Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım, “Balkan Savaşları sırası ve sonrasındaki göçler, Türkiye’de mevcut Türk öğesine, kültürü ve diline güç kazandırmıştır.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un himayelerinde, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ), Tekirdağ Tarih Bilicinde Buluşanlar Derneği ve Süleymanpaşa Belediyesi iş birliğinde organize edilen Rumeli-Tekirdağ Göç Çalıştayı, Rektörlük konferans salonunda düzenlendi.
Vali Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, Tekirdağ’a çeşitli sebeplerden tarih boyunca göçler olduğunu söyledi.
Göçlerin tarih boyunca insanların hayatını etkilediğini ifade eden Yıldırım, “İnsanlık boyunca yaşanan göçler, dünyada eşitsiz biçimde dağıtılmış ekonomik fırsatlardan yararlanma isteğinin bir sonucu olabildiği gibi, ekolojik sebepler, dayatmalar ya da devletler tarafından gerçekleştirilen sürgünler, iskanlar ve savaşlar nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Bunların en önemlileri, Balkan Savaşı sonrası yaşanan göç hareketi ve 1989’da Bulgaristan’da yaşanan Türk zorunlu göçüdür.” diye konuştu.
Balkan Savaşı ve sonrasında milyonlarca insanın, yüzyıllarca yaşadıkları topraklardan ayrılmak, bütün geçmişini, servetini, komşusunu, bağını, bahçesini arkada bırakarak göç etmek zorunda kaldığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
“Balkan Harbi bittikten bir yıl sonra başlayan Birinci Dünya Savaşı nedeniyle muhacirlerin sıkıntılı durumları uzun yıllar devam etmiştir. Balkanlar’da büyük zenginliklerini terk ederek Türkiye’ye gelen Türkler, yıllarca zorluklarla mücadele etmek mecburiyetinde kalmışlardır. Ancak, her şeye rağmen Osmanlı bakiyesi topraklarda yaşıyor olmak, onlar için bir teselli olmuştur. Çünkü göç etmeyerek veya edemeyerek geride kalanların sıkıntıları, bulundukları yerde daha fazla olmuştur.”
Vali Yıldırım, “Balkan Savaşları sırası ve sonrasındaki göçler, Türkiye’de mevcut Türk öğesine, kültürü ve diline güç kazandırmıştır. Türk nüfus yoğunluğu artmış, onların Türkiye’deki nüfusla karışıp kaynaşmaları ve bütünleşmeleri ile bu topraklardaki mevcut geleneksel yapının değişmesi, ekonominin gelişmesi ve kültürel katkılarının yanı sıra Türkiye’de yeni bir ulus devletin kurulmasına önemli ölçüde ön ayak olmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.
“Bu çerçevede Balkan göçleri, Müslüman nüfusunun yoğunluğu üzerinde olumlu katkılar yaparak bu toprakların yeni kurulacak Türkiye Devleti’nin Misak-ı Milli sınırları üzerinde kurulmasına imkan sağlayan en önemli unsurlardan birisi olmuştur.” diyen Yıldırım, “Ayrıca Balkanlar’dan gelen göçmenler, Balkanlar’da öğrendikleri teknikleri Türkiye’de uygulayarak Anadolu’da modern tarım ve ticaretin gelişmesine de önemli katkıda bulunmuşlardır.” ifadesini kullandı..
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin de çalıştayın bazı tarihsel gerçeklerin ortaya çıkmasına vesile olacağını ifade etti.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlker Alp ise Osmanlı’nın zayıflamasıyla Balkanlar’da başlayan isyanlarda Türkler’e karşı “soykırım” uygulandığını ileri sürerek, şu ifadeleri kullandı:
“1821-1826 yılları arasında Yunan isyanı sırasında 400 bin Türk’ü Yunanlılar katletmişlerdi. Aynı zamanda bütün Türk eserlerini yok etmişlerdi. 93 Harbi’nde de aynı hadiseler yaşanmıştı. 93 harbi yıllarında 350 bin Türk katledilirken bir milyondan fazla insan yurdundan olmuştur.
Yine Balkan Savaşları’na geldiğimiz zaman tam anlamıyla bir soykırım yaşanmıştır. Türk tarihindeki en büyük acılar bu süreçte gerçekleşmiştir. Batı kaynaklarına göre sadece Türklerden 632 bin sivil katledilmiştir, 440 bin kişi zorunlu göçe tabi tutulmuştur. Doğu Trakya’da 300 bin kişi vahşice öldürülmüş.”
Çalıştay bugün sona erecek.
AA