Büyüklerimden işitmiştim: “Ne ise beşikte, aynısı teneşirde”.
Türkiye devleti, vatandaşının alınteriyle, ister savaş, ister terör yüzünden deyin, yurtlarından ve sevdiklerinden olan yaklaşık 4 milyon Suriyeli’yi 4 yıldır bağrına basıyor.
Üçüncü barış harekatı “Barış Pınarı” ile Türkiye’nin Mehmetçiğin gayretleriyle, vatanlarından olan Suriyelilerin evlerine dönmeleri için, canını kanını ortaya koyduğunu göremeyenleri, İstanbul’daki Dünya Göz Hastanesi’ne emanet etmek, gerekir.
Yakın ve orta Doğu planları bozulanların ve onların hizmetinde her türlü kılıktaki insanların-başta sözde gazetecilerin bu durumda, Türkiye’ye “etnik temizlik yapıyor” yakıştırması, hiç mi hiç olmuyor. Doğrusu, büyük bir haksızlık.
Esasen eğer Türkiye, kapılarını açıp bu mültecileri Avrupa’ya salmış olsaydı, bugün Suriye 4 milyon vatandaşından temizlenmiş, olacaktı.
Oysa bugün, bombalardan terörden kaçan komşularını, yaptığı barış harekatları ile, teröristlerden temizlenmiş ve güvenliğin sağlandığı vatanlarına geri göndermeleri de rahatsız ediyor, sözüm onlara hükümet ve politikalarının uşaklarını.
Çünkü ne pahasına olursa olsun, “insan kıyımı mı, yoksa tarih yıkımı mı?”, onlar için fark etmeyen asıl etnik temizlik, onların planı.
Bunları yazarken, etnik temizliği daha dün yaşamış bazı Balkan ülkelerinde, özellikle de Bosna ve Kosova’da bazı birey veya medyaların, sözkonusu 4 milyon Suriyeli’yi evlerinden yurtlarından eden teröristleri, Kürt halkına işkence yapılıyor maskesi altında, destekleyici tavırlarını, açıklamalarını anlamak, gerçekten çok zor.
Meğerse bunlar, “kurt tüyünü değiştirir, huyunu değiştirmez” misali, kişilerdir.
Oysa, nasıl bir strateji ise, Kosova da farkında olmadan temizleniyor, sanki.
Sözde Kürt halkının, özde bilinçli veya bilinçsiz Türk düşmanları, küresel güçlerin hizmetinde “Terör-PKK” yandaşları, evlerinde sinsice uygulanan etnik temizliği görmemekte, belki de görmek istememekteler.
2011’de yapılan nüfus sayımında 1 milyon 780 bin olan Kosova’da, 10 yıl geçmeden yüzde 10 nüfusun azaldığı tahminleri, ileri sürülüyor.
Adına da “ekonomik ve sosyal” göç, deniliyor. Ne denilirse denilsin fakat, bir çeşit temizlik yaşanıyor.
Türkiye devletine o yakıştırmayı yapanların, ne yazık ki İsrail tarafindan ezilen, her gün evlerinden sürülen Filistinlilere destek amaclı ses çıkarmamaları, insan haklarında onların ne kadar ayrımcı ve seçici olduklarını görmemek, elde değil.
90’lı yıllarda Balkanlarda yaşanan etnik temizlik sırasında terorist PKK unsurlarının o rejimlerin yanında yer aldıkları da unutulmamalıdır.
Etnik temiziliklerin dünyanın hiç bir yerinde olmaması dileğiyle.