İsrail’in 2008 yılında Gazze’ye düzenlediği saldırılarda bacaklarını kaybeden Filistinli foto muhabiri, kameraman Mümin Kıreyka, İsrail ablukası nedeniyle yurt dışına çıkamadığı için protez yaptırma imkanı bulamamasına rağmen dört elle sarıldığı mesleği ve içindeki yaşama azmiyle tam bir başarı örneği sergiliyor.
Kıreyka, İsrail’in “Dökme Kurşun” adını verdiği kanlı saldırılarda “sınır kapılarının kapatılması ve abluka” hakkında haber hazırladığı esnada İsrail güçleri tarafından vurularak bacaklarını kaybetti. O günden bu yana tekerlekli sandalyeye mahkum olan Kıreyka, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Haber kameramanlığı görevini bırakmak zorunda kaldığını ancak mesleğinden hiçbir zaman kopmadığını belirten Kıreyka halihazırda Filistin Enformasyon Merkezi’nde çalıştığını aynı zamanda da serbest olarak foto muhabirliği yaptığını kaydetti.
Bacaklarını kaybettiği saldırının üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen imrendiren azmi ve mesleğine olan tutkusu nedeniyle görevi başında kendisini görenlerde hayranlık uyandıran Kıreyka, arkadaşlarının yardımıyla aşamalı olarak tekrar iş hayatına dönebildiğini söyledi.
“Yıkılmamayı seçtim”
İlk dönemde kendini kabul ettirmek için zorlandığını ve insanların kendisine garipseyen gözlerle baktıklarını vurgulayan Kıreyka, “Ben yıkılmamayı seçtim. Çevremdekilerin çoğunun istememesine rağmen çok sevdiğim işime geri döndüm. Bir süre sonra varlığımı gösterdim ve herkes bana yardım etmeye başladı” dedi.
Savaş zamanlarında da mesleğini icra etmekten geri durmadığını ifade eden Kıreyka, İsrail’in 2012 yılında Gazze’ye düzenlediği saldırılarda yüksek apartmanların çatılarına çıkarak patlamaları fotoğrafladığını, saldırılar bitmeden 2 gün önce de sahaya inerek, Gazze’nin en büyük hastanesinin önünde görevini sürdürdüğünü dile getirdi.
İsrail’in son saldırısında 51 gün boyunca sahadaydı
Kıreyka, İsrail’in 2014 yılındaki operasyonunda ise mesleğine olan tutkusu ve gerçekleri duyurma arzusu nedeniyle saldırıların sürdüğü 51 gün boyunca bölgenin farklı kentlerinde sahada olduğunu ifade ederek, “Savaşın ilk günlerinde aracımla tek başıma hareket edebiliyordum ancak savaşın şiddetlenmesinin ardından her yerin yıkılması hareket alanımı daralttı. Amcamın oğlu yıkılan binaların enkazından geçmem konusunda bana yardım etti” şeklinde konuştu.
Kendi adına açılan sergiye katılamadı
Yerel ve uluslararası birçok etkinlikte ödül kazandığını belirten Kıreyka, Doha Basın Özgürlüğü Merkezi tarafından “en iyi basın hikayesi” ödülüne hak kazandığını dile getirdi.
Kıreyka, son olarak İtalya’da kendi adının verildiği bir sergi açıldığını ancak İsrail ablukası ve Mısır’ın sınır kapısını açmaması nedeniyle sergiye katılamadığını aktardı.
“İtalya’daki sergiye gidebilmek için 3 ay uğraştım” diyen Kıreyka, “Mısır ve İsrail tarafından Gazze Şeridi’nin sınır kapılarının kapalı tutulması nedeniyle sergiye katılamadım. Bu durum, beni gerçekten çok üzdü” ifadelerini kullandı.
Uluslararası kurumlar ile basın ve insan hakları örgütlerinden “basın mensuplarını korumaları ve onları doğrudan hedef alması nedeniyle İsrail’e dava açmaları” talebinde bulunan Kıreyka, ailesinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabildiğini, özel hayatında eşi ve çocuklarıyla mutlu olduğunu söyledi.
Kaynak: AA