Ocak ayını geride bıraktık . Her yılın başlangıcı olarak yaşam adımlarımızı Ocak ayında atarız. Bazan bu ayda hüzünler , bazan da mutluluklar yaşanır. Kimine göre yılın ilk ayındaki yaşantınız mutlu veya hüzünlü ise bütün yıl öyle geçer. Tabi ki böyle bir inancı insanlar kendilerine göre , kendi yaşantılarına renk katmak için düşünmüşlerdir…
Bu yılın Ocak ayı mutluluğuma önemli ve ender bir olayın yaşantısının sevincini kattı. Türkiye Cumhuriyeti bence değerli bir sanat buluşmasına imza attı. Sözüm “ TRUVA SONATI” konserinde. Evet Sevgili Time Balkan okurları, Ocak ayında Türkiye Cumhuriyeti başkenti Ankara dünyada nadir görünen bir konser buluşmasını yaşadı…
Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın “TRUVA SONATI” isimli konseri Ankara’da 18 Ocak 2019 tarihinde yapıldı. ATO (ANKARA TİCARET ODASI) CONGRESİUM’da “ TRUVA SONATI” prömiyeri düzenlendi. Basına kapalı düzenlenen konserin başında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve eşleri Emine Erdoğan ile konsere katılan protokölü , Fazıl Say’ı selamlayarak “ Konserime, Hoş Geldiniz” sözlerini içeren sevgi dolu karşılamadan sonra konser başladı…
Saygın konukları selamladıktan sonra “TRUVA SONATI”, ve “İZMİR SÜİTİ” Eserlerinden bölümleri yorumlayan FAZIL SAY’ı konser sonunda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan protokol ile birlikte ayakta alkışladı. Gecenin sürpriz konuğu ABD’li SENATÖR Linsay Graham oldu. Konser sonunda Fazıl Say’a – Aşık Veysel’in “BENİM SADIK YARIM KARA TOPRAKTIR” Plağını T.C. Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN Hediye ederek teşekkür etti. FAZIL SAY, CD’lerinden oluşan bir Album imzalayarak Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN’a konser bitiminden sonra hediye etti. (Konser hakkındaki bu bilgiler alıntıdır).
Böyle görkemli bir konser buluşması beni mutlu ettiği kadar sayısı çok sanat severini de umarım sevindirmiştir. Derken , isterdim ki hep böyle değerli buluşmaların daha sıkça oluşmasını gazete ve dergilerde okuyabilelim. Neden böyle diyorum, bu tür görkemli konserlerin basına kapalı olduğundan dolayıdır ki verilen bilgilerden anladığımıza göre mutluluğumuzu ancak kendi çapımızda hissederek yaşayabiliriz. Gönül isterdi ki böyle görkemli ve çok nadir görünen buluşmalarda bizler gazeteciler ve sanat severler de hep birlikte bu mutluluğu yaşayabilelim.
T.C. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan , dünyaca ünlü piyano sanatçısı Fazıl Say’ın konsere davetini kabul ederek sanata ve sanatçıya değer verdiğini böylesi nadir buluşmayla dünyaya duyurmuştur…
Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet, son dönemde gündemdeki siyasi yoğunluklarla kavrulurken, ülkenin Cumhurbaşkanı, dünyaca ünlü bir piyano sanatçısının davetini kabul ederek protokolüyle beraber izlemeye gidiyor. Ben şahsım adıma FAZIL SAY tarafınca yapılan örnek bir daveti ve bu daveti kabul eden T.C. Cumhurbaşkanı Sayın RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I saygıyla alkışlıyorum. Güzel, değerli ve tarihe damgasını vuran bir buluşmaydı “TRUVA SONATI” konseri… Umarım Türkiye Cumhuriyeti’nde daha sık buna benzer unutulmayacak anları yaşarız hep beraber…
… Derken belirtmeliyim ne yazık ki, konser için böylesi büyük ve dünya çapında saygın bir ülkenin çoğu siyasilerinden değerli “TRUVA SONATI” buluşması hakkında övgüye değer konuşmaları duyamadık ya da ben duymadım. Hatıralarda uzun kalacak bu tür nadir buluşmalar aslında ülkelerin sanat aynasıdır. Böyle bir değerlendirmeyi yaparken şunu belirteyim ki, sözünü ettiğim konser hakkında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den yorum yapıldığını da anmayı uygun buluyorum. Bu değerli sanat buluşması hakkında Devlet Bahçeli şöyle konuştu ”Sanatın siyasetteki sertlikleri yumuşatacağı, hoşgörü ve muhabet bağlarını güçlendireceği kanaatindeyim”- (BBC NEWS Türkçe –alıntı)…
İleride de böyle değerli sanat buluşmalarının daha sık olacağına ben de inanıyorum. Bir ülkenin siyasi yaşamının yoğunluğuna sanat faaliyetleri bir nebze olsa bile rahatlık getirir. Türkiye Cumhuriyeti’nin elbetteki çok değerli dünyaca ünlü sanatçıları vardır ki bunlardan biri de “TRUVA SANATI” konserinin piyano sanatçısı Fazıl SAY’dır. Fazıl Say’ı sevgili “TİME BALKAN” okurları sizlere kısaca tanıtmaya çalışacağım.
