Türkiye’yi, Akdeniz’deki enerji denkleminde devre dışı bırakmak isteyen Yunanistan, İsrail ve Mısır’ın desteğiyle Münhasır Bölge ilanı için harekete geçti. Atina aynı yöntemle Libya’dan 39 bin kilometrekarelik alanı gasp etti.
İyon Denizi ve Girit Adası’nın güneyinde bulunan alanı 2011 yılında ‘sismik araştırma sahası’ ilan eden Yunanistan, Libya’nın iç karışıklık nedeniyle itiraz etmemesi üzerine daha ileri bir adım atarak 2014’te bu bölgede hidrokarbon araştırma ihaleleri açtı.
Uzmanlar, Yunanistan’ın yaptığı bu girişimlerin, fiili durum meydana getirerek Libya’nın deniz alanlarını kendi adına tescil ettirmeye yönelik bir adım olduğuna dikkat çekti. Oldu bitti ile Yunanistan’ın normalde Libya’ya ait olacak asgari 39.000 kilometrekarelik deniz alanını sahiplendiği ifade edildi. Gasp edilen bölgenin Libya’nın bu kısımdaki Münhasır Ekonomik Bölge’lerde (MEB) yaklaşık üçte birini oluşturduğu belirtildi.
Uluslararası sözleşmeler ve mahkeme kararları; sınırların belirlenmesinde esas alınan hakkaniyet ilkesine aykırı sonuç üreten hiçbir yöntem hukuken kabul edilmiyor. BM Uluslararası Adalet Divanı kararlarında, sınırlandırmada anakara kıyılarının esas olduğuna dair birçok karar bulunuyor. Öte yandan kıta sahanlığı ve MEB sınırlandırılmasında adalara (Girit gibi), özelliklerine ve konumlarına bağlı olarak ya hiç etki tanınmıyor ya da sınırlı etki tanınıyor.
Uzmanlar, bu nedenle Doğu Akdeniz’de hukuka uygun bir sınırlandırmanın Türkiye ile Libya’nın anakaraları arasında yapılması gerektiği görüşünde. Türkiye ve Libya’nın geçmişte bu konuda görüşmelere başladığı ancak Libya’da yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle anlaşma imzalanamadığı öğrenildi.
Kaynak: enerjienstitusu.com