Hırvatistan’ın Adriyatik kıyı şeridinin yakınlarındaki sualtı arkeolojik sit alanında, bir zamanlar buranın zeytinlik olduğuna işaret eden 3.500 yıllık zeytin çekirdekleri bulundu.
Hırvatistan’daki, Pasman Kanalı’nda bulunan Ricul Adası ve kıyı kasabası Turanj arasındaki denizde, Orta Bronz Çağı’na ait birçok bulguya rastlandı. Bunların içinde Hırvatistan Adriyatik’inde bulunan en eski zeytin korularına ait 3.500 yıllık zeytin çekirdekleri de bulunuyor.
Arkeologların birkaç yıl önce sualtı keşifleri yapmaya başlamalarından önce, Orta Bronz Çağı Kuzey Dalmaçya’sı hakkında çok az şey biliniyordu.
Bu bölgede yaklaşık 3.000 yıl önce yaşayan Liburna-öncesi topluluklar hakkında karada bile çok nadir elde edilebilen bilgiler, kalın deniz tabakaları içine hapsolmuş ve iyi korunmuş organik materyaller sayesinde gün yüzüne çıkıyor.
Kültür Bakanlığı ve birçok başkaları tarafından finansal teşvik sağlanan bu sistematik çalışmalar, Zadar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından yürütülüyor.
Sualtı arkeolojik çalışmalarında, Ricul Adası’nda kazı çalışmaları yapan uzmanlarla birlikte kara ve deniz yatağı bulguları arasında kültürel bir bağlantı araştırılıyor.
Arkeologlar bu bölgede, tarihöncesi çömlekler, dikdörtgen şeklinde taştan yapılma bir obje, muhtemel bir çit ve kalın bir duvarın kalıntıları gibi birçok parça buldu. Araştırma lideri Mate Ilkic, “Bu kalıntılar, muhtemelen bölgedeki yerleşimin karadan gelebilecek tehlikelere karşı kurduğu savunma amaçlı bir duvara ait.” diye belirtiyor.
Tarihöncesi deniz katmanında, sayısız zeytin çekirdeğinin yanı sıra birçok taş alet de bulundu ve karbon analizi sayesinde 3.500 yıllık oldukları anlaşıldı.
“Birkaç yıl önce daha çalışmanın başındayken Ricul’un deniz yatağında bir çekirdek bulunmuştu, fakat analiz için en az 40 tane gerekli. Şimdi ise yüzlercesi bulundu!” diyor Ilkic.
Ayrıca, çekirdekler tür tayini için Zagreb Tarım Okulu’nda taranacak, belki bu tür hala Kuzey Dalmaçya’da bulunuyor diye de ekliyor.
Arkeologlar vişne gibi başka çekirdekler de ortaya çıkardı ve Ikic’e göre Liburna-öncesi topluluğun iyi ve çeşitli bir diyeti bulunuyordu.
“Bulunan birçok çeşitli evcil sığır, keçi ve kuzu kemiklerine bakılırsa et sıkıntısı da çektikleri söylenemez. Tahıl öğütmek için kullanılan değirmen taşlarını da bulduğumuz düşünülürse, ekmekleri de vardı.” diyor ve deniz kenarında yaşan bu topluluğun çok muhtemel balık da yediklerini ekliyor.