Fazıl Say Ankara doğumlu, Melodika çalarak müzik dünyasına merhaba demiştir. 4 yaşında piyanoya başlamış. Ankara Devlet Konservatuvarında üstün yetenekli çocuklar statüde eğitim almış.1987 yılında piyano ve kompozisyon bölümlerinden mezun olmuş. Alman bursu alarak 1991 y. “Konçerto Solisti” diplomasını almış, bir yıl sonra Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisinden -piyano ve Oda Müziği Öğretmenliği Ünvanına sahip olmuş. Eserler için çok sayıda ödüller almış Fazıl SAY, burada ancak bazılarını anmayı uygun buldum. 1991 y. Avrupa Birliği Piyano Yarışması, 1994 y. Avrupa Birliği Genç Konser Yarışması, 1995 y. Genç Konser Yarışması Dünya Birincilik. Böylece ödüller her yıl ardı arkası geliyor ve 2010 y. Yılın Piyanist ödülünü de aldıktan sonra Dünya Yılın Piyanisti oluyor. Burada saydıklarım arasında ANDANTE Klasik Müzik Ödülleri de bulunmaktadır. Demem o ki Fazıl Say dünyaca ünlü piyanist ünvanına sahip olmayı başarmıştır. Dünyanın birçok sahnelerinde verdiği konserleriyle büyük ilgi toplamayı da başarmıştır.
Yazımın sonunda vurgulamak isterim : – Ankara’da Ocak Ayının ortalarında “TRUVA SONATI” isimli konserinde nadir olan bir buluşmanın gerçekleşmesi dünyaya güzel bir mesajı olmuştur. Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı konserine davet ettmiş, daveti memnuniyetle kabul eden Sayın Cumhurbaşkanı Ocak Ayının 18 tarihinde , eşi Emine Erdoğan ve protokolle birlikte konseri izleyerek dünyaya örnek olmayı başarmıştır. Böyle buluşmalar günümüzde pek nadir olduğu da bir gerçektir. Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ı konserine davet ettiği Cumhurbaşkan Sayın Tayyip Erdoğan’ı yoğun çalışmaları olmasına rağmen konseri izlemek için vakit ayırmış ve böylece nadir ve çok özel bir tabloyu sergiledikleri için her ikisini yürekten kutlarım. Şunu vurgulamak isterim , böyle güzel ve değerli anları bulunduğumuz yıl içerisinde daha sıkça görebileceğize inanıyorum. Ancak bu tür düzenlenen nadir Buluşmaların halka da açık olmasını gönülden dilerim.
Gazetecilik hayatımda siyaset içerikli yazılardan hep uzak durdum. Yazılarımda hep sanatı önder olarak gösterdim. Sanatın her dalı ülkenin aynasıdır. Sanata siyaset eklemesi olmaz, olsa da bu sanat değildir. Bu yüzden bu yazımda da siyasetten uzak durmayı tercih ettim, benim için yılların gazetecisi ve de bir sanatçı ailenin ferdi olarak, her şeyden önemli ve örnek sanat buluşmasını anlatmaktı gayretim. Böylesi SANAT BULUŞMASI’nı anlatabildiysem ne mutlu.