Yunanistan’da her geçen gün Türk düşmanlığı ve Türkiye aleytarlığı artarken Türkiye’de dostluk ve barış adına örnek bir gelişme daha yaşandı.
Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde, Rum/Yunan Dimitrios Mavridis’in mübadele öncesi ailesi ile yıllarca yaşadığı ev, müze haline getirilerek törenle açıldı. Müzede, Mavridis’in biriktirdiği eski Tekirdağ fotoğrafları sergilenecek.
Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Trakya Başkanı Orhan Çebi ve Tekirdağlı esnaf Eyüp Ataman’ın girişimleri ile artık Yunan Dimitrios Mavridis’in mübadele öncesi ailesi ile yaşadığı ev müze haline getirildi. Mavridis’in biriktirdiği eski Tekirdağ fotoğraflarının sergileneceği müze, bugün törenle açıldı. Açılışa, CHP Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, AB Parlamentosu Milletvekili Miltiadis Kyrkos, Dimitrios Mavridis ile oğulları Alexandros Mavridis ve Nikolaos Dorotheos Mavridis, kız kardeşi Christina Ziouvas ve eşi Spyridon Ziouvas, akrabaları Vasiliki Vousvonis ve Alexandros Vousvonis, rehabilisti Evangelos İatridis ve asistanı Olga Yabonska ile davetliler katıldı.
Süleymanpaşa Belediye Başkanı Eşkinat, açılışta yaptığı konuşmada, aynı evin çocukları olarak birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek, şöyle dedi:
“İlk defa Sayın Mavridis’in evini ziyaret ettiğimizde yaşadığımız olağanüstü anı sizlere kelimelerle tarif etmem mümkün değil. Gerçekten, aynı evin çocukları aynı hissiyatı birbirlerine sarılarak bir bütün olmanın verdiği güçle neleri hissettiler ancak yaşayarak insan öğrenebilir. Bu ev Mavridis Ailesi’nin biraz sonra Dimitrios Mavridis’in de anlatacağı gibi Mora Yarımadası’ndan bu topraklara göçen ailesinin 1914 yılında yaptırdığı ve 1922 yılında mübadele ile ayrılmak zorunda kaldığı çok özel bir ev. Şimdi böyle bir baktığımız zaman iki toplum aynı coğrafyada yaşamış, yer değiştirmiş ama hala terk ettiği yerlere vatanım diyor. Bu çok önemli bir şey. Aynı mutfağa sahip, aynı duygulara sahip, aynı coğrafyanın etkilerinde yıllarca beraber ve bir arada yaşamış bu iki topluma bedel ödettirenler, bu iki topluma birbirlerine düşmandır diye silah aldıranlar utansın. İşte o utancı yıkmak için Dimitrios Mavridis ile beraber bir yola çıktık ve sade Türk-Yunan dostluğu değil, Balkanlar’daki dostluğu tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, yurtta sulh, cihanda sulhu sağlamak için biz bu dünyada yaşayan çağdaş insanlar olarak kararlıyız.”
MAVRİDİS: TÜRK-YUNAN DOSTLUĞU ADINA ÇOK ÖNEMLİ
Törene tekerlekli sandalye ile katılan Dimitrios Mavridis ise yapılan çalışmanın Türk-Yunan dostluğuna büyük katkı vereceğine inandığını dile getirdi. Mavridis, şunları söyledi:
“Henüz müzeyi görme fırsatım olmadı. Bugün görme fırsatım olacak. Açılış benim için de sürpriz olacak. Türk-Yunan dostluğu adına çok önemli bir gün bizi bekliyor. Ekrem Eşkinat başkan dostluğumuza, komşuluğumuza büyük katkı verecek bir çalışmayı başarıyor. Kendisini tebrik ediyorum. Bu tarz koleksiyonların tarihsel ağırlığı özellikle kimlik sorunu yaşayan belirli ulusların ve milletlerin kültürlerinin ve kimliklerinin bilinci ile tespiti için büyük öneme sahiptir. Sahip olduğum koleksiyonun sadece beni tatmin ettiğini ve bu koleksiyonu ilgili birçok kişiden mahrum bırakmamın haksızlık olacağını hissediyordum. Bu sebeple Tekirdağ’ın Süleymanpaşa Belediyesi’nin belediye başkanı bireysel çabaları ile beni bulduğunda bana böyle bir onur yaşattığı için hiç tereddüt etmeden isteğini kabul ettim. Ayrıca fotoğraf müzesinin yeri olarak dedemin inşa ettirdiği, babamın doğduğu ve saygıdeğer Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat’ın uzun yıllar yaşadığı bu eski evi müzeye dönüştürdüğünüz için çok teşekkür ederim.”
Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Dimitrios Mavridis’in 1998 yılında yazdığı, Tekirdağ için çok önemli bilgiler bulunan ve Süleymanpaşa Belediyesi tarafından Türkçeye çevrilen ‘İstanbul’dan Tekirdağ’a Çağdaş Yunan Kimliğinin Arayışında’ kitabını ve müze haline getirilen evin cam plaketini Mavridis’e hediye etti. Müzede, Mavridis’in özel koleksiyonundan seçilmiş fotoğraflarla oluşturulan posta kartı serisi, eski Tekirdağ fotoğrafları ve Mavridis’in yazdığı kitaptan alıntıların bulunduğu görseller sergilenecek.
MÜZENİN HİKAYESİ
1923 yılında Lozan Mübadelesi nedeni ile Tekirdağ’dan Yunanistan’a göç eden Mavridis Ailesi’nin terk ettiği evlerine Selanik’ten gelen Eşkinat Ailesi yerleşir. Mübadil olarak yer değiştiren ailelerin bir zamanlar yaşadığı evin çocukları Dimitrios Mavridis ile Ekrem Eşkinat, aslında aynı evin çocuklarıdır. Mavridis’in çocukluk yılları Atina’da geçmiştir. Dimitrios Mavridis babasının ölüm döşeğinde sayıkladığı ‘Tekirdağ’daki evimiz’ sözlerinden etkilenip 50 yıl boyunca Tekirdağ’ı araştırmış, hiç kimsede eşi benzeri olmayan yüzlerce eski Tekirdağ fotoğrafını toplamış, Tekirdağ hakkında 12 kitap yazmıştır. Tekirdağ’daki aile evini yıllarca arayan Mavridis, Tekirdağ’a gelişlerinden birinde evin fotoğrafını bulmuş, gördüğü gibi evi aramaya başlamış. Bir elindeki fotoğraf bir de eve bakmış.
Ekrem Eşkinat ise yıllar sonra eski Tekirdağ fotoğraflarını araştırırken fotoğrafların altındaki imzadan ulaşır Mavridis’e. Eşkinat tarihine ve barışa sahip çıkmak adına hemen harekete geçer. Mavridis’in Atina’daki evine gider. Mavridis’in yaklaşık 1500 Tekirdağ fotoğrafının yer aldığı koleksiyonunu inceler. O ziyaretlerin birinde mübadil olarak yer değiştiren ailelerin aynı evde yaşadıkları ortaya çıkar. Eşkinat, Mavridis’e “Bu fotoğrafları bize vermen lazım. Çünkü artık ne ben Türk’üm ne sen Yunan’sın. Biz aynı evin çocuklarıyız” der.
Köşk, Süleymanpaşa Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülür. Köşkün müze için seçilmesindeki en büyük etken 150 yıllık ve 1500’den fazla Tekirdağ’ın fotoğrafından oluşan dev bir koleksiyonu olan Dimitrios Mavridis’in burada yaşamış olmasıdır. Mavridis bu paha biçilmez koleksiyonu Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi’ne bağışlamıştır.
Milletgazetesi.gr