anlaşmanın, ülkemizin stratejik hedefleri olan AB ve NATO üyeliği sürecini hızlandıracağını ve yukarıda belirttiğimiz ‘kırmızı çizgimizi’ aşacak herhangi bir madde içermediğini kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
Balkanların artık ‘barut fıçısı’ olmaktan çıkması ve sürekli kriz ve savaşlarla anılmaması için bu tür cesur adımların atılması elzemdir. Dolayısıyla siyasi açıdan riskli ancak ülkenin ve bölgenin geleceği açısından umut vaat eden Başbakan Zoran Zaev ve kabinesinin bu adımını desteklediğimizi ifade eder, küresel yansımaları olan söz konusu anlaşmanın ülkemize, soydaşlarımıza ve bölgemize hayırlı olmasını temenni ederiz.”
