24.Dönem İzmir milletvekili ve Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı Rifat Sait, “AK Parti ve Balkan seçmenlerinin üç farklı ilde üç farklı tercihi: İzmir, İstanbul ve Bursa ” başlıklı yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Akılcı olmak, matematiksel düşünmek, kantitatif kararlar vermek için doğru olanı yapmak zorundasınız. Doğru olan ise inandığınız değerler doğrultusunda sizi istenilen sonuca ulaştıracak karar ve stratejilerdir. Kazandığınız müddetçe haklısınız ve kimse sizi siyasi kararlarınızda eleştiremez. Bazen bize göre belki yanlış kararlar vardır ama yine de kazanırsınız. Bazen sonuç olumlu ya da olumsuz beklenendir ya da çelişkidir. İşte bu gerçekler doğrultusunda demografik yapılarına göre İstanbul, İzmir ve Bursa’daki seçmen tercihlerine ve buna mukabil AK Partinin aday tercihlerini analiz etmek istiyorum. Üç farklı ilginç sonuçlar çıkıyor. Gelin isterseniz birlikte inceleyelim
Birinci örnek: Kazandığınız müddetçe haklı ve doğru olan siz olmaya devam edersiniz. İtiraz etmeye kalksak bile bu kabul görmez. Buna en iyi örnek İstanbul’dur.
İkinci örnek: Bazı örnekler vardır ki bu itirazlarda haklısınızdır. Âmâ farklı nedenlerle dikkate alınmaz. Ve maalesef üstelik sonuç da istenilen düzeyde değildir. Buna en iyi örnek İzmirdir.
Üçüncü örnek. En doğru olan ise budur. Hem kararınız doğrudur hem sonuç beklenen finaldir. Burası için en iyi örnek Bursa’dır.
Üç farklı ilde üç farklı sonuç
Birinci örneğimiz İstanbul. Şehir değil de bir bölge olarak düşünülmesi gereken İstanbul’un demografik yapısı olarak Balkan göçmenlerinin ağırlıklı hatta oldukça çok ağırlıklı olduğu yerler olan Bayrampaşa, Eyüp, Pendik, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Gaziosmanpaşa ilçelerinde Belediye Başkanlarının Balkan Göçmeni olmadıkları halde seçilmelerinin bir çelişki gibi görünse de öyle olmadığını söyleyebiliriz. Buraların Balkan göçmeni halkı yıllardır kişiye değil davasına ve Reisine olan sevgi, saygı ve bağlılığı ile koşulsuz destek veriyor. Zira bu olsa olsa bir Balkan milliyetçiliği değil dava milliyetçiliği olarak açıklanabilir. Bölgede yaptığımız araştırmalarda bazı şeylerin değişmekte olduğu ve halkın tepki ve itirazlarının seslendirildiği görülüyor. Ama son dönemde bu bölgelerdeki farklı lobilerin bu samimiyeti kötüye kullanmış olmaları Balkan seçmenlerini üzmektedir. Bu bizzat duyup şahit olduğumuz bir gerçektir. Demografik yapısı ağırlıklı Balkan göçmenlerinin olduğu yerlerde ısrarla farklı adaylar konunca, bölge halkı siyasi nezaketle “Biz, bizi tanıyan, bilen ve bizim sosyolojik ve kültür yapımıza uygun adaylar” istiyoruz dediklerinde “Balkan Milliyetçiliği” yapmakla suçlanmalarına büyük tepki gösteriyorlar. Nasıl Diyarbakır’da örneğin bir Arnavut kökenli ya da Trabzon’da örneğin bir Malatyalı aday konmadığı veya hatta konsa bile kabul edilmediğinde için bu bir milliyetçilik değilse aynen öyledir. İstanbul diğer seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde hatta daha stratejik öneme sahiptir. O yüzden bu olaya çok önem verilmelidir.
Diğer bir örnek ise demografik yapısı Balkanlı olduğu halde farklı adaylar konulan ve dolayısıyla daha fazla başarısız sonuçlar kaydedilen İzmir örneğidir. İzmir’de nüfusunun neredeyse %35’i Balkan göçmenidir. İzmir, 1912 Balkan savaşları, 1924 Lozan mübadelesi, 1956 Yugoslavya göçleri ve 1989 Bulgaristan göçleri ile demografik yapısını Balkanlaştırmıştır. Bugüne kadar seçilen Belediye Başkanlarından Osman Kibar, İhsan Alyanak, Burhan Özfatura, Ahmet Priştina’nın Balkan göçmeni olması tesadüf değildir. Bugünkü Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun Tokatlı olmasının herkesçe bilinen farklı bir hikâyesi vardır. Yine aynı şekilde İzmir’in 30 ilçesindeki mevcut Belediye başkanlarının 16 tanesi Balkanlıdır. Geçmişte ilçe Belediye Başkanlıkları yapan Işılay Saygın ve Kemal Baysak gibi şahsiyetler de Balkanlıdır. Sınırları Balkan bölgesinde olmasa da İzmir’e “Fahri Balkan şehri” denmesinin arkasındaki gerçek budur. Böyle bir yerde milliyetçilik olarak değil ama matematikçilik açısından ve doğal olarak Balkan kökenli aday konmasını beklersiniz. Konmadığı zaman oluşan farkın önemli bir nedeni de budur denildiğinde milliyetçilik yaftası ile karşılaşabilirsiniz.
Üçüncü örnek ise demografik yapısı Balkan olan ve genelde gösterilen adayların da doğru kararla Balkan göçmeni olduğu Bursa örneğidir. Nitekim Bursa’da alınan sonuçlar ortadadır. Alınan başarı puanı Türkiye ortalamasının üstündedir.
Son olarak daha önce de pek çok kez yazıp sorduğumuz, Çanakkale, Lüleburgaz, Kırklareli, Edirne, Çorlu, Aydın, İzmir, Manisa gibi vilayetlerde AK Partinin diğer illere göre göre istenilen başarıyı elde edememesi ile bu illerdeki ağırlıklı Balkan göçmenlerinin yaşamasının ilişkisi nedir ve buralarda kazanmak için ne yapmak gerekir? Bunun çok iyi araştırılması ve çözülmesi gerekir.